Özgür Dünya(!) iki gündür kutlama yapýyor. Libya’nýn devrik lideri Kaddafi’nin parçalanmýþ cesedi üzerinde tepinircesine dans edilirken bir kez daha demokrasinin, özgürlüðün ve insanlýðýn zaferine içkin söylevler dimaðlarýmýzý çevreliyor. Ne büyük bir sevinç! Artýk Libya da demokrasi kervanýna katýldý. Bir diktatörün parçalanmýþ cesedi üzerinden sergilenen barbarlýk, demokrasinin ön koþulu olarak tarihe geçmiþ oldu böylece. Ama gerçekten Libya’da Irak’ta, Afganistan’da özgürleþenler yýðýnlar mý? Yoksa barbarlýðýn kendisi mi? Parçalanmýþ cesetler, yargýsýz infazlar, yargýlý infazlar… Evet bu coðrafyalar özgür dünyaya dahil oldular. Barbarlýðýn özgür olduðu o dünyaya.

Ha þimdi birileri beni kuru solculuk, emperyalizm karþýtlýðý sebebi ile Kaddafi gibi bir diktatörü savunmakla suçlayacaklardýr eminim. Ne büyük gam! Peki hadi gelin rakamlara bir göz atalým. Sonra þapkalarý önümüze koyup kafamýzý bir kez daha kaþýyabiliriz özgürce ve belki netleþir sorumuzun cevabý gerçekte kimin özgürleþtiði üzerine; Ýnsanlar mý, barbarlýk mý?

Irak ve Afganistan’a bakalým önce. Irak’a demokrasi getirmek adýna havalanan Amerikan uçaklarýnýn misket bombalarý sýðýnaklarý vururken, Irak’lý çocuklar diri diri yakýlýr, genç kýzlar USA özgürlüðüne bedel olarak tecavüze uðrarken bunun özgürlük yaratýmý olamayacaðýný, tarihin hiçbir devrinde barbarlýðýn özgürlüðe yol açamayacaðýný söylediðimizde gerek pek bir demokrat Kürt yurtseverleri, gerek bizde ki liberaller ve sözde devrimci geçinen sol pespayeler bizleri gericilikle suçlamýþlar, müdahaleyi yeni bir çaðýn baþlangýcý olarak kabul ederek alkýþlamýþlardý. Hatýrlayanlar bilirler. Ayný dönemde Ýstanbul’da iki gün boyunca ABD baþkaný aleyhine gösteriler yapýlmýþ ve yer yerinden oynatýlmýþken yukarýda saydýðým kesimler bu gösterileri býrakýn desteklemeyi yerden yere vurmuþlardý. Öyle ya Irak’a demokrasi geliyordu…

Sonuç; ABD'nin "demokratikleþtirdiði" Irak'ta en son geçtiðimiz ay hükümet, 291 idam kararýný birden onaylayarak son iki sene de Irak’ta idam edilenlerin resmi sayýsýný on iki binin üzerine çýkardý. Sahi Saddam kaç kiþiyi öldürmüþtü? Yani diktatör olmak için toplamda kaç kiþinin öldürülmesi ya da mülteci durumuna düþürülmesi gerekiyor. Bir an için merak ettim de. Siz bu sorunun cevabýný düþüne durun ben bir de mülteci sayýlarýna göz atayým. Öyle ya mülteci olmak demek insanýn doðduðu topraklardan, ailesinden, kültüründen, ülkesinden, birikiminden kaçmasý, geriye yapayalnýz, pespaye, ikinci sýnýf bir insan artýðý olarak kabul edilmeyi beklemesi demek deðil midir? Peki insan özgür dünyadan kaçar mý? Eðer özgürlük insanlarýn özgürlüðü deðil de barbarlýðýn özgürlüðü ise kaçmaktan baþka da çaresi yoktur galiba.


Kaçmak dedim ya hani; Birleþmiþ Milletler Yüksek Mülteci Komisyonu çalýþma raporuna göre dünyadaki tüm mültecilerin neredeyse yarýsýný, ABD'nin iþgal ettiði Irak ve Afganistan'dan kaçan mülteciler oluþturuyor. Dünyada toplam 10.55 milyon mülteci bulunuyor. Bunlarýn 3.05 milyonunun Afganistan'dan, 1.68 milyonunun Irak'tan kaçan mülteciler olduðu hesaplanýyor. Ah þu diktatörler, bakýn ne hale getirmiþler zavallý insanlarý! Gördünüz mü, insanlar artýk özgürlükten de kaçar olmuþ(!) Yazýk!


Afganistan’da iþgal baþladýðý andan bu güne iki binden fazla iþgal gücü askeri öldü. Bu durum çatýþmalarýn þiddeti hakkýnda bize bilgi verecektir. Öyle ya bir müttefik askerine yirmiden fazla Afgan düþtüðüne göre varýn siz hesaplayýn en iyimser rakamý. Elbette bu da yeterli deðil. Unutmayalým ki özgürlüðün ihraç edilerek özgür dünyaya katýlýmýn saðlandýðý ülkelerde en iyi yaþam tek bir kurþunun vücuda açtýðý yara ile son bulan yaþamdýr. Çok mu abarttým? Bakalým;
Geçtiðimiz mart ayýnda Afganistan’da yeni bir Ebu Garip skandalý patlak vermiþti. Skandalý kamuoyuna duyuran ise Alman Der Spiegel dergisiydi. Dergide yayýnlanan fotoðraflarda, Afganistan’da bulunan ABD’li iþgal askerleri yakaladýklarý Afganlara iþkence yaparken ve öldürdükleri cesetlerle poz verirken görülüyordu. Dergi yalnýzca 3 adet fotoðraf yayýnlamasýna raðmen, elinde 4 bin civarýnda daha fotoðraf ve video olduðunu iddia ediyor. Ayrýca, yargýlanan askerlerin bazýlarýnýn da hala varlýðý bilinmeyen kimi fotoðraflarý ve videolarý sakladýðýný da belirtiyordu. Bu fotoðraflarda diþleri sökülen, etleri pense ile koparýlan Afgan sivilleri kahkahalarla izleyen Özgür dünyanýn askerleri görülüyordu. Ne demiþtim size, özgür dünyada en iyi yaþam kurþunla son bulabilecek kadar þanslý olandýr. Haksýz mýymýþým?


Evet þimdi Kaddafi ve oðullarýnýn linç edilerek parçalanmýþ cesetlerinin üzerinden yepyeni ve özgür bir baþka ülke daha doðuyor. El birliði ile Libya’yý özgürleþtirmeye katký sunan ülkeler katkýlarýnýn karþýlýklarýný almaya baþladý bile. Siz de takdir edersiniz ki özgürlük masraflý bir edinimdir. Libya önümüzdeki iki yüz sene özgürlüðünün masrafýný ödeyecektir hiç kuþkusuz. Bu arada Libyalý muhalifler Libya’da Afrikalý soy kýrýmýna baþlamýþ, NATO bombardýmanlarý yüzünden binlerce sivil ölmüþ; ne gam! Özgürlüðün maliyetler kalemine ekleyin gitsin. Maliyet dedim de yukarýda ki sorumun cevabýný buldunuz mu? Diktatör olabilmek için kaç kiþiyi öldürmüþ, kaçýný yerinden yurdundan etmiþ olmak gerekiyor diye sormuþtum. Cevap yok mu? Ben de öyle tahmin etmiþtim. Unutmadan ilk soruya döneyim o halde özgür insanlýk mý, özgür barbarlýk mý?


Neyse; en azýndan bu sorunun cevabýný vereyim de yazý tümden amaçsýz kalmasýn. Ayaða kalkalým lütfen. Ellerimizi kaldýralým ve hep beraber haykýralým;

Bir diktatör daha öldü ve barbarlýk özgürleþti… Yaþasýn yeni dünya! Yaþasýn Özgür Dünya…