..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevmek bir baþkasýnýn yaþamýný yaþamaktýr. -Balzac
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




6 Aralýk 2011
Çapkýným, Hovardayým…  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Bir çilingir sofrasý kurmuþ ki, deðmeyin keyfime. Hoþ beþi meze edip, raks içiyorum. Kafam olmuþ dört köþe, ölüversem, sýrýtarak gideceðim. “Hey Allah’ým,” diyorum; “her günümü böyle keyifli geçirtsen ölür müsün?” Kalkýyorum, bu keyfin üstüne bir de cilalama yapalým, diyerek baþlýyorum soyunmaya.


:BCEA:




Bir çilingir sofrasý kurmuþ ki, deðmeyin keyfime. Hoþ beþi meze edip, raks içiyorum. Kafam olmuþ dört köþe, ölüversem, sýrýtarak gideceðim. “Hey Allah’ým,” diyorum; “her günümü böyle keyifli geçirtsen ölür müsün?”
Kalkýyorum, bu keyfin üstüne bir de cilalama yapalým, diyerek baþlýyorum soyunmaya.
Baþtan beri tezgahmýþ meðer bunca güzellik; tam da yataða girip uzanacaðým zaman, en kazýk soruyu pat diyerek soruveriyor: “Karýný ne zaman boþayacaksýn?”
Uzun zamandýr “boþa karýný, beni nikahýna al!” diyerek baþýmýn etini yiyordu.
Ben de, “Alacaðým… Sabret…” diye diye oyalamaða çalýþýyordum.
Daha ilk sorunun cevabýný almadan, ikinciyi yapýþtýrýyor: “Ben metresin olarak mý kalacaðým hep böyle?”
Oyalama taktiðini unutuyorum, savunma mekanizmalarým, filan düþüyor; çenemi tutamýyorum. “Metresim olmayý yakýþtýramýyor musun kendine?” diye soruyorum. “Aç açýk mý býraktým seni þimdiye kadar? Bak, evin de var, araban da… Hepsini ben aldým sana. Benim metresim olmasaydýn, konfeksiyon maðazamda hala tezgahtarým olarak çalýþýyor olacaktýn.”
Cevabý tek kelimelik: “Defol!” Ama böyle kýsa bir defol deðil, her harfi uzatýlarak. “Deeeffooolll…”
Üstümden çýkartmýþ olduðum her þeyi pencereden sokaða atýyor.      Bir taraftan da çýðlýklar atýyor: “Karýmdan boþanmak üzereyim dedin… Sana aþýk oldum, dedin… Seninle evlenmek istiyorum, dedin… Beni baþtan çýkartmak için, çevirmedik dolap býrakmadýn… Yalancý… Yalancý…”
Bir paçalý donla kala kalýyorum. Atýlanlarý toplamak için koþturarak sokaða çýkýyorum; pantolonumu, gömleðimi, ayakkabýlarýmý kucaðýma alýyorum, tam ceketimi de alacaðým, bir sokak serserisi önümü kesiyor.
“Hop, hop, hop, hop! Onlar benim!”
“Benim. Benim üstümden çýktý onlar. Görmüyor musun? Çýplaðým.”
“Ben de çýplaðým. Hem de anamdan doðduðumdan beri. N’olmuþ?”
“Kardeþim!” Ýçinden atýldýðým evi gösteriyorum. “Aha þu evdeki karý attý az önce, beni de, elbiselerimi de! Görmedin mi?”
Serseri, “Anlamam ben,” diyerek diretiyor. “Sokaða atýlan her eski, hurda benden sorulur burada. Baþkasýna kaptýrmam ekmeðimi.”
“Ben de sokaða atýldým. Senden mi sorulacaðým artýk?”
“Senin için para vermezler ki! Bedavaya gidecek hurdayý ne edeyim ben!”
Adamýn muhakemesi baþka türlü çalýþýyor. Ýkna ederek malýma sahip çýkmam zor. Kavga ederek sahiplenmem ise imkansýz; adam Izbandut gibi. Tek yol kalýyor; o da, sýký bir pazarlýk yapýp bana ait olaný yeniden satýn almak.
“Tamam,” diyorum; “Ekmeðini kapacak filan deðilim. Kaç para istiyorsan verip satýn alayým bunlarý senden.”
“Elli.”
“Elli çok. Bit pazarýna götürdüðün zaman beþ liradan fazla vermezler bunlara.”
“Verirler. Orada en az yirmi ederler.”
“Tamam madem, ben de vereyim yirmi lira.”
“Olmaz. Sana otuz.”
“Yapma be dayý! Yirmi beþ lira vereyim madem.”
“Otuz.”
Çaresi yok vereceðim otuz lirayý.
“Peki, tamam, otuz lira vereyim,” diyerek pazarlýðý bitiriyorum.
Avucunu açarak önüme uzatýyor. “Ver!”
Kýçýmda bir don, cepsiz. Paralar ceketin iç cebindeki cüzdanýmda; ceket ise orada, yerde. Ne yapmalý, nasýl yapmalý da ceketin cebinden cüzdaný alýp adamýn parasýný vermeli? Direk gidip almaya kalkýþsam adam izin vermez, henüz farkýnda olmadýðý cüzdaný da görüp el koyar.
“Vereceðim. Az bekle hele,” diyerek bir çare düþünmeye devam ediyorum. Metresimden istesem, mümkün deðil, vermez.
O arada aklýma gelmeyen çare, kendi kendini oluþturmaya baþlýyor.
Gömleðimi sýrtýma geçirip, düðmelerini iliklemeye baþlýyorum.
Adam, gene, “hop, hop, hop, hop,” çekip, “önce parayý ver, sonra giy onu,” diyerek gömleði giyinmemi engellemek istiyor.
Hemen itiraz edip, “prova etmeden gömlek alýnýr mý? Ya küçük gelirse? Bir giyip bakayým önce!” diye çýkýþýyorum.
Adam hak veriyor. “Ýyi madem! Giyinip bir ölç bakam!” Gene de, kötü ihtimali aklýndan uzak tutmuyor. “Ama bak, giyip de kaçmaya kalkýþýrsan, vallaha yakalayýp kýçýndan býçaklarým seni!” Pantolonunun cebinden orta boy bir aþý çakýsý çýkartarak aðzýný açýyor, elinde tutmaya baþlýyor.
Adam gözünü karartmýþ iyice… Yok çýplak vaziyette býçaklanýr da hastanelik olursam, yedi düvele birden rezil oldum demektir, giyinik olursam hiç deðilse, kem küm edip namussuzluktan yýrtarým.
“Yok valla, kaçmam! Kaçmaya ne gerek…” diye söylenerek pantolonumu da geçiriyorum bacaklarýmdan. Sýra ayakkabýlarýmý giymeye gelince çoraplarýmýn evde kaldýðýný fark ediyorum.Eline geçirememiþ demek ki, yoksa onlarý da atardý. Ayakkabýlarýn arkasýna basarak ayaklarýmý içlerine sokuyorum.
Ýþin en zor yerine geldik. Laf kalabalýðý yaparak adamýn dikkatini daðýtýyorum önce. “Çorap yok muydu dayý? Bu ayakkabýlar çorapsýz çorapsýz ayaðýma vurdu da…”
“Yok.”
Adamýn ayaðýndaki yýrtýk çoraplarý gösteriyorum. “Onlar var ya! Çýkar da ben giyeyim onlarý!”
Adamýn çoraplarý da bir kýymetliymiþ ki, hemen, “olmaz!” diye dikleniyor. “Onlar benim!”
Tam o arada, yerden ceketimi alýp sýrtýma geçiriyorum. Adamýn dikkatini de baþka yönde tutmayý sürdürmek için laf kalabalýðýný sürdürüyorum. “Zaten yýrtýk, pýrtýk onlar. Parmaklarýnýn hepsi dýþarýda. Bedava bile versen, almam onlarý.”
Kýzýyor. “Almazsan alma!” O kýzgýnlýkla söyleniyor. “Tamam… Giyindin iþte… Oldular mý sýrtýna? Tamam mý? Alacan mý onlarý?”
“Oldular, tamam. Tam da bana göreymiþler.”
Pis pis sýrýtýyor. “Hadi madem, ver parayý!     “
Soðukkanlýlýðýmý koruyarak ceketimin iç cebinden cüzdanýmý çýkartarak içinden otuz lira alýyorum; bir yandan da adamýn bir itirazý olup olmayacaðýný gözlüyorum. Ýtirazý olmuyor, avucunu açýp gene uzatýyor. “Paramý ver!”
Otuz lirayý avucuna býraktýðýmda, yanýmdan ayrýlarak uzaklaþmaya baþlýyor.
El koymuþ olduðu ceketteki cüzdaný fark ettirmeden sahiplemiþ olmamýn gururuyla býyýk altýndan gülümseyerek gidiþini seyrederken; o, duruyor, bana dönerek sesleniyor:
“Hey kardeþ! Enayinin birinden ýotuz kaðýt tokatladým. Gel, þarap ýsmarlayayým sana!”








Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Nerede O Eski Öðretmenler…
Öpücük Tutkusu...
Alma "Nur"un Ahýný…
Göz Hakký...
Babamýn Karizmasý...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Krallarýn Kraliçesi
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Nil Kraliçesi.
Kur'an Ayetlerinden
Facebook Tatilcileri
Babam…
Madam...
Azap Yolu - 1
Azap Yolu - 2

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.