Yüz kiþinin içinde aþýk, gökte yýldýzlar arasýnda parýldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
Sevgili bulan, aþýðým diye umursamýyor. Terkedilen depresyonda. Kimi iþi deliliðe vurmuþ, hunisi baþýnda... Eeee... Bana mý kaldý þu dünyanýn halleri ?... And olsun ve þart olsun ki ben de umursamayacaðým. ......................... Sonbahar’ýn sonuna geliyoruz. Yapraklar, kahverenginin, bejin bütün tonlarýný kuþanýp yerlerde sürükleniyor, ufalanýp duruyor. Bak, ne yapraklar umurunda flamingolarýn, ne ben... Balýkçýl da öyleydi ya... And olsun ve þart olsun ki ben de umursamayacaðým. .......................... Suriye’ye, sonra da Ýran’a doðru marþ marþ mý deniyormuþ?... Umurumda deðil. Bunun için, “Haydi arslaným” deyip Time’a kapak mý olmuþuz, bize mi kapak/lar olmuþ?... Bana ne?... Kapak... Yýlýn adamý... Yes... No... “Terörizmin Finansmanýnýn Önlenmesi Hakkýnda Kanun Tasarýsý”yla kimlerin, ülkenin baþýna ne çoraplar örülecekmiþ?... Sana ne?... Van boþalýyormuþ... Aç, iþsiz, çoluk çocuk... Yer yerinden oynamýþ... Allah devlete, millete zeval vermesin’miþ... Bombalar patlamýþ, yanmýþ yýkýlmýþ, ölmüþ... Füze kalkanlarýymýþ, füzeler müzelermiþ... Daha neler, neler, nelermiþ... Hiçbiri flamingolarýn umurunda deðil. Benim de u-mu-rum-da de-ðiiilll!... “Batsýn bu dünya!...” Ve de “Kader utansýn!...” Kim utanýrsa utansýn!... Ben utanmayacaðým. U-mu-rum-da de-ðilll !!!... .......................... Yýlanlarýn, tarla farelerinin, çekirgelerin sonuncularý da çekip gitmek üzere. Kanatlarýnýn ortasý, siyah üzerine minicik sarý noktalarla bezenmiþ, etrafý ise turuncuyla çerçevelenmiþ irice bir kelebek, dizimin üstüne konuverdi. Kanatlarýný dikti, topuzlu antenlerini þöyle birkaç kez oynattý. Gözleri yanlarda ama ben eðilip okudum içinde yazaný. Çok bilmiþim ya... Okuyuveririm hemen. Okumasýna okurum, gerçeði de anlarým; iþime geldiði gibi inanýrým, o baþka... Ýnanýp orada noktayý koysan rahat edeceksin, kötü olan, yalancýktan inandýðýný bilmek. Bu gerçeði, miniminnacýk, sürekli výnlayan bir matkap olarak beyinde taþýmak kolaysa, gel sen taþý ey halkým!...(Ah bir taþýsan...) Böyle ileri teknoloji harikasý bir matkap iyeliði, ayrýcalýk gibi görünse bile “Malýn varsa derdin de var.” diyerek sýzlanan varsýllar gibi, ben de bu matkabý olmayanlara özenir dururum. Þimdi, o da umurumda deðil... Arkadaþým, kozasýný örecekmiþ, acelesi varmýþ... Gitmesi gerekiyormuþ. “Bu yýl da örmesen sanki þu kozaný, n’olur ki?...” diyorum. “Ýyiydik buralarda...” Kýçýný yukarý kaldýrýyor, boynunu büküyor... Pýýýrrr... Bu umurumda iþte... Gitmese... ....................... Saatlerle oynanýr ya, bir ileri, bir geri ya da tam tersi olur hani... Ben en son hangisini yaptýðýmýzý unutuveririm. Zamanda güneþi kerteriz alýp iþin içinden sýyrýlmak kolayýma gelir. Enerjiden tasarruf’muþ... Benim ampuller, erken yanýp geç söndüðü için bu tasarruf da benim eve uðramaz. Akýllý sayacýmýn aklýna uyup, gece 10’dan sonra makineleri çalýþtýrmak da iþe yaramaz. Her faturaya kaktýrýlan, yok kaçak kullananlarýn parasý, yok bilmem ne vergisi, üç aylýðýn durumu, falan filan... Faturalar da umurumda deðil, üç aylýk da !!!... ....................... Bugünlerde gün ýþýðý, bana iyice az gelmeye baþladý. Güneþ, kýzýla boyanýp önüme geliveriyor çabucak. Geçip karþýma kýzýl saçlarýný daðýtýyor, eteklerini savurup nispet yapýyor. Ne yani, seninki gibi uçsuz bucaksýz deðilse de þunun þurasýnda on beþ yirmi yýl önce bizim de kýzýl saçlarýmýz vardý. Bir de Kleopatra modasý vardý üstelik. Liz taylor, Richard Burton... Açýk hava sinemalarýnda seyrettiðimiz... Saç düzelten maþalar bile sonradan çýktý, düz saçlýlara özenilen günleri de gördük. Kýzýl saçlarýn da, milyonlarca metrelik, binbir çeþit turuncuyu dalgalandýran elbisen de umurumda deðil... Al da....... Burnunu kývýrma öyle...Breh, breh, breh’miþ... Biz Kleopatra’nýn kendisini’ymiþ... Sus!... Biliyoruz ölümlüyüz. Azýcýk sidik yarýþtýrsak kime ne zararý var?... Hem senin ölmeyeceðini, gelecek yaþamýmda benim güneþ olmayacaðýmý kim bilebilir?... Olsam da olmasam da umurumda deðil... ...................... Güneþ, aynanýn karþýsýna geçip kýzýllarý sürüp sürüþtürmeye baþladýðýnda,zamaný ölçmede, benim gibi güneþi kerteriz almýþ kedi yavrularý da üþüþür bahçeye. Onlar, ilk yaz dölleridir. Analarýnýn babalarýnýn özel sigortalarý yok. Gebe kalýrken, özel sigortanýn ne zaman ödeme yapacaðýný hesaplayýp doðum tarihini saptamazlar. Ýlle burcu þu olsun ya da “Þu ülkeye gidip doðuralým da oranýn vatandaþý olsun” da demezler. (Biz de bilmezdik, demezdik. Kediler gibi miydik?...) Onlarýn zamanýný doðalarý belirler, maksat döllenmek, üremek olsun. Böyle dediðime bakmayýn sevgili okur! Ýþte o zaman geldiðinde... Diþileri deðme yosmaya, erkekleri ise, baþtan çýkarmaya talimli en çapkýn erkeklere taþ çýkartýr valla... Aman aman ne cilveler... Aman ne kurlar... Allah sizi inandýrsýn, körkütük aþýk olup diþiyi gözlerini kýrpmadan kesmekten, tavuðu, ciðeri gözü görmez olan erkekler gördüm. Diþi afiyetle tavuða gömülmüþ yerken, öylece, kýpýrdamadan izleyen erkekler... Bir tanesi, benim Kömür’dü. Hem de ilk aþkýydý bakir Kömür’ümün... Karý da kart ve çirkin bir þey, iyi mi?... Eh, gönül bu, öteki de þans... Cami yýkýlsa da mihrap yerinde denecek kadar güzel, yaþlý, fettan bir tekirin, henüz ergenliðe girmemiþ Efe’ye ne cilveler yaptýðýný anlatsam bir öykü çýkar. Zavallým... Önünde debelenen, yuvarlanan, sürünen, orasýný burasýný, Efe’ciðin orasýna burasýna sürten, garip sesler çýkartan tekir ve ona bön bön bakýp duran benim yavrucak... Bir defasýnda korkup kucaðýma atlamýþtý. ........................ Þimdi yavrularýn karavana saati. Analarý onlarý çoktan terketti, “Ne haliniz varsa görün” dedi. Onlar da bana yaranmaya çalýþýyorlar. Eeee... Yalakalýk dünyasý. Biraz sonra, mikserden geçirilmiþ; tavuk suyu, çeþitli sebze ve ekmekten oluþan yemeklerini yiyecekler. Serçeler günün son turlarýný atýyor. Kumrular koca çamlara tünemeye hazýrlanýyor. Deniz kýrlangýçlarý son birkaç dalýþýn peþinde. Gün, batýmda pek ivecen. Þimdilik, balýkçýlýn, karabatak sürüsünün, flamingo kolonisinin; ne güneþin rengi umurunda, ne yavru kediler, serçeler, deniz kýrlangýçlarý ne de ben... Benim de umurumda deðil !!!... .................. Selam olsun, Orhan Veli’nin “Bir elinde cýmbýz/ Bir elinde ayna/ Umurunda mý dünya?” dediði kadýnlara... Hem selam, hem de helal olsun valla!... Nerdeydi Allah aþkýna, benim þu cýmbýzla ayna???... 22.11.2011 Vildan Sevil
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |