"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sýrtýnda elbise yok." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Fransa’ nýn Victor Hügo’ su, Norveç’ in Henrik Wergeland’ý, Pakistan’ ýn, Muhammed Ýkbâl’ i, Kazaklar’ ýn Þahanov’u, Þili’ nin Pablo Neruda’ sý, Polonya’nýn Adam Mickiewiz’ bu konuda ilk akla gelen isimler… Türkiyemiz’ in ise bu alanda kuþkusuz ve itirazsýz tek ismi “Ýstiklâl Marþý“ þairimiz Mehmed Âkif ERSOY’ dur. Onun edebî kiþiliði ve þairliði hakkýnda çok þeyler yazýlýp söylendi. Özellikle kabul ediliþinin 91.yýlýnýn kutlandýðý þu günlerde (12Mart) yine bir çok þey daha yazýlýp, söylenecek… Âkif’ in þiirlerine þöylesine bakmak bile , O’ nun gerek vatanseverliði ve gerekse inançlarý bütün ayrýntýsý ve inceliðiyle ortaya koymaktadýr. Oysa bütün bu deðerlerin arka plânýnda O’ nun ne kadar ilginç ve deðerli bir kimlik ve kiþilik taþýdýðý ortaya çýkmaktadýr. 63 yýllýk hayatýna baktýðýmýzda, bütün ömrünce örnek bir Müslüman kiþilik olarak yaþayýp, aksiyon ve reaksiyonlarýnda hep Ýslâm’ ýn hükümlerine uygun tavýr aldýðýný tesbit ediyoruz Yakýn arkadaþý Mithat Cemal KUNTAY, O’ nun saðlam karakterini þu veciz cümlelerle ne güzel anlatýyor : “ Akif'in kuru hayatýnda maddî tek bir tat yoktu. Karakterinin katýlýðý ile hayatýnýn kuruluðu birleþti; her hazdan mahrumiyeti, bu dünyevî çýplaklýk onu mermerleþtirdi; heykel adam dininin ve vatanýnýn huzurunda, donmuþ bir dalganýn vecdi içinde, kaskatý yaþadý, öldü: Vatan ve din imaný. Bütün büyük duygular gibi bu iki iman cinnetti. Bunda hesap, mantýk, zekâ yoktu. Bu, makul deðildi; güzeldi. Çünkü imandý. Akif terennümün deðil, çýðlýðýn virtüozudur…” 1 Hakký Süha (GEZGÝN) Âkif’ in ölümünden sonra þunlarý yazacaktý: “ ( O’ nun ) kudretine hiç imrenmedim. Çünkü bu, bence meselâ kanatsýz uçmak kadar büyük bir olmaz olmazdý. Fakat insanlýðýna yaklaþmak isteði, ömrümün her çaðýnda bir ideal olarak yaþayacaktýr…” 2 Yine ayný günlerde eski Ýttihatçýlardan Tanin Gazetesi Baþyazarý Hüseyin Cahit Yalçýn (1875-1957) kendi ifadesiyle “ Âkif’ le fikir, duygu ve düþünce yönünde bir birleri ile zýt kiþilikte olmalarýna raðmen “ þunlarý söyleyebiliyordu : Akif, kanaatinin, itikadýnýn, vicdanýnýn adamý oldu ve böyle bir adam olarak öldü. Onun içindir ki tabutunun önünde eðilmek bizlere bir borç olmuþtur. Akif sevilmeyebilir. Fakat hürmetle yâd olunmak bir vazifedir…” Âkif’ in en karakteristik özelliði ise : “ Parayý bilmiyordu. (Bu mefhumu, sade. Umumî Harpte biraz heceledi; fakat sökemedi.) Ýnsanlarýn, ekseriya çirkin olduklarý para meselelerinde Akif çok güzeldi…” 3 Para’ ya hiç itibar etmediðinin sýnavýný yazdýðý “ Ýstiklâl Marþý “ þiirine konulan 500 liralýk ödül ile kendisine sipariþ verilen “ Kur’an Meali ” için takdir edilen 4.000 lira ücret konusunda sergilediði tavýrlarda bütün açýklýðýyla görüyoruz. Meselâ ; “ …1920 yýlý sonlarýnda Genel Kurmay Baþkaný ve Garp Cephesi Komutaný Albay Ýsmet Bey ( Ýnönü ) Maarif Veklili ( Millî Eðitim Bakaný ) Dr. Rýza Nur’ a baþvurarak : ‘ Millî heyecaný koruyacak, millî azim ve imaný mânen besleyecek, zinde tutacak, MARSEÝLLASE (Marseyyez- Fransýz millî marþý ) örneðinde bir millî marþýn hazýrlanmasýný ‘ teklif eder. Teklif MEB tarafýndan benimsendi ve millî marþ yarýþmasýnýn açýldýðý bir genelge ile bütün ülkedeki okulllara duyuruldu. 7 Kasým 1920 tarihli HÂKÝMÝYET-Ý MÝLLÝYE gazetesinde yayaýnlanan bir duyuru ile de yarýþma, ‘ Türk þairlerinin nazar-ý dikkatine ‘ sunuldu… Yarýþmaya gelen eserler 23 Aralýk 1920 tarihinde bir edebî hey’et tarafýndan deðerlendirilecek ve birinci gelen esere 500 lira (günümüz deðerlerine göre 500.000 TL.) ödül verilecekti…” 4 Netice’ de yarýþmaya 724 þiir teslim edilecekti. Teslim edilen þiirler arasýnda o sýralarda Burdur Milletvekili olarak TBMM’ de bulunan Mehmed Âkif Bey’ e ait bir þiirin bulunmadýðý Dönemin MEB Hamdullah Suphi Bey ( TANRIÖVER) ce farkedilecektir. Bunca þiir arasýnda milî marþ olarak kabul edilebilecek nitelikte bir þiiri de göremeyen Hamdullah Suphi Bey, yaptýðý araþtýrmada Âkif Bey’ in para ödülü olduðu için yarýþmaya katýlmadýðýný öðrenir. H. Suphi Bey, M.Akif Bey’ in yakýn arkadaþý Hasan Basri Bey ( ÇANTAY ) ile temas kurar ve kendisini marþ yazmaya ikna eder. M.Âkif Bey 48 saatlik bir zaman içinde yazdýðý þiir bilindiði gibi 1 Mart 1921 günü TBMM’ nde Hamdullah Suphi Bey tarafýndan arka arkaya tam dört kere okunup, coþku ve alkýþlarla dinlenir, 12 Mart günü öðleden sonra yapýlan oturumla TBMM’ nce oybirliði ile kabul edilir. Marþ için konulan ödülü Âkif Bey herhangi bir sürtüþme ve polemik konusu olmamasý açýsýndan alýr ; ancak hiç vakit geçirmeden tamamýný , yoksul Müslüman kadýn ve çocuklarýna iþ öðreterek, onlarý yoksulluktan kurtarmak amacýyla kurulmuþ bulunan “DÂRÜLMESÂÝ “ adlý derneðe baðýþlar. Ýþin ilginç tarafý, Âkif Bey þiirinin kabul edildiði gün Meclis’ e gelirken cebinde belki de 5 kuruþu yoktur ve Zonguldak meb’ usu (milletvekili) Hayri Bey’ den 2 lira borç alacaktýr. Hatta ; “…o günlerde maddî bakýmdan bir hayli sýkýntýdaydý; palto alacak parasý olmadýðý için kýþlarý ceketle geziyordu. Çok soðuk günlerde Meclis' e giderken paltosunu ödünç aldýðý Baytar Þefik (Kolaylý) Bey bir gün "Âkif Bey, þu ödülü reddetmeyip de bir palto alsaydýnýz daha iyi olmaz mýydý?" deyince öfkeden kýpkýrmýzý kesilmiþ, çok sevdiði bu dostuyla tam iki ay konuþmamýþtý…” 5 Ýnsan, o gün yaþananlarla, bu gün yaþananlarý kýyasladýðýnda iki nesil, daha doðrusu iki Meclis’ in arasýnda hiçbir benzerlik ve beraberlik göremiyor. O dönemde Mehmed Akif Bey, meclisin bir milletvekili olarak sýrtýna giyecek paltosu ve cebinde harçlýðý yok iken emeðinin karþýlýðý olarak bir servet niteliðinde ortaya konan ödülü elinin tersi ile itebilirken, günümüz Parlamentosunun üyeleri, memleketin ücretli ve emeklilerine yýllýk zam olarak yüzde ikiler, dörtler oranýnda zammý lütfederlerken, kendilerinin emeklilik maaþlarýna yüzde yüze yakýn oranlarda zammý reva görebilmekteler. Bu zam oranýnýn kanunu Cumhurbaþkanýnca veto edildiðinde ise, yüzde kýrkbeþ’ e çekilerek sözüm ona kamuoyu tepkisini absorve ettiklerini zannetmektedirler. Nereden nereye gelmiþiz; ibretâmiz bir durum.. Aradan yýllar geçer, 21 Þubat 1925 tarihinde, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’ nýn teklifi ile, TBMM, Kur’ an-ý Kerim’ in Türkçe meali, tefsiri ve Peygamberimiz ( s.a.v.) in hadislerinin Türkçeleþtirilmelerine iliþkin karar alýr. Tefsir iþlemi Elmalýlý Hamdi Efendi’ ye verilir, Türkçe meal hazýrlanmasý iþinin ise Mehmet Âkif Bey’ e verilmesine karar verilir. Karþýlýðýnda her ikisine de hizmeti bitirdiklerinde 6.000’ er lira ödenecektir. Ancak kendisi buna hemen evet demez. Kendisini ikna etmek için, resmen o sýralar Diyanet Ýþleri’ nde Baþkan Yardýmcýsý konumunda olan Ahmet Hamdi Bey (AKSEKÝLÝ) görevlendirirlir. Ahmet Hamdi Bey’ in uzunca bir zaman ýsrarlý takibi sonucunda Âkif Bey Kur’ an’ ýn manzum mealini yazmaya ikna edilir. Âkif Bey, 1926 ve 1928 yýllarý arasýnda þiir dahil bütün çalýþmalarýný bir yana býrakýr ve bütün gücüyle Kur’ an meali çalýþmasýna odaklanýr. Yazdýklarýný da parça parça Mýsýr’ dan Ýstanbul’ a göndermeye baþlar. Ancak, tek parti rejiminin o günlerde dinde reform amaçlý aldýðý karar ve uygulamalardan duyduðu rahatsýzlýk ve kendi mealinin de bu doðrultuda kullanýlacaðý kuþkusu ile, 50 sayfaya kadar ulaþan tercüme notlarýný, üzerinde düzeltme yapmak gerekçesiyle kendisine gönderilmesini ister. Kendisine geri gönderilen notlarýnýn üzerinden hayli zaman geçmesine raðmen Âkif Bey’ den herhangi bir ses çýkmamasý üzerine, Devlet’in üst kademesinin zorlamasýyla Diyanet Ýþleri Reisliði yeniden peþine düþer; ancak bu konudaki kararýný deðiþtirmez ve 1932 yýlýnda yaptýðý mukaveleyi fesheder. Baþlangýçta aldýðý 1000 lira avansý iade eder. Daha sonra kendisine tercümeyi verdiðinde alacaðý meblaðýn önce 10.000 lira, daha sonra da 20.000 lira’ ya çýkarýlacaðýna dair vaadlere de itibar etmez ve tercümeleri kendisinin ölümünden sonra yakýlmasýný vasiyet ederek, Mýsýr’ daki samimi arkadaþý Yozgatlý MEHMED ÝHSAN EFENDÝ’ ye teslim eder… Ya iþte M.A. ERSOY böylesine bir ahlâk abidesidir; Nûr içinde yatsýn… Salih Zeki Çavdaroðlu DÝPNOTLAR : 1 Ýsa KOCAKAPLAN, “ Ýstiklâl Marþýmýz ve Mehmet Âkif Ersoy “, Türk Edebiyatý Vakfý Yayýnlarý, 4. Baský, Ýstanbul, 2005, s. 88 2 “ Üstâd Âkif’ in Hayatý Daha Büyük Bir Þiirdir…” , Millî Gazete, 30 Aralýk 2006 3 Mithat Cemal KUNTAY, “ Mehmet Âkif : Hayatý, Seciyesi, Sanatý “ T.Ýþ Bankasý Yayýnlarý, Ankara, 1986 4 Ýsa KOCAKAPLAN, “ a.g.e” s. 16 5 Beþir AYVAZOÐLU, “ Ýstiklâl Marþý Kaç Günde Yazýldý? ”, ZAMAN, 15.Mart 2012 http://ferahnak.wordpress.com/
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |