En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Baþkorucu ona, “Evine dön...” diye seslendi. Gülbahar, “Onlarýn peþinden gitmeden böyle bekleyecek misiniz?” diye karþýlýk verdi. Baþkorucu, sesini biraz yumuþatýp, “Sen merak etme. Onlarý yakalamak için askeriye geliyor,” dedi. Gülbahar çýkýþmayý sürdürerek, “Askeriye gelesiye hududa varýrlar onlar,” dedi. “Askeriyenin hýzlý arabalarý var. Yetiþirler. Merak etme sen. Git haydi evine. Annen kan aðlamaktaymýþ, onunla ilgilen!” Gülbahar, gözyaþlarýný güçlükle bastýrabilmekteydi. “Annem aðlasýn, dursun! Kardeþimin katillerini yakalayýn siz...” Baþkorucu, sabrýný zorlayarak, “ Evine git...” diye tekrarladý. Sonra, yakýnýndaki bir korucuya seslendi. “Gani, al götür þu baþ belasýný!” Gani, kýzý sertçe çekerek oradan uzaklaþtýrmaya baþladý ve köy meydanýna geldiklerinde itekleyerek yere düþürdü. Gülbahar yere yuvarlanmýþtý, hemen doðruldu ve adamý yumruklamaya ve sürekli baðýrmaya baþladý: “Kaleden öteye gitmelisiniz! Beni duyuyor musun?” Gani, “ Git buradan! Yoksa burnunu keserim!” diyerek geri döndü. Gülbahar yerden bir taþ aldý, adama doðru fýrlattý. Taþ adamýn sýrtýna çarptý. “Yüzünü þeytan görsün senin! Askeriye gelesiye kadar hiçbir yere gitmeyeceðim.” Gani geri gelip kýzý ittirerek bir kez daha yere savurdu. “Canýný yakmak istemiyorum. Ama bir taþ daha atacak olursan yakacaðým. Git!” diyerek yine dönüp gitti. Gülbahar saða sola koþturdu. Baþkorucuya görünmemeye çalýþarak köy korucularýna yaklaþtý, yakýndaki bir evin avlusuna girip avlu duvarýna sindi. Az sonra uðultularla askeri araçlar da geldi. Araçlarýn baþýnda gelen Yüzbaþý, köy dýþýndaki mevzilerin önünde durdurduðu zýrhlý araçtan inerek, kendisini karþýlamaya yanýna gelen baþ korucuya art arda sorular sormaya baþladý. Gülbahar o hareketlilik anýnda onlarýn yanlarýna sokuldu. Yüzbaþý, “Ne oldu?” diye sordu. Baþkorucu, “Kale harabeleri civarýnda bir eþkiya grubu görüldü,” diye yanýtladý onu. “Çatýþmaya girildi mi?” “Yok.” “Kimseyi öldürdüler mi? Ölü var mý?” Ve o arada yanýna gelen Gülbahar’ý umursamadý. Sert ve otoriter tavýrlarýndan yanýna sokulunmayacak gibi bir görüntüsü vardý. “Varmýþ komutaným. Kayalýklarýn eteðinde bir çocuk, köyümüzden Ali Elmas’ýn oðlu Alican adýnda bir çocuk…” Gülbahar, ürkekçe, baþkorucunun lafýna müdahale etti. “Komutan!” Yüzbaþý bir el iþaretiyle beklemesini iþaret etti. Gülbahar, adamýn baþ korucuyla sohbetinin bitmesini bekleyemeyecek kadar sabýrsýzdý. Sert bir ifadeyle, çýkýþtý. “Zaman kaybediyorsunuz! Yapmanýz gereken bir þey var!” Baþkorucu, Gülbahar’ý susturmak için elini havaya kaldýrarak, “Sen sus!” diye azarladý. Gülbahar onun tepkisini umursamadan, yüzbaþýya çýkýþmayý sürdürdü. “Benimle hemen konuþmalýsýn!” Yüzbaþý, þaþýrtacak biçimde, ilgili bir bakýþla kýza döndü. “Hayýrdýr? Önemli bir þey mi vardý?” “Evet!” Yüzbaþý, “Anlat o halde! Vakit kaybetmeden...” dedi. “Eþkiyalar kardeþimi vurdular...” “O çocuðun ablasý mýsýn sen?” Gülbahar kayalýklarý iþaret ederek, “Evet... Beraberdik orada,” dedi. “Sen gördün mü onlarý?” Gülbahar, hýzlý hýzlý anlatmaya baþladý. “Evet. Kardeþimle beraberdik. Ben kaçýp kurtuldum ama kardeþimi yakaladýlar. Kurtarmaya çalýþtým ama kurtaramadým. Ýçlerinden birini uçurumdan aþaðý düþürdüm ama... Öteki kardeþim tam kaçacakken silahýyla ateþ etti.” Yüzbaþý þaþkýnlýk ve merakla, “Sen mi düþürdün eþkiyalardan birini? Doðru mu bu? Kaç kiþiydiler?” “Beþ, altý kiþi kadar varlardý...” Yüzbaþý yanýndaki bir astsubaya seslendi. “Üst çavuþum! Derhal yukarý mevkie hareket ediyoruz! Askerlere emir verin!” Astsubay,”Emredersiniz komutaným!” diyerek kendi aracýna koþtururken araçtakilere el kol iþaretleriyle hareket emri verdi. “Zýrhlý araçlar önden! Yukarýda ki kale kalýntýlarýnda... Çabuk!” Yüzbaþý koruculara, “Köyü savunma durumunuzu bozmayýn siz!” diye emrettikten sonra Gülbahar’a dönerek, “Sen de, þöyle arkada sinerek otur, bekle kýzým!” dedi. O da kendi zýrhlý aracýna binerek derhal harekete geçtiler. Askeri konvoy tozu dumana katarak, gürültülü bir þekilde tepeye doðru týrmanmaya baþladý. Gülbahar, bir kaya parçasý üstünde oturarak onlarýn, eþkiyalarý bulup getirmelerini beklemeye baþladý. Uzun saatler boyunca, sabýrla bekledi. En sonunda, bir askeri cip geldi mevzilere, içinden inen Astsubay, korucularýn yanýna sokuldu. Gülbahar, koþturup gelerek astsubayla konuþmaða hazýrlanýrken, astsubay onun konuþmasýna fýrsat vermeden kendisi konuþmaða baþladý. “Arkadaþlar, terörist grupla sýcak temas kuramamakla beraber Bulanýk Çayý boyunca Elazýð istikametinde ilerlediklerini tahmin etmekteyiz. Operasyonlarýmýz sürecek. Sizler evlerinize, iþlerinize dönün ama teyakkuz halinde kalýn. Ben görgü tanýðý bu kýz çocuðunu, Bulanýk’a götürmeye memur edildim. Ýçinizde, velisi mevcut ise bizimle gelebilir.” Sadýk, siperden fýrlayýp geldi. “Ben amcasý olurum komutaným. Babasý Bulanýk’ ta Yetiþtirme Yurdunda odacýdýr. Gelir, babasýna teslim ederim.” “Tamam. Gel sen de.” Sadýk, makineli tüfeðini ve kurþunlarýný baþkorucuya teslim etti. “Baþ efendi, al bunlarý da gideyim yeðenim ilen...” Baþkorucu, “Tamam, Sadýk. Saðlýcakla varýn, gidin,” diyerek teçhizatý teslim alýp yanýndaki bir baþka korucunun eline tutuþturdu. “Binin araca da gidelim.” Gülbahar, konuþmak için fýrsat bulamamýþ olmanýn sýkýntýsýyla bindi. * Astsubay, jandarma komutanlýðý karargâhýnda Gülbahar’ý kýdemli bir astsubayýn odasýna getirdi. “Baþçavuþum! Bu haným kýz Kayaköy eylemcilerini gören tanýk. Size emanet... Binbaþým gelip sorgulayacak.” Baþçavuþ, umursamaz tavýrlarla “Tamam üstçavuþum!” diyerek Gülbahar’a baktý. Üstçavuþ çýkýp gittikten sonra kýzý odadaki bir sandalyeye oturttu. “Oraya oturup, bekle!” Az sonra bir binbaþý geldi odaya. Odadakiler ayaða fýrladý, esas duruþa geçtiler. Gülbahar, gelen adamýn gördüðü saygýya hayretle bakarak, çekingen ayaða kalktý. Binbaþý, ona, “Otur kýzým, otur!” diyerek onunkinin yanýndaki sandalyeye iliþti. “Ben bu taburun komutanýyým. Baþýn sað olsun, kýzým!” Gülbahar, adamýn hatýrlatmasýyla kardeþinin ölümü için bir kez daha hüzünlendi. “Öldürdüler kardeþimi komutaným… Öldürdüler! Zavallý kardeþimi…” Sinirleri birden bire boþalýnca hýçkýrýklara boðularak titremeye, aðlamaya baþladý. “Alican... Kardeþim... Kýydýlar kardeþime. Alican’ýma kýydýlar, komutaným…” Binbaþý meraklanarak, “Ali Elmas senin abin miydi kýzým?” diye sorarken þefkatle onun baþýný okþadý. Gülbahar oturduðu yerde çýlgýna dönmüþçesine çýrpýnarak aðlamayý sürdürüyordu. “Alican... Alican, kardeþim... Kardeþim... Kardeþim...” Binbaþý uzanarak kýzýn omuzlarýndan tutup hafifçe sarstý. “Kýzým, kendini toparlamalýsýn. Sorularýmýza vereceðin cevaplarla o katilleri tespit edebilirsek, abini öldürenleri yakalayabiliriz. Toparla kendini! Tamam mý?” Gülbahar ne kadar toparlamaya çalýþsa da sinirlerine hükmedememekteydi. “Tamam...” Binbaþý, “Anladýðým kadarýyla, adamlarý görmüþsün. Senin yanýndan mý alýp götürdüler abini?” diye sordu. “Biz harabelerdeydik.” Binbaþý, kýzýn yüzünü görmeye çalýþarak konuþmasýný sürdürdü. “Harabelerde mi? Ne yapýyordunuz orada?” Gülbahar, hala hýçkýrýklarýný tutamamaktaydý. “Keçilerimizi güdüyorduk...” “Ali Elmas ile ikiniz mi?” “Evet...” “Hüsrev kim?” “Hüsrev dayý mý? Onlar babamla Bulanýk’ a indilerdi sabah erkenden. Biz kardeþimizleydik.” “Kardeþinle mi, abinle mi? Ali Elmas senden epeyi yaþlý da...” “Yok. Onbir yaþýnda o...” Binbaþý þaþkýnlýkla baþçavuþa bakakaldý. *
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |