Ne var poþette (aðzýndan kötü bir söz çýkacaktý ama tuttu dilini)

Hiç akþam için nevale.

Daha fazla soru ile karþýlaþmamak için devam etti.

Simit, poðaça…

Yolda gördüðü bir film afiþi onu çocukluðuna doðru yola çýkarmýþtý. Bir Ýzmir akþamýna gitti zaten epeydir yerinde durmayan aklý.

Ne var o poþette.

Ayaklarý o farkýna varmadan onu evinin önüne getirmiþti.

Ekmek falan ne olsun. Dudaklarý sarkan kadýn tutar çocuðu kolundan eve dalar aniden.

Hadi sinemaya.

Dur annemin hazýrladýðý poþeti alýp geleyim. Hýzla içeri girip biraz sonra ayný hýzla dýþarý çýkar. Elinde bir poþet nevale akþam için.

Ne bekliyorsun girsene içeri. Yüz ifadesinden hiçte hoþnut olmadýðý belli olarak aðýr aksak içeri doðru yürür.

Hýzlý adýmlarla arkadaþlarýnýn peþine takýlýr. Cývýl cývýl bir giþeden açýk hava sinemasýnýn biletleri alýnýr.

Minder istermisiniz küçük beyler,

Hayýr.

Delikanlý ne var o poþette

Hiç

Var o poþette bir þeyler.

Al senin olsun poþette içindeki de der. Uzatýr Poþeti yerlerine otururlar.

Ýçeri girip elindekileri mutfak masasýna býrakýr. Çiçeklerin izin verdiði kadar aradan sokaða bakar. Ýçerden televizyonun sesi gelmektedir.

Film baþlayana kadar kulaklarýna yeni moda bir þarký dolar “ Sevda yüklü kervanlar” Müslüm Gürses adlý genç bir sanatçý yeni çýkmýþ. Plaklarý yok satýyormuþ.

Deme kýz sahi mi.

He sahi ne borçum var yalan söylemeye sana.

Almazmýsýn küçük al bir poðaça ye. Yan sandalyeden gelen teklif geri çevrilmez.

Elinize saðlýk.

Bu son sözü yüksek sele söylemiþtir.

Sana deðil kendime yaptým bu kahveyi der kadýn.

Gözü bir yýldýza takýlýr. Yalnýz bir yýldýza çocukça bir selam yollar içinden.