Hanefi Avcý, Haliçte yaþayan simonlar adlý kitabýnda Amerika kimi destekliyor? PKK’yý mý Türkiye’yi mi? Baþlýðý altýnda aþaðýdaki içeriði veriyor.

‘Pek çok kiþi pkk’nýn ABD, Almanya, AB tarafýndan desteklendiðini söylüyor. ‘ Öcalan’ý size ABD teslim etti’ deyince, ‘Ýyi niyetle yaptýklarý ne malum.’ Karþýlýðýný veriyorlar. Peki, soruyorum; PKK’ya karþý kullanýlan en etkin silahlarýnýz olan kobra helikopterleri, insansýz uçaklar, akýllý füzeler, termal kameralar, gece görüþ dürbünlerini size kim veriyor? ABD. Bu silahlarý saðlamadýklarýnda nelerin olacaðýný o bölgede çalýþan ve þartlarý bilen askere sorarak cevap vermek gerekir. Ayrýca þunu düþünün; eðer ABD helikopter ve uçaklar gibi hava araçlarýna karþý kullanýlmak üzere çok küçük kolay taþýnan ve yüzde doksan isabetli Stringer füzelerinden birkaç tane PKK’ya verse durum ne olurdu acaba?’

Demiþ sayýn Hanefi Avcý Medyanýn abartarak kitlelere çok üstün bir kitapmýþ gibi dayattýðý kitabýnda. Hanefi Avcý’ya hemen cevap vereyim. Bu basit bir muhasebe iþidir: Türkiye’nin aldýðý askeri araç ve gereçleri ile PKK’nýn alabileceði askeri araç ve gereçleri kýyaslarsanýz. Bir bölgedeki Milliyetçi Kürt Hareketinin gücüyle, Bu bölgeyi de içine alan kocaman bir devletin gücünün kýyaslanmasý söz konusudur. Amerika için Pazar önemlidir. Kime daha fazla ve karlý silah veya araç gereç satabiliyorsa baþta onu muhatap alýr. Hanefi Avcýnýn Türkiye’yi bu kadar küçümsemesine hiç þaþýrmadým.

Amerika karýþtýrdýðý bir bölgede savaþýn bitmesini istemez. Bu nedenle Çekiç güç ile bir denge oluþturmaya çalýþtý. Ýstediði bölgede her iki tarafta ittifaklarýný meþru ya da gayrimeþru zeminde sürdürmek istiyor.

Afrika’da elmas karþýlýðý silah verdiði diktatatörlerin öldürdüðü masum insanlar Amerikanýn umurunda olmadýðý gibi, bizde doðunun ya da batýnýn çocuðunun bu savaþta yok edilmesi de hiç umurunda deðildir. Afrika da diktatörlerin katlettiði insanlar hiçbir ekonomik güce sahip deðildi. Bu nedenle silah tek taraflý verildi. Ama Kürt Milliyetçi Hareketinin Ortadoðu da ciddi bir dolaþým alaný var. Dünya silah ve uyuþturucu tekellerinin çok iþine yarayan bu durum, silahýn deðiþim aracý olan uyuþturucuyu özellikle Afganistan’dan ve bölgedeki uyuþturucu üretim alanlarýndan toplanýp ülkemiz üzerindeki merkezlere getirilip ülkemizdeki mafya oluþumlarý kanalý ile alýnýp dünyaya pazarlanýyor.

Kürt milliyetçi Hareketinin Silaha sahip olabilmek için uyuþturucu iþi yaptýðý aþikârdýr. Bir dönem Kürt ailelerinin uyuþturucu yolundan aldýðý paya göz diken bazý oluþumlarýn Devletin imkânlarýný da kullanarak bu ailelerle girdiði savaþ bilinir.

Hanefi Avcý bu kitabý yazarken dünyadaki egemen gücün farkýnda ve bunu elinden geldiðince açýða vuruyor. Ýdealist görev uðruna yapabileceði her þeyi yapabilen inisiyatif kullanan tüm davranýþlarýnda samimi biri olduðuna inanýyorum. O da biliyor ki dönem günah çýkartma dönemi.

Ama acý olan bir þey vardýr. Birileri savaþ oyuncaklarý üretiyor, birileri de bunlarý kullanýrken zevk alýyor. Üst düzeydeki taraflar oluþturduklarý güvenli alanlarda piyonlarýný yönetirken madalyonun diðer tarafýnda yaþananlar insanlara acý veriyor.

Birileri özerklik ilan ediyor. Bunlarýn da ayný güçler tarafýndan kumanda edildiði ne kadar açýk. Yýllarca toprak aðalarý tarafýndan sömürülen doðu halký bu ilandan sonra refaha mý kavuþtu? Durumlarýnda bir iyileþme mi oldu? Olmadý ve bundan sonra da olmayacak. Bölgede aðalýk sistemi kaldýrýlmak istendi. Köy enstitüleri kuruldu. Kinyez Kartal isimli bir toprak aðasý Ýsmet Ýnönü’ye bir mektup yazar: yüz köyü olduðunu ve bu köylerden birine Köy enstitülü bir öðretmen geldiðini, köye okul yaptýðýný herkese okuma yazma öðrettiðini yazar. Þikâyeti ise þu dur: ‘bu öðretmen gelmeden önce köylerimdeki tüm marabanýn devlet ile olan iþlerini benim adamlarým yapardý. Þimdi kendi dilekçelerini kendileri yazýyor, devlet ile olan iþlerini kendileri yapýyorlar. Onlara hiçbir konuda söz geçiremez oldum. Bu nedenle o köyümü kaybettim. Diðer köylerimi de kaybetmek istemiyorum.’der.

Biliyorsunuz Ýnönü köy enstitülerinin kaldýrýlmasýna göz yumdu. Bir dönem aðalýk sistemine karþý ayaklanma eðiliminde olan bu bölgede aðalar kendi çocuklarýný batýya ve hatta Avrupa’ya, Amerka’ya gönderdi. Kendileri batýya gelirken ordumuz kullanýldý. Bizi yönetenler bilinçli olsalardý, bu savaþ Türkiye’ye karþý deðil aðalýk sistemine karþý bir savaþ olacaktý. Ama bizimkiler ne yaptý. Toprak aðarlýný meclise alarak feodal oylarý partilerine akýtmak istediler. Peki, bu aðalar doðu halkýný temsil ediyor muydu? Etmiþ olsaydý bu günleri yaþamazdýk. Yukarýda da belirttiðim gibi özerklik ilan edildi de ne oldu. Ortada özerklik falan yok. Batýdaki Kürt burjuvalarý gitsin de doðuya yatýrým yapsýn. Kalkýndýrsýn. Böyle bir þey de olmayacak. Dünya uluslar ötesi þirketlerinin bu bölgedeki zengin kaynaklardan yararlanabilmesi için koþullar hazýrlanýyor. Bu projede Hanefi avcý gibilere de ne görev düþerse yapýyorlar.

Hanefi avcý kitabýnda sýk sýk söz konusu hareketin -kendilerine göre partinin- elemanlarýna saygý duyduðundan çok iyi eðitildiðinden bahsediyor. Övgü üstüne övgü yaðdýrýyor. Böyle bir hareket için Hanefi avcý gibi yýllarca elemanlarýnýn peþine düþmüþ birinden bu övgüleri okumak motive edici olmalý. Kürt milliyetçi hareketinin liderleri olsun Hanefi avcý gibiler olsun savaþtýklarý insanlarý çok iyi tanýyan, gerektiðinde karþýtý gibi düþünmeyi öðrenmenin gereðini bilen zeki insanlar. Ama þu var ki satranç tahtasý üzerinde taþlar deðil insan var.

Hanefi avcý kitabýnýn bazý bölümlerinde baský uygulamanýn ters tepki verdiðinden daha olumsuz sonuçlar doðurduðundan bahsediyor. Bunun gibi birçok tespiti doðru. Her iki taraf da bu savaþta çok þey öðrendi ama þunu öðrenemediler. Her ikisinin de þefleri, kumanda merkezleri Amerika.

Yaþadýðýmýz topraklar emperyalistlerin biçimlendirdiði iþbirlikçileri vasýtasý ile insana zarar verildiði bir alan deðil; insanca yaþama hakký olan insanlarýn kardeþçe yaþadýðý bir alan olabilirdi.