Mektubum sanýrým fazla uzun oldu, çünkü daha kýsa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
Güvenini kazanmak için büyük bir sabýr gösterdim. Ona yardýmcý olabilmek için psikoloji kitaplarý okuyordum. Sorunlarýmý insanlarla rahatlýkla paylaþabilen biri olarak, bir insanýn sýrlarýyla ölmek istemesine anlam veremiyordum. Parkta geçen olaylarý anlatmasý için ýsrar etmeme raðmen bir türlü ikna edemedim. Daha önce anlatmaya çalýþtýðý insanlar ona inanmamýþ ya da inanýyor gibi yapmýþ, ama o kafalarýndan geçenleri anlamýþ ve ikiyüzlülüklerini görmüþtü. Bana ne kadar güvense de anlatmýyordu. Belki benimde onlar gibi davranacaðýmdan korkuyordu. Kendi kendine konuþtuðu zamanlarda kelimelerle oynardý bazen, farklý anlamlarýný telaffuz ederdi. Kelimeleri tersten okuyup anlamlar yüklemeye çalýþýrdý. Bu kelimelerle günlük yaþanan önemli olaylarla baðlar kurar ve kendince olaðanüstü sonuçlar çýkarýrdý. Ýlk geldiðinde kir pas içinde, paspal ve korkunç bir görünümü vardý. Ýþ aradýðýný ve karýn tokluðuna çalýþabileceðini ve barýnacak bir yer saðlandýðýnda her iþi yapabileceðini söyledi. Ona bakan iþe almaya güvenemezdi. Ýnsanlar dýþ görünümlerine göre yargýlanmamalý idi. Yufka yürekli biri olarak ona yardýmcý olmaya karar verdim. Temizlenmesini ve üzerine giyebileceði bir þeyler saðladým. Kullanmadýðým elbiselerimden verdim. Köþedeki kahvehanede çay servisi yapacak eleman aranýyordu. Oraya yönlendirdim. Ýki gün içinde çok belirgin bir deðiþiklik olmuþtu. Patronu çok memnundu. Destek çýkacak kimse bulamamýþ ve hatta insanlar onunla dalga geçmiþ. Bir tekme de biz vursaydýk ne olurdu hali. Müthiþ bir kavrama yeteneði vardý. Ara sýra saçmalamalarý dýþýnda rahatsýz edici bir durumu yoktu. Bu tip þeylerden herkesin yanýnda bahsetmez, yeni yeni güvenmeye baþladýðý insanlarýn yanýnda saçmalamaya baþlayýnca, karþýsýndakinin dalga geçtiðini anlayýnca ya bir daha o kiþinin yanýnda bu tür þeylerden bahsetmez ya da ufak ufak o da dalga geçmeye baþladý. Akþam insanlar evlerine çekilince kahvehanede dörtlü kâðýt oynardýk. En gýcýk olduðum tarafý kendini masanýn þefiymiþ gibi tavýr almasýydý. Ýçecek sipariþini alýr ve kendine herkesin içtiðinden farklý bir içecek alýrdý. Herkese tek tek sorar, millet çay içiyorsa o neskafe içer, millet neskafe ve çay içiyorsa o kola içerdi. Onu daha iyi çözebiliyordum artýk. Zamanla düzelmeye baþlamýþtý. Bir gün sordum; Senin ayrýcalýðýn ne? Dikkat ediyorum kendini bizden üstün mü görüyorsun? Dedim. Hiç sesini çýkartmadý. Ben onu tanýdýðým süre boyunca yardýmcý olmaya çalýþmýþtým. Ertesi gün yerinde yeller esiyordu. Ona olumlu yönde katkýda bulunduðumuzu düþünüyorum. O ise bize olaylara karþý farklý açýlardan bakmak gerektiðini öðretmiþti aslýnda. Madalyonun her iki yüzünü de görmek gerektiðini söylerdi. O gittikten sonra da bazý yargýlarýmý sorgulamaya baþladým. Bana anlattýðý hikayeleri düþünüyordum. Bir insan beyninde ürettiði insanlarla konuþarak yirmi dört saatini geçirebilir miydi? Bilinç mi maddeyi oluþturuyordu? Madde diye bir þey yok muydu? Her þey hayallerden mi ibaretti? Bahsettiði, parkta beyninde oluþan yazýlým programýna benzettiði þey bana mý bulaþmýþtý? Ben ona yardýmcý olmaya çalýþýrken o güvenebileceði birini bulup bu hastalýðý bulaþtýrmýþ mýydý? Sonra görevini tamamlayýp gitti belki de. Bir gün gelip de robotlar düþünmeye baþlayýp inisiyatif geliþtirebilmeyi öðrenebilecek miydi? Bir elektrik aðýnýn organizmaya benzediðinden ve aslýnda arýzalandýðýnda kendi kendini onarabileceðinden söz ediyordu. Bir ay sonra mektup geldi ondan; Aslýnda insanlarý küçük görmeyen paylaþýmcý biri olduðundan, kýz arkadaþýnýn ona yaptýðý psikolojik iþkencenin etkisiyle deðiþtiðini anlatýyordu. Bu tür davranýþlarý yapmak zorunda hissettiðini ve yapmayýnca huzursuz olduðunu yazýyordu. Mektupta, bizim bunlardan rahatsýz olduðumuzu hissettiðini ve bizi üzmemek içi gittiðini detaylý bir þekilde yazýyordu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Taner SARGIN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |