Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Ahizenin öteki ucundaki ses onu bir an için kendine getirmeye yetti. Ses tanýdýk birine aitti. "Ne!" diye karþýlýk verdi. "Gecenin bu vaktinde mi?! Þaþaladý, elinde telsiz telefon olduðu halde, fýrlayýp kalktý ayaða. Konuþmuyor, yalnýzca kendisine söylenileni can kulayla dinliyordu. Oda karanlýktý. El yordamýyla, duvardaki elektrik düðmesini aradý buldu. Oda bir anda ýþýða boðulunca gözleri kamaþýverdi birden. Gözü duvar saatine iliþti, dördü biraz geçiyordu. "Neredeyse gün ýþýyacak, sabah olmasý yakýndýr."diye geçirdi içinden. Aynada kendini gördü. Ýyice yaklaþtý aynaya. Kendi suretine boþ boþ bakýnmaya baþladý. Þaþkýnlýðý hala üzerinde duruyordu... Saçlarý yer yer beyazlamýþtý. Oysa daha genç sayýlýrdý, yirmi altýsýný yeni bitirmiþti. Kulaðýna yapýþtýrdýðý telefonu fark ettiðinde, indirdi yerine býraktý. "Ne yapacaðým, þimdi ben?" diye telaþa kapýldý, aynadaki aksine bu soruyu yöneltirken. Elleri titriyordu. Aðlamaklý olmuþtu. Oysa böylesi bir haber kendisine ulaþtýrýldýðýnda sevinmesi gerekiyordu, üzülmesi deðil... Uzun bir süredir kendisini yurtdýþýna çýkaracak þebekeden mutlu haberin çýkmasýný bekler haldeydi. Haber gelmiþti, ama sevinemiyordu bir türlü. Beyninin içinde yanýt bekleyen onlarca soruyla bir, mutfaða yürüdü gitti. Ýçi yanýyordu. Vücudunun her yanýný hararet basmýþtý. Buzdolabýný açtý, içinden bir þiþe soðuk su çýkardý. Kapaðýný açýp, dikti baþýna. Soðuk su aðzýndan aþaðýlara kadar taþtý, neredeyse tüm vücudu ýslandý. Soðuk su titretti onu, acý acý gülümsemesine yol açtý... Rahatladýðýný hissetmiþ, kendine gelir gibi olmuþtu. Þiþeden arta kalan suyu avucuna döktü, buz gibi suyla yüzünü bir güzel yýkadý. Uykusu daðýlýr gibi oldu. Mutfaktan çýktý doðruca, anne ve kýz kardeþinin birlikte uyuduklarý odaya gitti. Odanýn kapýsýný araladý önce, içeriyi dinledikten sonra girdi içeriye. Baþuçlarýna sessizce kývrýlýp oturdu. Mýþýl mýþýl uyuyordu ikisi de. Belki böylesi daha iyiydi. Yüzlerini karanlýktan ötürü seçemiyordu. Kývrýldýðý yerden usulca kalktý, pencerenin yanýna gitti. Perdeyi araladýðýnda, sabahýn ilk ýþýklarý, odaya doluþtu. Oda biraz aydýnlanmýþ, yüzleri seçilir hale gelmiþti. Tekrar yanlarýna iliþti. Önce kardeþinin saçlarýný sevip koklamaya baþladý. Ýpek gibiydi saçlarý. Oradan aldýðý bir tutam saçý, burnuna yanaþtýrýp kokladý, derin derin içine çekerek... Eðildi annesinin yanaðýna hafif bir öpücük kondurdu, doyamadý bir kez daha... Aðlýyordu, acýsýný içine gömmüþ, gözyaþlarý sessizce içine akýyordu. Fazla dayanamayýnca, iliþtiði yerden kalktý. Odadan çýkmadan önce son bir kez ardýna bakmak istediyse de yapamadý, vazgeçti bu isteðinden nedense. Bir kez daha acýdý yüreði, tarifsiz bir sýzýyla burkuldu. Acýlarýyla birlikte, odasýna geri döndüðünde, karyolanýn altýna önceden gizlemiþ olduðu valizini çýkardý. Üzerini aceleyle giyindi. Zaman geçirmeden evi terk etmesi fikrine kapýldý birden. Öyle de yaptý. Kendini sokaða, karanlýða býraktý, valiziyle birlikte... Bomboþtu sokak, hiç bir yaþam belirtisi yok gibiydi. Arýzalý sokak lambasý bir yanýyor bir sönüyordu yalnýzca. Elindeki valizi yere indirdi, onu çekelemeye baþladý. Valizin tekerleri, yer yer taþlarýn aralarýndaki boþluða takýlýyor, ilerlememesi için adeta direniyor, "Gitme, kal!" diyordu. Ama çabasý boþunaydý... Anne yataðýnda gözlerini sýkýca kapatmýþ, derin bir uykudaymýþ gibi gösteriyordu kendini. Oðlunun baþucuna iliþtiðinden haberi vardý. Her þeyi görüyor ve duyuyordu. Anne de oðlunun sevgi gösterilerine karþýlýk vermek istiyor, ona sýkýca sarýlmak, baðrýna basmak istiyor, onu bir çocuk tadýnda doyasýya öpmek istiyordu. Ama yapamadý. Yapmak istemiyordu çünkü... Oðlunun uzun süren bir cezaevi yaþamýndan sonraki psikolojisini iyi biliyordu. Yaþamda bir baþýna kalmýþtý, etrafýnda kimsecikler kalmamýþtý. Tutunacaðý bir örgütü, güvenebileceði bir yoldaþý yok gibiydi. Oðlu birilerine küsmüþ, kýrýlmýþtý. Birileri de ona... Güvendiði daðlara çoktan karlar düþmüþtü. Hoþ O da karlar düþerken, kýlýný kýpýrdatmak istememiþ, yalnýzca oturduðu kösesinde izlemekle kalmýþtý. Bu duruma düsen bir tek o deðildi ki... Daha önceden yurt dýþýna çýkmýþ bir iki yoldaþý dýþýnda, kimsecikler arayýp sormaz olmuþlardý. Küskünlüðü, yaþama kýzgýnlýðý birazda bundandý. Mahallede bir olayýn çýkmasý, bundan oðlunun sorumlu tutulmasý, evinin davetsiz misafirler tarafýndan basýlýr olmasý, oðlunun yaka paça alýnarak þubeye götürülmesi iþin çabasýydý. Usanmýþtý kadýn. Yoksa izin verir miydi oðlunun uzaklaþýp gitmesine? Oðlunun yaþamasýný, hayata tutunmasýný istiyordu kadýn. Yakýnlarýna,"Gitsin, kurtarsýn canýný" diyordu sýkça." Razýyým ben buna." Uyansa, oðlunun sevgisine karþýlýk verse, gitmesine engel olacaðýnýn bilinci içindeydi. Oðlu odadan çýktýðýnda, o da hemen ardýndan sessizce kalktý. Kýzý uyanmasýn diye de içinden dualar etmiþti. Kýz abisine bayýlýr, abisi de Ona... Oðluna görünmeden, onu uðurlamak, gidiþini izlemek, son bir kez görmek istiyordu. "Belki bir daha göremem." diye düþünüyordu. Aklýndaki olumsuz düþünceleri bir bir kovduktan sonra, sokaða bakan pencereye koþtu. Kendini perdenin arkasýna bir güzel gizledikten sonra, perdeyi araladý ve dýþarýyý izlemeye koyuldu. Arýzalý sokak lambasýna kýzdý, onu tamir etmeye yanaþmayan belediye görevlilerine kýzdý, küfretti hatta. Sokak lambalarýný sapanlarýyla kýrýp bozan çocuklara lanetler yaðdýrmaya baþladý. Geceye, karanlýða kýzdý. Tan yerinin geç aðarýþýna kýzdý. Yoksulluðuna kýzdý, küfretti. Zalimlere karsý insanlarýn bir tek yumruk olmayýþlarýna kýzdý. Kocasýnýn, erken bir yaþta, inþaatta, iskeleden düþerek ölmesine, kendisini yapayalnýz, bir baþýna býrakmasýna kýzdý. Kýzmadýðý, küfretmediði hiç bir þey kalmamýþ gibiydi. Oðlunun siluetini zar zor seçebiliyordu. Sonra göremez oldu. Görünmez oldu oðul. Valizin tekerlerinin çýkardýðý ses, gecenin yüreðine, yalnýzlýðýna karýþýp yitip gittikten sonra, saklandýðý yerden çýkabilmeyi akýl edebildi sonunda. Yatak odasýna geri döndüðünde, hiç bir þey yaþanmamýþ gibi, yataðýna girdi. Kýzýný kendine doðru çekerek, ona sýkýca sarýldý. Defalarca öptü, kokladý onu... Yorganý baþýna kadar çekti, aðlamasýna devam etti sessizce. Sokaðýn sonuna vardýðýnda, durdu, geriye baktý oðul. Evlerine, ardýnda býraktýklarýna son bir kez bakmak istedi. Sokak karanlýktý hala. Sokak lambasýnýn þimþek gibi yanýp çakmasýndan, evleri bir görünüyor, ardýndan hemen kayboluyordu. Boðazýna bir þeylerin düðümlendiðini hissediyordu. Ýçinden aðlamak, isyan etmek istiyordu. O yalnýzca aðlamayý seçti. Sýrtýný duvara verip, evi, sokaðý izlemekten vazgeçti nedense. Cebinden sigara paketini çýkardý, içinden bir tekini aldý dudaðýna götürüp yaktý, dumaný derin derin içine çekmeye baþladý. Öksürmeye baþladý, kesik kesik... Sigarasý bitmeden bir tekini daha yaktý. Bu kez sigarasýna acýlarýný, öfkelerini, sevinçlerini ve özlemlerini bir güzel sarýp, birlikte içmeye baþladý... Sonra her þeye boþ vererek, valizini yerlere sürerek, akýp gitti yoluna...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Necmettin Yalcinkaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |