Rus Kýzýl ordunun, Afganistan iþgali ile baþlayan süreçte, Ýslam dünyasýnýn genç ve dinamik gücünün, kýzýlorduya karþý ABD'nin ve islam dünyasýndaki yandaþ iktidarlarý tarafýndan nasýl kullanýldýðýný, bu mücadelenin sonraki yýllarýnda öðrenecektik!

Senaryoyu hazýrlayan ABD'nin, bu ''yeþil kuþak'' Ýslami projesinin bir ayaðý, bugün hala devam ediyor. Buna raðmen müslüman alemi yaklaþýk 35 yýllýk bir planýn içeriðini yeterli þekilde anlamýþ mý? Kuþkusuz bu yetersizliðin tarihi arka planýda unutulmamalý...

Ýslam Ýnkýlabý ile birlikte; müslüman dünyasýnýn yönünü ve gönlünü, insanlýðýn en temel haklarýný oluþturan eþitlik, adalet ve hürriyet gibi kýstaslarýn iþlevini, kendi özünden beslenerek, içini doldurmaya baþlamasý. Ki islam inkilabýnýn en net sloganý olan ''Ne Doðu ne Batý sadece Ýslam'' ýn hangi anlama geldiðini müslümanlardan önce düþmanlarý anlamýþ olmalýydý!

Bu senaryonun yani dünün Afganistan ve Çeçenyasýndaki senaryolarýn bir benzerini bugünlerde Suriyede görüyoruz. Bugün Suriyede ne olduðunu, bize gösterilenin gerçekliði ne derece yansýttýðýný görmek için ille de bugünün tarihinin üstünden en az bir 10 yýl daha mý geçmesini beklemeli?

Elbette kiþinin fikir ve inancý, kiþinin taþýdýðý deðerlere hizmet etmesini kendisine zorunlu kýlar. Bu açýdan kiþioðluna herhangi bir cebr uygulanmasý düþünelemez...

Önce 1980 li yýllarýn sonlarýna kadar süren Agfanistan-Rus ve Ýran-Irak savaþlarýnýn buhranlý süreci hatýlayýp bazý noktalara deðinelim.

1- Rus kýzýlordusu'na karþý, Afgan Cihadý ile Ýranda ki zafere ulaþan Ýslam Ýnkilabý ve bunun akabinde Ýrana dayatýlan Ýran-Irak savaþý.

2- Her iki savaþýn baþlangýç ve biriþ tarihleri arasýndaki çok yakýn tarihsel parallelik

3- Ýran'a karþý savaþa sürülen Saddam'ýn solcu BAAS patisi olmasýna raðmen, ABD ve Batý dünyasýnýn vazgeçilmezi olan Demokrasi ilkelerden nasýl da uzaklaþmasý...

4-ABD Bir yandan Komünizme karþý müslümanlarý desteklerken, öte yandan Saddam'ýn baas iktidarý ile birlikteliðinin felsefi çeliþkisini göstermediði halde, bu çeliþkiyi görmeyen, görmek istemeyen Arap ve Türk Ýslamcýlarý!

5- Ayný çarpýk iliþki ve felsefi çeliþki, Rusya içinde geçerliydi. Rusya Saddam'ýn Sosyalist BAAS Rejimine destek vermeyi nedense Afganistanda savaþta olduðu için düþünemedi!

Nihayet 1988 de Bir þekilde Ýran-Irak savaþý ateþkes ile durdu. Afganistaný on yýla yakýn iþgal altýnda tutan Rusya da 1989 da geri çekildi.
O gün kü süreçte; Amerika, Rusya'nýn insan haklarýný çiðnediðini ve dolayýsý ile Afganistan'daki direniþe islam dünyasýnýn da yardýmýný isterken, halk kýyamý ile zafere ulaþan Ýran'daki inkýlabý /ki islami idi!/ islam dünyasýna özgürlük ve Adalet düþmaný olarak yansýtmayý bugüne kadar nisbi olarak baþardý. Eðer böyle olmasaydý durum çok daha farklý olmayý gerektirirdi. Elbette suçun faturasýný baþlýbaþýna Amerika'ya, Ýsrail'e ve ya Batý dünyasýna kesmek doðru deðil.

Buraya kadar yazýlanlarý aktarmamýzýn, son otuz yýllýk tarihe kýsa bir bakýþý hatýrlatmamýzýn nedeni Türk Ýslamcý yazarlardan, Selahattin eþ çakýrgil'in bir yazýsýna binaen aktarmýþ oldum ki söz konusu yazarýn deðindiði ve ''Ýslam Ýnqýlabý yapmýþ olan bir halkýn yönetim mekanizmasýnýn, bir takým stratejik gerekçelere sýðýnmak adýna, Suriye’deki katliâm ve diðer zulümlere zulme seyirci kalmanýn ötesinde bir de destek olmasý ve bu hususda öteki müslüman toplumlarla zýdlaþmayý da göze almak gibi bir siyaset izlemesinin izahý yoktur..

Suriye’deki bu zulüm mekanizmasý parçalandýktan sonra, -ki, inþaallah er/geç, parçalanacaktýr-, geçmiþte izlenen o siyasetin bedelini ödemek, daha bir aðýr olacaktýr.''
diye kaleme almýþ ve inkilabýnýn yönetim mekanizmasýný ki bundan kastý; ''Veliyyi Fakih''tir. Suriyedeki Zulme seyirci kalmanýn ötesinde destek vererek zulüm yaptýðýný, ayrýca bilinçli/bilinçsiz, öteki müslüman toplumlarla zýtlaþmayý göze almamasý gerektiðini Velayet ekolü mensubu olmadýðý halde nasihat ederek! Devamýnda.

''Kaldý ki, Osmanlý hayalleri denilince, bir Osmanlý saltanatý deðil, müslüman halklarý asýrlarca birbiriyle büyük çapta sulh içinde yaþatan kültürün hâkimiyetinin hedeflenmiþ olabileceðini düþünmek, o kadar mý zordur? Böyle bir arzunun tehlike olarak görülmesinin, müslüman toplumlar veya karar merkezleri açýsýndan mantýkî ne gibi bir dayanaðý vardýr.''

þeklindeki açýklamalarý, içinde bulunduðumuz Muharrem ayýnýn öndört asýr boyunca neden Huseyni mektep, Muhammedi islam ve ''Velayet ekolü'' mensuplarý için her zaman yasla anýlmasýný zorunlu kýlmýþ. Bir kez daha bilmiþ olduk ki ''Her yer Kerbela, her gün Aþura''

Rusyanýn, Afgan iþgali esnasýnda o günün islamcýlarý tarafýndan sýklýkla dile getirilen bir slogan olan ''Dinsiz Komunizm''e karþý kullanýlan müslüman gençlerin canýný feda, kanýný heba ettirenler, Maalesef bugün Suriyede tekrar gösterime koyduklarý filmin reklamýný üstleniyorlar? Ýslamýn ''Huseyni olmak'' ruhunu sökmek isteyenler, neden varlýklarýný sürdürebilmenin en iyi metodunu yine islamýn deðerlerini kullanmaktan geçtiðni çok iyi farketmiþler? Þu kadarýný belirtelim ki Velayet ekolü, islam dünyasýnýn Ondört Asýrlýk enkazýný kaldrýmak için ''Ya hep ya hiç!'' ve yine ''Zillet bizden uzaktýr!'' þiarlarý ile Huseyni bayraðý kaldýrdý. Bugüne kadar Þiarla hareket ettiðinden zülme karþý eðilmedi. Velayet ekolü; olaylara ve olgulara Hulefa ekolü'nün Dehr'i bakýþ açýsýnýn çok ötesindedir.

Hulefa ekolünde ki en iyi örneklik acaba kim? Sanýldýðý gibi öncekilermi yoksa sonradan gelene Muaviye ve gibiler mi?

Gerçi Muaviye; ''Ben sizinle namaz kýlasýnýz, oruç tutasýnýz ve hacca gidesiniz diye sizinle savaþmadým; ben size hükmetmek için savaþtým ve ona da ulaþtým''

Bugün Türkiye de iktidara gelebilmek için namaz kýlmayý ve tesettürü gereksiz görmenin fetvasýný veren zinayý yasal kýlan bir zihniyeti daha derin tanýmak için tarihi saðlam tahlil etmekte geçer. Tarih: Tarihteki doðru ve yalnýþ eylemlerin not düþüldüðü çok ince, sadece iki sayfadan müteþekkildir.

Kaldý ki ''Hulefa Ekolü'' kendi içindeki çeþitliliði ile hangi modeli günümüze uyarlayacaðýný ortaya koymayý baþarabilmiþde deðil. Bundan dolayý olmalýk ki Hulefa ekolünün; Ebu Bekir ile baþlayan ve Ebu Sufyan'nýn oðlu Muaviye ile birlikte ''Saltanata dönüþen Ýslam iktidarý''ný hilfetin en ideal yöntemi olarak, bin yýlý aþkýn süre kullanarak, meþruluðunu kabul etmiþtir. Þayet Hulefa ekolü için ideal sistem saltanat olmasaydý, yüzyýllarca gücü elinde bulunduran Osmanlý sistemine özlem duyanlara ne demeli? Keza bugün hala Osmanlý saltanatýný ve mecelleyi Ýslam ve þeriat olarak kabul eden Türk Ýslamcýlarýn, Suriye konusundaki karýn kaslarýnýn gerilmesi de...

Konunun daha iyi anlaþýlmasý için Hulefa ekolün deki farklýlýklarýn iþlenmesi diðer bölümlerde ele alýnacak.

Sürecek...

Muhammed CAN


29-11-2011