..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Çaðdaþ Sanat > Seval Deniz Karahaliloðlu




19 Ekim 2011
Ben, "Çýplak Memelerini Deðil" Dansý Ýzlemeye Geldim!  
Nocturne, toplum içinde kadýnlarýn nasýl davranmalarý gerektiði üzerine bir dizi kurallar dizisinin kadýnlar üzerinde býraktýðý etkiyi anlatýyor.

Seval Deniz Karahaliloðlu


Eser, “kadýnlarýn nasýl davranmalarýný gerektiðini”, bir kadýna dikte ettirmenin nasýl sonuçlar doðurduðunu anlatýyor. Bu emir tonundaki diktenin kadýnlarý adým adým nasýl delirteceðini gösteriyor da, öyküye paralel olarak seyircileri nasýl delirtebileceði hiç hesap edilmiyor. Modern dansýn ilginç bir sunumu.


:BGEA:
Ben, “Çýplak Memelerini Deðil” Dansý Ýzlemeye Geldim!

Seval Deniz Karahaliloðlu

Kýrmýzý çoraplý, kýrmýzý ayakkabýlý, açýk renk pardösülü ve þapkalý bir genç kadýn sahneye gelir. Sýrtý seyircilere dönük, uzun bir sýraya oturur. Daha dans gösterisinin baþlamasýna beþ dakika var. Salonda konuþmalar birden kesildi. Ýlginç ve hoþ. Ýyi bir baþlangýç. Umarýz hep öyle gider, bizi hayal kýrýklýðýna uðratmaz. Sessizlik. Uslu çocuklar gibi öðretmenimizin gelmesini bekliyoruz havasý var. Yer, Ýzmir Karþýyaka Tiyatro ve Opera Sahnesi. Sahnede Ankara Devlet Opera ve Balesi “Modern Dans Topluluðu” üyeleri. Tek tek sahneye çýkýyorlar. Baþlarýnda þapka, gündelik kýyafetler içinde. Sarý, kýrmýzý, kahverengi ve siyah saçlý kadýnlar. Beþ kadýn, beþ farklý saç rengi. Bu neyin simgesi? Nocturne, Çekim ve In ile Ýzmir seyircisinin karþýsýndalar.

Nocturne, toplum içinde kadýnlarýn nasýl davranmalarý gerektiði üzerine bir dizi kurallar dizisinin kadýnlar üzerinde býraktýðý etkiyi anlatýyor. Nocturne 2004 yýlýnda, Scapino Ballet Rotherdam için yazýlmýþ bir eser. Erserin koreografisini Annabelle Lopez Ochoa hazýrlamýþ. Gündelik kýyafetler olarak tasarlanan kostümler Jose Drabble’ye ait. Eser, “kadýnlarýn nasýl davranmalarýný gerektiðini”, bir kadýna dikte ettirmenin nasýl sonuçlar doðurduðunu anlatýyor. Bu emir tonundaki diktenin kadýnlarý adým adým nasýl delirteceðini gösteriyor da, öyküye paralel olarak seyircileri nasýl delirtebileceði hiç hesap edilmiyor. Modern dansýn ilginç bir sunumu.

Kadýnlarýn tepki vermelerini, kýzmalarýný, isyan etmelerini aþama aþama anlatan öykü boyunca dansçýlar, yavaþ yavaþ soyunmaya baþlar. Ýlk önce çoraplar ve ayakkabýlar çýkar. Sonra, sýra elbiselere ve bluzlara gelir. Derken iç çamaþýrlarý içinde dans eden beþ kadýn görürüz sahnede. Sonra biri fanilasýný da çýkarýnca beyaz sutyeni ile kalýr, dansa devam eder. Ýyi de biz danstan koptuk. Neler oluyor? Buraya dans izlemeye geldik. Sutyenle kalmanýn ne alemi vardý. Ýlla sutyen ile dans edeceksen, sahneye öyle çýksaydýn! Rahatsýz kýpýrdanmalar. Derken diðer bir dansçý fanilasýný çýkarýnca sadece beyaz külotu ile kalýr. Elleri ile çýplak göðüslerini örter. Çýplak göðüslerini seyirciye gösterip göstermeme arasýnda gidip gelir ve sahne kararýr. Cýlýz alkýþlar. “Ne yapmaya çalýþýyor bunlar?” düþüncesi.

Neden? Yani, neden? “Kadýn cinselliðini” bu kadar “ön plana” çýkaran bir gösteriye neden gerek duydunuz? Bunu neden dansýn estetik dilini kullanarak, daha akýllýca yapmadýnýz? Yapýlamaz mýydý? Burada söz konusu olan, sadece kadýn cinselliði mi? Yoksa kadýna dayatýlan ve insan özgürlüðünü kýsýtlayan saçmalýklar mý? Hangisi? Çünkü her þey birbiri içine karýþmýþ. Sapla samaný birbirine karýþtýrmýþsýnýz. Sahnedeki dansçý hikayenin bir yerinde, çocuk sesi çýkaran sözde masum bir kadýndan yavaþça yatak odasý sesine doðru kayan vamp bir kadýna dönüþtü. Neden? Ýþin özünü vermek varken “özgür olacaðým pozlarýnda” olayý ýskalamak neden? Eðer sahneye Güney Koreli dansçýlar gibi direk fanila ve külotla çýkýp dans etseydiniz, emin olun hiç problem olmayacaktý. Orada herkes sizin sadece “dansýnýzý” görecekti. “Ne þimdi bu?” havasý hiç esmeyecekti. Aklýmýzda “dans kalmalýydý”, çýplak memeler deðil!

Protesto mu etmek istiyorsunuz? Dünyanýn en muhalif seslerinden biri Paul Taylor Dans Topluluðu daha üç ay önce Ýzmir’deydi. Keþke izleseydiniz! Paul Taylor yüksek tonda konuþmayý seven biri. Her þeyi protesto eder. Eðitimden, azýnlýk haklarýna, cinsellikten, toplumun tu kaka dediði “dýþlanmýþlara” kadar her þeyi didiklemeyi seviyor. Mesela sahneye sadece ten rengi giyen mayo giyen bir kadýn dansçý çýkarmýþtý. Hiç yadýrgamadýk. Ama bunu estetik bir dans dili ile yapýyor. Mesela, onun tasarladýðý dansta konuþmaya yer yoktur.

Ama Nocturne’de, výdý, výdý, výdý, výdý. Ne gerek var? Dansçýlar arada toplanýp gereksiz kakafoni içinde boðulurken, arkalardan bir ses “dans edeceklerine, çene çalýyorlar” dedi. Ýþte seyirci böyledir. Gördüðünü söyler. Ya da Chopin’in müziðinin arasýnda “çiþim geldi” demenin anlamý ne? “Çiþim geldi” diyerek neyi kanýtlýyorsunuz? Veya bir kadýnýn diðer bir kadýný dudaklarýndan öpmesinin verdiði mesaj ne olabilir? Herkesin cinsel tercihi kendine. Bu bizi ilgilendirmez. Bu herkesin doðal hakký ve kendi kiþisel seçimidir. Kesinlikle ayýplamýyorum ama burada hala neyin protesto edildiðini pek anlayamadým. Kadýnlara dayatýlan saçma sapan kurallar dizisinden bahsediyorsanýz, bu dünyada yaþadýðým gün kadar protesto ediyorum. Nefes alýp verdiðim her solukta karþýyým. Sanat, protestonun en güçlü ve en estetik biçimidir. Kullanmayý bilene.

8. Bodrum Bale Festivalinde, “Bach’tan Günümüze Bale Adýmlarý” isimli eserde sahne alan Güney Koreli dansçýlar nefesler tutularak izlendi. Sahneye gri bir külot ve gri bir fanila ile geldiler. Hiç yadýrgamadýk. Yadýrganacak bir þey yoktu. Çünkü dansý ön plana çýkardýlar. Seyirciler de bunu kabullendi. Cinselliði ön plana çýkarmadýlar! Kadýn ve erkek dansçý, modern þehir karmaþasýnda kaybolan ve birbirilerini yitirme noktasýna gelen bir çiftin hikayesini dokunaklý bir dans diliyle anlattýlar. Hiç konuþmadýlar. Ve biz de yüreklerimizde duyarak izledik. Aklýmýza fanila ve külotla dans etikleri gelmedi bile. Orada, dans ön plandaydý.

Ýzmir Devlet Opera ve Balesinin sahneye koyduðu en muhteþem eserlerden biri kuþkusuz bu ay sahnelenen Güney Koreli koreograf Young Soon Hue’nin sahneye koyduðu “Ateþ Kuþu” ve “Fýrtýnalý Duygular” baleleri oldu. Yaratýcý, muhalefetin güçlü kadýn sesi. Kýrýlgan görünümün altýnda demir bir leblebi. Sahnede sesinin tonunu, dansa yüklediði estetik deðerler üzerinden duyurdu. Ýki kadýn ve iki erkek. Son derce cüretkar ama bir o kadar olaðan üstü, muhteþem bir dans diliyle, bireyin hayata bakýþýný, özgürlüðü, bize dayatýlan saçmalýklarý yeniden düþünmemizi saðladýlar. Sahnedeki iki kadýnýn kimliðinde bir kez daha aynalarýmýza baktýk. Suretlerimiz sahnedeki iki kadýn dansçýya yansýdý. Ýki kadýnýn isyaný bu kadar güzel, bu kadar vahþi ve bu kadar cüretkar bir estetik içinde anlatýlamaz derdim. Meðer anlatýlabilirmiþ. Ýzmir Devlet Opera ve Balesi dansçýlarý bunu muhteþem sanat güçleriyle baþardýlar.

Gelelim, Ankara Devlet Opera ve Balesi, “Modern Dans Topluluðunun” sahneye koyduðu “Çekim” Balesine. “Çekim”in koreografisi, Deniz Alp ve Ejder Keskin’e ait. Ýki kadýn ve iki erkek dansçýdan oluþan dört kiþi “iliþkiler” üzerine gündelik yaþama ait bir öykü anlatýyorlar. Bildik iliþkiler, kandýrmacalar, kaygan bir zemin üzerinde birbirimizi kolladýðýmýz anlara iliþkin aþina hikayeler. Kýsaca, bale “insan, insanýn kurdudur” diyor. Tabii dans diliyle. Güzel, ölçülü, söyleyeceði sözü dolandýrmadan anlatan bir öykü var karþýmýzda. Akla Zeynep Tanbay geliyor. Ondan esinlenmeler var bu balede. Ama güzel esinlenmeler. Modern, güzel, estetik bir bale. Bir þeyler anlatacaðým diye kendini paralamýyor. Hikayenin doðal akýþý içinde kendiliðinden akýyor mesaj izleyicilere. Zaten böyle de olmalý. Zorlama oldu mu, týpký Nocturne’de olduðu gibi hikayenin özünü kaçýrýrsýnýz. Ayrýca bir þeyleri seyircinin “gözüne sokmanýza” gerek yok. Korkmayýn seyirci “aptal” deðil “anlar”. Hikaye ölçülü bir sadelikle baþladýðý gibi ayný sadelikle bitiyor. Eli yüzü düzgün bu çalýþma, alkýþý hak ediyor. Bu sefer salonda alkýþlar daha kuvvetli.

Hayatýmda ilk defa, “ara olsa da, gitsem” dedim. Hem de, “ben” dedim. Paul Taylor Dans Topluluðu’nun gösterisini “Tanrým, ne olur bitmesin” diyerek izleyen ben. Ýzmir Devlet Opera ve Balesinde, “Ateþ Kuþu” ve “Fýrtýnalý Duygular” Balelerini nefesimi tutarak defalarca, üst üste ayný temsile giderek, izleyen ben. Güney Koreli dansçýlarý “Ne olur, tekrar dans etseler” diye dakikalarca ayakta alkýþlayan ben, “bitse de gitsek” dedim. Bunu bana neden dedirttiniz? Üstelik Ankara Devlet Opera ve Balesi Dansçýlarý gerçekten bu kadar yetenekliyken. Birinci bölümdeki gereksiz ayrýntýlarý bir kenara býraksanýz, koreografiyi yeniden alýp biraz adam etseniz. Mesela bu düzenlemeyi, ikinci baleyi sahneye koyan koreograflar pek ala yapabilir.

Ankara Devlet Opera ve Balesi, “Modern Dans Topluluðu” yetenekli dansçýlardan kurulmuþ. Gençler gerçekten yetenekli. Ama bu yeteneklerini ortaya çýkaracak saðlam, ne söylediðini bilen öykülere ve en önemlisi ne yaptýðýný bilen koreograflara ihtiyaç var. Koreografýn yabancý olmasý, onu “Tanrý” yapmýyor !

Ara verildi. Iþýklar yandý. Keyifsiz yüzler birbirine baktý. “Hadi gidelim” bakýþlarý atýldý. Kalktýk. Salondan çýkarken telaþlý bir kadýn görevli, “insanlar bitti mi sanýyor?” “Gidiyorlar” diye panik içinde koþuþturuyor. Ýzmir seyircisi, “ara” olduðunun “bilincinde”. Kesinlikle, “aptal” deðil! Sadece “beðenmeme hakkýný” kullanýyor.

Yabancý biri sahneye koyuyor diye, her þeyi beðenmek zorunda deðiliz! Ýyi ve kötüyü ayýrt edecek estetik ve sanatsal bakýþa sahibiz. Kaliteyi ve anlamsýz, boþ iþleri birbirinden ayýrt edebilen bir seyirci var karþýnýzda. Kýsaca. Ýzmir seyircisi dünyayý dolaþmýþ bu sahnelemeyi “beðenmedi”. Yarýda çýkarak, olayý “protesto” ediyor.

Lütfen, artýk bizi hiçbir þeyden anlamayan “aptal izleyici” yerine koymaktan vazgeçin!
Son 25 yýldýr, Ýzmir Uluslar arasý Festivali sayesinde, bütün dünyanýn en seçkin bale topluluklarý ayaðýmýza geliyor ve Ýzmir Devlet Opera ve Balesi gibi muhteþem dansçýlardan oluþan bir topluluðumuz var.

Ýlginç bir baþlangýç yaparak, güzel bir bale izlemeyi vaat eden öykü, gereksiz saçmalýklarla güme gitmiþ. Keþke öykünün baþlangýcýndaki tavrýný dans boyunca koruyabilseydi ve biz ayný heyecaný dansýn sonunda da duyabilseydik. Ama maalesef öyle olmuyor. Sonuçta geriye sadece büyük bir hayal kýrýklýðý kalýyor.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn çaðdaþ sanat kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dumana Boðulan "Romeo ve Juliet"
Tiyatronun Yýkýmdan Önceki Son Oyun: "Peron" Siz Hayatýnýzýn Kaçýncý "Peron" Undasýnýz?
22. Uluslar Arasý Ýzmir Festivali Bu Yýl Öksüz Kaldý
Þehre Fransa"dan Bale Kumpanyasý Gelmiþ
Sanatýn Türk Milli Takýmý Paris Kapýlarýný Kýrdý
Brecht Ruhuyla Çeliþen Brecht Günleri
Ben Tiyatro Seyircisiyim…

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Franca Rame ve Dario Fo"dan Büyüklere Masallar : Japon Kuklasý
Ýçimden Çýkan Küheylan...
Öpülesi "Yastýk Adam" Öyküleri : Kayýp Ruhlara Masallar
Para Aðaçta Yetiþmiyor Pinokyo!
"Ýþi Kapmak" Ýçin Ne Kadar "Ýleri" Gidebilirsiniz? Metot Oyunu Sýnýrlarý Zorluyor!
That Face : Aynada Gördüðün "O Yüz" Kim?
Dario Fo"dan "Bir Anarþistin Kaza Sonucu Ölümü"
Ferhan Þensoy"dan 2019 Türkiye Fotoðraflarý
Ýçimizdeki "Boþ Þehir"ler...
Söyleyecek Sözü Olan Oyunlar…

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.