Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
Yorgun ve uykusuz bir halde… Otogarýn hemen yanýnda saat kulesine bakan bir gölgelikte çimlere uzandým. Dinlenmek için uzandýysam da çimlere o yorgunlukla farkýnda olmadan iki saat uyudum. Ýki saatlik bir uykudan sonra parke taþlarýna usulca basarak, yalnýz bir bulvardan kalabalýk caddelere doðru yürüdüm. Þehrin vitrin camlarýna daldým. Kafelerine oturdum… Bu þehirde, ilk çaylarýmý içerken, Bu þehirde tanýþtýðým ilk insanlarla merhabalaþýrken, Artýk yavaþ yavaþ þehrin rengini, kokusunu içime almaya baþladým. Ne kadar çay içtiysem, ne kadar insanlarla tanýþtýysam; zamanýn oldukça acýmasýz ve o kadarda hýzlý geçtiðini fark ettim. Mevsimlerin durmadan çeliþkiyle deðiþtiðini de… Bazen terledim sýcaklardan, üþüdüm soðuklardan… Zamansýz yaðan yaðmurlardan ýslandýysam da… Ben ýslanýrken, þehir ýslanýrken, þehirle özdeþleþtim. Þehir oldum. Ve aktým sokaklarýnda… Zaman zaman bu þehirden ayrýlýrken, tüm þehri beraberimde götürdüm ve geri getirmeye çalýþtým. Bu þehri yeniden görmek için can attýðýmda özlemle býraktýðým gibi geri almak istedim. Oysa her seferinde ben deðiþirken, þehir deðiþirken daha çok baðlandým ve daha çok sevdim… Bu þehrin beyaz renkli evlerini, yalnýz bulvarlarýn yalnýz ve þekilsiz heykellerini, mermer soðukluðunda seyrettim... Çam aðaçlarýyla süslenmiþ parklara, o parklardaki nemli banklara zamansýz oturdum… Daha çok kayrak taþlarla düþenmiþ Sýnýrsýzlýk Meydanýnda can sýkýntýsýný attým. Yaðmurlu gecelerde, dost muhabbetlerinde… okunan þiirlere, söylenen þarkýlara, içilen yalnýz sigaralara, sarhoþ olmadan uyuþuk bir kafa için içilen þarap ve arpa suyuna kattýðýmýz aþk ve meþk muhabbetlerine daldým. Uyandýðým sabahlarda, bir kaçak çay kahvaltýsýna “menemeni” ekledim. Akþam yemeðini de makarnaya býraktým.:) Yalnýz ve sessiz gecelerde müzik dinledim. Hayal kurdum. Odamýn duvarýnda karakalemle çizdiðim bir aðacýn dibinde aðlayan bir çocuðun çaresiz halini hep düþündüm. Bazen martý oldum. Bazen de buðday sarýsý… Ýlk defa bu þehirde Aþýk oldum. Aþýk olduðum insanýn elini tuttum. Saçlarýna dokundum. Yanaklarýna buse koydum. Sarýldým ona saatlerce… Titreþtiðimiz her bir kýþý, paylaþtýðýmýz onca kahkahayý, mutluluklarý, kýrýlganlýklarý, yokluðunun üþümelerini, onunla yaþadým. Ne zaman gördüysem ne zaman ellerine dokunduysam onun için öldüm… Hatta adetten olsun diye ona bir isim bile koydum… Bu þehrin yalnýz bulvarlarýný, sarýldýðým o gece yolculuklarýný, çoðu kez onunla aþtým. Þehri, kendimi ve onu “bir” olarak gördüm… Ben o, oldum… O þehir oldu. Ben O’na tutuldum. Bunca yaþantýyý iki dakikalýk vedalarýn arasýna sýkýþtýrmamak için, her anýyý teker teker otogarýn emanetçisine býraktým. Hep taze ve takrar yaþanabilir olsun diye… Oysa; ne zaman otogara yolum düþtüyse, þehir deðiþmiþ, ben deðiþmiþ, emanetçi de deðiþmiþti. Ne zaman geldiysem, ne kendimi, ne bu þehri, ne de O’nu yeniden bulabildim… Bulmaya çalýþtýysam da, martýlarýn buðday sarýsýna, kýrmýzýnýn karaya, ellerimin mermer soðukluðuna vurulduðunu gördüm. Bunca bir zamandan sonra, Þimdi; her þeyi geride býrakýp gideceðim… Anýlarý unutmasam da unutamasam da bir þekilde unutulmuþ gibi yapýp emanetçiye býrakacaðým. Ayakkabýlarýmýn baðlarýný baðlayýp daha önce usul usul bastýðým parke taþlarý, yalnýz bulvarlarý, kalabalýk caddeleri geçip, daldýðým vitrin camlarýna hiç bakmadan hýzlý hýzlý koþacaðým… Ne kadar hýzlý koþarsam Ondan ve bu þehirden o derece uzaklaþacaðým… Biliyorum, ondan kaçmam, ondan uzaklaþmam, nefretten deðil, daha çok onu sevmekten… Her þeyden öte sevdiðim bu þehri, sevdiðim insaný öpemeden, ona sarýlamadan, son bir kez olsun onu aðýr aðýr süzmeden hýzlý hýzlý koþmanýn acýsýný yüreðimde hissedeceðim… Sevdiðimin ellerine ölürken, ellerini avuçlarýmýn içine almadan, onun yanaðýna bir buse konamadan, ölümden öte ona son kez “seni seviyorum” bile diyemeden ayrýlacaðým… Oysa isterdim ki; ona sarýlýp, ellerimi onun saçlarýnda gezdirip, son kez onun gözlerinin içine bakýp, saatlerce orada kalýp, küçücük bir gözyaþý gibi usulca süzülerek “iþte gidiyorum”… “kendine iyi bak” deyip, gitmek isterdim… Þimdi; bu acýyý yaþamadan, bineceðim otobüs camýndan son kez bu þehre bakýp el sallayacaðým. El sallarken kendinize çok iyi bakýn diyeceðim… Sevdiðimi, sevdiðim bu þehre emanet edip de gideceðim… Otobüsüm þehrin son tabelasýný geçtikten hemen sonra… Oturduðum bir kafenin iskemlesini, Kampüste uzandýðým çimlerde içtiðim çaylarý Okuduðum kitaplarý, çalýþma notlarýný, sýnav sabahlarýný… Otobüs duraklarýndaki soðuk bekleyiþleri… Yalnýz gecelerde içtiðim þarap ve bira þiþelerini… Koþtuðum bulvarlarý… Isýrdýðým simitleri… Odamý, odamýn duvardaki posterleri… Önünden geçtiðim heykeli… Islandýðým yaðmurlarý… Katýldýðým tüm muhabbetleri… Öðrendiklerimi ve öðrettiklerimi… Paylaþtýklarýmý ve paylaþamadýklarýmý… Kýrdýðým ve kýrýldýðým insanlarý… Sevdiðim ve sevmediðim herkesi… Mutluluk ve üzüntü duyduðum her þeyi… Onu ve kendimi Küçücük bir gülümseme ile hatýrlayacaðým… Her þey taze kalsýn diye bu kez otogarýn emanetçisini de beraberimde götüreceðim… Mehmet Ali Adýyaman Muðla, 2009
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © mehmet ali adýyaman, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |