..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Soyut > EYLÜL YAMAÇ




22 Haziran 2011
Maskeli Balo  
EYLÜL YAMAÇ
Masanýn üzerine koyduðum davetiyeyi hafifçe ona doðru sürüyorum (ah keþke ‘’davetiye önünde be adam açýp da baksana ‘’diyebilsem...) dizlerini sallýyor, kravatýný saða sola çekiþtiriyor. Anlaþýldý! Bir beþ dakika daha orada oturamayacak. Þimdi beklediðim soru;


:BFGA:

Havuzun hemen yanýndayým. Tavandaki bütün ýþýklar havuzda yakamoz gibi… Ben dalýp ta o seste kaybolduðum sýra garson dikkatimi daðýtýyor. Eþim neskafe istiyor, ben cappicino! Aslýnda diðerini daha çok severim ama o istedi diye içmeyeceðim iþte!

Saat 18.05 biz 16.40dan beri oradayýz ve o an fark ediyorum ki o kadar zamandýr tek bir kelime bile konuþmadýk. Nikâhý kaçýrdýðýmýz için sinirli beyimiz! Normalde de sohbet etmekten zevk almayan biri olmasýna raðmen sinirliyken yapabileceðim en doðru þey o bir þey sorana kadar hiç konuþmamam…

Ve iþte gecenin ilk sorusu:

_’’kaçtaydý düðün?’’

Masanýn üzerine koyduðum davetiyeyi hafifçe ona doðru sürüyorum (ah keþke ‘’davetiye önünde be adam açýp da baksana ‘’diyebilsem...) dizlerini sallýyor, kravatýný saða sola çekiþtiriyor. Anlaþýldý! Bir beþ dakika daha orada oturamayacak. Þimdi beklediðim soru;

_’’sýkýldýn mý? Hadi kalk dolaþalým biraz…’’

Sýkýldýn mý dedi? ’’yo hayýr ben iyiyim’’ diyemedim. Sýkýldýðýmý düþündüyse sýkýlmýþýmdýr.

Dýþarýdayýz, soðuk kemiklerime kadar iþliyor. Üþüdüðümü düþünmemek için ýþýltýlý maðaza vitrinlerine, trafik lambalarýna bakýyorum. Gündüz koþtur koþtur alýþveriþ yaptýðým uzun sokak; bu saatlerde bu sokakta yürümek bana büyük keyif vermiþtir hep, ýþýklarla süslenince benim küçük Ankara’m oluyor sanki burasý… Evden çýkarken üzerime mantomu almýþ olsaydým (‘’býrak þunu ya arabadan inip otele gireceðiz’’ diyen sesi dinlememiþ olmalýydým)eminim bu yürüyüþ daha bir zevkli olabilirdi.

Koluna girip onu karþýdaki pasaja doðru sürükledim.

_Cemile’yle her zaman gittiðimiz bir yer biliyorum hadi gel oraya götüreyim seni…

Onu pasaja sokmayý baþarmýþtým da asansöre binmeye ikna edememiþtim. Girmemizle çýkmamýz bir olmuþtu. Beyefendi yürümek istiyordu, benim birkaç gündür üþütmüþ olmam, titriyor olmam umurunda deðildi… Çünkü o üþümüyordu! Maðazalarýn önünden hýzla geçiyordu, bir ara (sýrf varyemez amcayý kýzdýrmak için) çok kýzacaðý bir þey yaptým.

_ þu vitrindeki pardesü ne kadar güzel deðil mi?

Delirdi! Ya ne biçim zevklerin var. Anlamýyorum, Entelmiþsin sen ya!

O söylenirken ben bir adým arkasýndan çantamý sallaya sallaya yürüyordum. (sen kudur. O pardesü çok güzeldi bir kere :)

O söylenmeye baþladýðýnda benim baþýmdan ateþ çýkardý çünkü eleþtirilmekten nefret ederdim. Ama 35’imden beri çok deðiþtim. Anneciðimin bana öðrettiðin en güzel þey…

_’’sen kendini bil! Karþýndaki sana ne kadar hakaret etse de, seni ne kadar eleþtirse de; kendini biliyor ve tanýyorsan ona sadece gülümsersin...’’

Ýþte gülümsüyordum. O söyleniyor, ben alaycý bir þekilde gülümsüyordum.

Az önce havuzun kenarýndaki masamýzda oturmuþ caz dinliyorduk. Ona battý bu keyif! Þimdi bana klimasý ýsýtmayan, buz gibi bir börekçi dükkânýný gösteriyordu:

_’’hadi Hasan’a uðrayalým’’

Sanki benim fikrimin bir kýymeti vardý, ben hayýr deseydim gitmeyecektik sanki. Önümdeki böreði yediðim birkaç dakika oradaki en tatlý dakikalardý. Bir saatten fazladýr oradaydýk. Masa da belki de birbirimize bakmamak için gazete okuyor, hiç konuþmuyorduk. Gecenin mükâfatý gazetelerin birinde gördüðüm küçücük bir dipnot oldu:

‘’her söylediðinizi yapan bir kadýn robota benzer. Bir robotla seviþme tercihi de sizindir’’

Buna benzer bir yazýydý iþte, o akþam bir robottum ama karþýmdaki adamýn gece bir robotla seviþme ihtimali bile olmayacaktý! Ona baktým, sonra gazeteyi yüzümü tamamen kapatacak þekilde havaya kaldýrdým. Az önce yüzüne baktýðým o adam yeni yetme delikanlýlara taþ çýkartacak kadar genç ve saðlýklýydý. Benimle çok sýkýlýyor olsa da arkadaþlarýnýn yanýnda çok neþeli ve espriliydi. Takým elbise de bayaðý yakýþýyordu. Þýk, bakýmlý, çekici ve hatta yakýþýklýydý. Peki, ben neden onun gözlerine bakmadan konuþurdum hep?

Geçenlerde kýz kardeþim ve eniþtem bendelerdi.
_’’abla’’ dedi eniþtem.

_’’bu sabah meydanda birini Kemal abiye benzettim. Sakalýný kesti mi o?’’

_’’bilmem hiç farkýnda deðilim’’

_’’ana!’’ (eniþtemin gözleri fal taþý gibi)

_’’peki, üzerinde ne vardý?’’

_’’her sabah, “Ayla bu kýyafetin altýna hangi ayakkabýyý giyeyim” diye sorar, bende hiç bakmadan aklýma ilk gelen ayakkabýsýný söylerim. Giyinir gider. Yemin olsun bilmiyorum üzerinde ne vardý’’

O gün fark ettim ki eþim benim için bir gölge olmuþ evin içinde. Görüntüsü net deðil. Ya da benim gözlerim iyi görmüyor artýk(!)

Seneler sonra, ne olursa olsun hep kendini suçlayan, hep kendinde hatalar arayan ben; artýk þunu diyebiliyorum:

Herkes hak ettiði kýymeti görür. Beni aldatan erkeðin benim için anlamý yalnýzca çok silik bir gölgedir…

Börekçiden çýktýðýmýzda yine o önde, ben yarým adým arkasýnda (çok yüksek topuklu botlarým kaldýrým taþlarýnýn arasýna girip de düþüp de rezil olmayayým diye dua ederek ) yürüyor, yürümek ne kelime adeta koþuyorduk.

Otelden içeri girdiðimizde yüzüme vuran sýcaklýðýn etkisiyle dudaklarýmýn yayýlýþýný, o yayýlýþýn verdiði aptal gülümsememi makyajýmý tazelemek için girdiðim lavaboda fark ettim. Saçlarýmý kabarttým. Aynaya iyice yaklaþtým;

_oh olsun ona dedim

_benimle olmaktan hep sýkýlýrdý. Baðlasan yemek ve uyku saatleri dýþýnda evde duramazdý.(maçlar da var adamcaðýzýn hakkýný yemeyeyim) þimdi bu hatýrlý arkadaþýnýn düðünü yüzünden kapana sýkýlmýþ bir fare gibi oldu. Neredeyse üç saattir benimle beraber. Oldukça zor bir durum(!)

Kapýda beni beklediðini bildiðim için dudak kalemimi defalarca dudaklarýmda gezdiriyor, parfüm sýkýyor, ceketimi aþaðýya doðru çekiþtiriyordum. Aynadaki hoþ kadýna göz kýrpýp dýþarý çýktým.

_nerde kaldýn ya! Hadi 10 dakika kaldý!

Evet, koþu yeniden baþlamýþtý. Halý serili olmasaydý kesin düþeceðim merdiven basamaklarýndan hýzlý adýmlarla aþaðýya doðru iniyorduk. Asansöre ne hacet Ayla, Arap atý koþtursun dursunJ

Ýþte 33 nolu masa. Bu rakamýn anýsý büyük artýk benim için; o gece dumaný hiç durmadan yüzüme doðru üfleyen o þiþman kadýný, yanýndaki adamýn yeni satýn aldýðý cipinden baþka bir þey konuþmayan kocasýný, onlarýn çok þýmarýk oðlunu uzun bir zaman unutamayacaðým sanýrým. Kalkmamýza yakýn badem gözlü ama çok çirkin elli bir kadýnla kasýla kasýla yürüyen eþleri de teþrif ettiler masamýza. Bizimki

‘’ooo ne haber nasýlsýn?’’ diye diye masaya yaklaþan arkadaþlarýný uzaktan fark eder etmez sol elini sandalyeme doðru uzatýyor (hani sarýlýrmýþ gibi) sonra arkadaþýný yeni görmüþ gibi yapýp ayaða kalkýyor ve gururla beni tanýþtýrýyordu.

_eþim… Ayla…

Ben hafifçe tebessüm ediyor, inadýna ayaða kalkmadan oturduðum yerden ‘’memnun oldum ‘’ diyordum. Bu kadarý kâfiydi bence…

Önümüzde üç masa vardý. Sað taraftaki masadan kýzýl saçlý bir adamla gözümü her kaldýrdýðýmda göz göze geliyorduk. Yanýndaki kadýna bir þeyler söylüyordu. Kadýn aðzý kulaklarýnda gülümsüyordu. Ve o piþkin suratlý adam içki kadehini bana doðru kaldýrýp sözüm ona yanýndaki hatunun þerefine içiyordu. Bütün gece damattan daha çok ilgi gören çirkin adam hatýrý sayýlýr biriydi besbelli:

O geceyi anlatan bir yazý yazacaktým ve ben sanki elimde kâðýt kalem bütün salonu dolaþýyordum.

Tam önümüzdeki masada yaþça kendinden büyük olduðu aþikâre ortada bir çift, neredeyse dudak dudaða oturuyorlardý. Karþýlarýnda göðüsleri yerinden çýkacakmýþ gibi duran bir sarýþýn ay ay ay deyip ara sýra þalýný önüne doðru çekiþtiriyordu. Bir de kýrmýzýlý kadýn vardý ki aman Yarabbi o ne güzellik! Kuyruk sokumuna kadar açýk elbisesinin hakkýný bronz teni ve ince beli fazlasýyla veriyordu. Kýrmýzý ruj ve uzun týrnaklarýndaki simli kýpkýrmýzý ojeleri de cabasý. Her neþeli parça çaldýðýnda ellerini ileriye doðru iyice uzatýp oturduðu sandalyede kývýrýyordu ama beraber geldiði adam düðün boyunca benden gözlerini alamýyordu.

Ben belimi sýkýca saran bir ceket ve hiçbir özelliði olmayan ayný kumaþtan bir pantolon giyiniyordum. Fönlü saçlarýmdan ve pastel tonlu bir makyajýmdan baþka dikkati çekecek bir süsüm yoktu. Salondaki kokoþlarý görünce;

_tüh keþke taþlý bir küpe taksaydým bari diye geçirmiþtim içimden. Sonra vazgeçmiþtim hayýflanmaktan. Çünkü beni çok sevenlerin ‘’Türkan sultan ‘’ dedikleri geldi aklýma. Hatýrladým ki benim bütün takýlarý ve ýþýltýlý elbiseleri sollayacak sultan bakýþlarým ve insanýn içini ýsýtan gülücüklerim vardý…

Gözlemlerime birazcýk ara verdim. Sigara altý yapmak için çatalý elime aldým. Önce biber dolmasýný açtým. Ýçinde kuþ üzümü ve fýstýk varsa çok þanslýydým;

_hým mm varmýþ. Güzel olmuþ 

Birazcýk ondan birazcýk bundan atýþtýrdým. Bir sigara yaktým. Arkama yaslandým. Etrafýmdaki insanlarýn yapmacýk gülümsemelerine bakýyordum.

_’’ayol! Sen nerelerdesin? Özledik seni’’ derken yüzüne bakan gözler vedalaþýrken elbiseye, ayakkabýlara iniyor. Ayol, biraz daha uzaklaþýnca yanlarýndakilere kýkýr kýkýr bir þeyler fýsýldýyorlardý. Masalarda kim kimin erkeði, kim kimin kadýný belli deðildi. Bu ortam beni iyice bunaltmýþtý. Ruhum can çekiþiyordu adeta…

Birden ona döndüm:

_’’ben! Özel bir kadýným! ’dedim. Konuþtuðum her þeyi saçma bulan eþim ilk defa olarak normal bir þey söylemiþim gibi bana cevap verdi.

_’’herkes özeldir. Bende özelim...’’

Kaþlarýný çattý küçük gözlerini kýsarak bana baktý. Yüzümü önümdeki tabaða çevirdim. Çatalý elime aldým önümdeki peyniri aðzýma götürürken;

Ben sizler gibi deðilim farklýyým. Hem biliyor musun?


… ben bir gün tüm bunlarý yazacaðým!!!
EYLULYAMAC_



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn soyut kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Soluk Nefes


EYLÜL YAMAÇ kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © EYLÜL YAMAÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.