Yalnýzca hava, ýþýk ve arkadaþýn varsa hiç üzülme. -Goethe |
|
||||||||||
|
Onu öldürme fikrinden vazgeçemedi! Öldürmek mi, yoksa fikrinden vazgeçememek mi? Öldürmek! Bir elini içinde jöle olan kaba koydu. Bir eli jöle dolu kabýn içinde jöleyi emerken, diðer eli toprak dolu kabýn içinde durdu. Toprak kapta olan elini bir süre sonra topraktan çýkardý. Elindeki parmaklarý uzamýþtý. Jöleden çýkardýðý eliyle uzayan parmaklarýný kesti. Parmaklarýný keserken kanlar aktý, caný yandý, yüzü gerildi, diþlerini sýktý, baðýrdý, boðazý yýrtýlýrcasýna baðýrdý. Tekrar diðer elini jöleye soktu ve parmaklarýný kestiði elini de yine topraða gömdü. Gözlerini sýktý. Diþlerini sýktý. Bekledi bir süre. Sonra yüzündeki acý ve gerginlik son buldu. Ýki elini de çýkardý kaplardan. Yýkadý. Ýki elide son derece güzel ve parmaklarý yerinde muntazamdý. O gelmeden sofraya güzel bir parmak eti yemeði hazýrlamalýydý. O manda etini sevmiyordu, balýk sevmiyordu, dana kýyma sevmiyordu. Onun için parmaklarýný her gün uzatýr keser ve kuþbaþýlýk olarak doðrar her gün farklý lezzette yemek olarak piþirir önüne koyardý. Telefondan arar o gün istediði damak tadýný söyler onun istediði lezzete göre hazýrlýk yapardý. Kýsýk ateþte piþerken parmaklarý artýk onunla eskisi kadar görüþmemesi gerektiðini düþünüyordu hep parmaklarýný kesip ona yemek piþirmekten yorulmuþtu. Onun ise en sevdiði yemek kendisinin parmaklarýný yemekti. Onun eve bir þey almasý gerekmezdi kendinden bir þey katmasý gerekmezdi. Uzaktan komutlar verirdi. Uzayan parmaklarý vardý. Topraðý da vardý. Jölesi de vardý. Bir gün sormuþtu? Neden jöle ya da toprak almýyorsun sen de diye? Kendisi jöle ve toprak alýyordu. Onun da almasý gerekir miydi? Kurulu bir düzene gelmiþti o da. Yýllardýr toprak ve jöle alan biri deðil miydi? Devam edebilirdi almaya. O da parmak eti yemeði seviyordu. Yediði zaten sadece parmaktý. Kimler, kimler neler yemiþti ondan. Parça, parça büyük etler kesmiþ koymuþtu onlarýn önüne. Topraðý da jöleyi de her gün yenilemesi gerekiyordu. Hiç ete temas etmemiþ toprak ve jöle olmalýydý. Her gün kendi baþýna uðraþýyordu. Bir iliþkinin içinde olmak nasýl bir þeydi? Bir sebepleri, bir bahaneleri vardý hep onlara ihtiyacý olduðu sürece. Kim girerse girsin hayatýna bedenindeki bir yerinin tadýný seviyorlardý. Kimileri bütün bedeninden onlara hazýrlayacak gücü olmasa ya da vazgeçtiðinde hazýrlamaktan ya da hazýrlamak istemese bile yine de koparýp yemiþlerdi etinden. … Onlarýn kendi hayatýnda bir sebepten ‘’var olmalarý’’ yeterdi. Ne vücut dönerleri yaptý ondan önceki, önceki ve öncekilere yediler tüm bedeninden vücut etinden yemeklerini, yemeklerin çeþitlerini. Önceki, önceki ve önceki! Onlara sorduðunda herkesin kendine göre kendilerinden de verdikleri bir þey vardý. ‘’Vardý ‘’evet. ! Önceki, önceki ve önceki! ! … Koca bir küvete jöle döktü. Önceki, önceki, öncekiler de evine doluþmuþtu. Hepsi ayrý odalarda bekleþiyordu. Akþam kendine geldiðinde her birini küvete girmesi için ikna etti. Her birinin kesti dillerini, ellerini, parmaklarýný, onlara ait ne varsa bedenlerinden kesti. Kemiklerinin üstünde kalan etlerini sýyýrdý iyice. Onlara ait ne varsa jölenin içine kattý. Bir süre sonra jölenin içinde kayboldu her biri. Suyu açtý. Su jöleye karýþtý. Jöle küvetin deliðinden aktý gitti. … Tekrar küveti jöle ile doldurdu. Sonra küvete kendi girdi. Kesmeye baþladý kendini. Kesmeye. Duyduðu tüm acýlara raðmen bu sefer kendini ölene dek kesmekten durmadý. Denemeyecekti artýk. Baþka birisi olmayacaktý artýk. Kendini kesmeye devam etti. Kendi kemiðindeki parçalarý koparýp kemiðini görene kadar etinden kesti. Görünen kemiðinden kalan etleri de sýyýrdý. Kesti, kesti, kendini kesti. Ýstemiyordu artýk istemiyordu. Kesti, kesti, kesti... Dilini kesti, kulaklarýný, burnunu, gözlerine batýrdý hýzla. Her birinin baðýrdýðý kadar baðýramadý bile. Her birini kestiði býçakla jölenin içinde kendini kesmeye devam etti. Sonra aðzýný açtý sert bir hamle ile aðzýndan içeriye batýrdý býçaðý. Yanaklarý, aðzý kesik yýrtýk, býçak saplý kaldý boðazýnda, hala hýrýldýyordu. Hala hýrýldýyordu. Hala hýrýldýyordu. Fokur, fokur kan çýkarken hala hýrýldýyordu. … 25 Kasým 2010 Gülten Aðrýtmýþ 846 Sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri Kanununca korunmaktadýr/81. Maddesi gereði her eserin tamamýnýn telif haklarý yazara aittir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Gülten Aðrýtmýþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |