Materyalist bir dünyada yaþýyoruz, ve ben de materyalist bir kýzým -Madonna |
|
||||||||||
|
Biz zeytinciyiz yani zeytin tarýmýyla uðraþýyoruz. Kasým ayýnda zeytinlerimizi toplar havuzlara koyarýz. Bu havuzlar zeytin ile dolarken belirli bir oranda su ve kaya tuzuyla zeytinin uzun süre saklanmasýný saðlarýz. Havuz dolduðu zaman yapacaðýmýz "baskýya" hazýrlýk olarak bir katman tuz eker ve bir örtüyle kapatýrýz. Kenarlarýndan hiç zeytin çýkmayacak þekilde baský tahtalarýyla kapatýrýz. Sonra üzerine kaptaki zeytin miktarýnýn yüzde yirmisi oranýnda aðýrlýk koyarýz. Bu iþleme baský vurma denir. Bundan sonra suyunu çekip birkaç gün öyle bekletiriz. Bu iþleme de kuru baský denir. Bunlarý neden yazdým? Bu iþe aþina olan zeytin üreticisi için bilinen iþler. Bilmeyenlerle paylaþmak istedim . Dalýndan kopan zeytin acýdýr. Baský zeytinin acý suyunu çýkartýr. Zeytin çerez gibi olur. Biz zeytinlere ne kadar eziyet etsek; çýkacak bir delik býrakmadan, basýp tuzu, vursak baskýyý öylece bekletsek o kadar olgunlaþýr. Bu iþlem ne zamandan beri yapýlýr kimlerin katkýsý ile bulunmuþtur bilmiyorum ama Zeytine yapýlan bu eziyet iþte böyle bir deðer yaratýyor. Zamaný geliyor zeytin üreticisi de eziliyor bir anlamda. Kar yaðar dallar kýrýlýr, don yapar zeytinler piþer, yani zeytin meyvesinin içersindeki su soðuktan donarken genleþir ve meyvenin dokularýný parçalar. Aðaç gövdesindeki suyun donarak içten kabuða doðru oluþturduðu çatlama seneler alacak tahribat yapar. Zeytin aðacý yaz kýþ yapraðýný dökmez, yani kýþ aylarýnda vejetasyona girmez. Kýþ ayýnda birkaç gün güneþ görse hemen uyanýr ve çalýþmaya baþlar. Böyle bir zamanda aniden kar yaðýþý baþlar ve hava soðursa, tahribatýn sonucu birkaç yýl mahsul unutulur. Çiftçi ne kadar ezilse ekonomik þartlar altýnda yine de üretir, inadýna üretir. Çünkü biliyoruz ki ne kadar üretirsek dýþ ülkelerden almak zorunda kalmayýz. O kadar ucuz gýda maddesini ülkemiz insanýna sunarýz. Ülke olarak o kadar az borçlanýrýz. Hepimiz bu þekilde kelimelere dökmemekte inadýna üretiriz. Yoksa yanlýþ mý yapýyoruz? Bu böyle olmuyor mu? Niye biz rahata kavuþamýyoruz? Niye üreticinin elinden yok pahasýna alýnan ürünler birkaç misli fiyata tüketiciye satýlýyor? Geçen sene çiçeklenmenin sonu tozlaþma döneminde yaðan yaðmur zeytin rekoltesini düþürdü. Buna raðmen sofralýk zeytin toptan satýþ fiyatý ortalama 3–5 lira arasýnda seyrediyor. Ama bu zeytinlerin tüketiciye sunulduðu gýda reyonlarýnda 8–12 lira arasýnda seyrettiðini görüyorum. 3 liradan üreticiden alýnan zeytinin üretim maliyeti 2.5 liradýr. Bu arada belirtmek isterim sofralýk zeytin miktarýnýn düþük olmasýndan dolayý yaðlýk zeytin sofralýk olarak piyasaya girdi bunu sizler bilmezsiniz ama bizler takip ediyoruz. Bu nedenle Yunanistan’dan zeytinyaðý ithalatý yapýlýyor. Avrupa’da bir ineðe 2,5 dolar günlük destek veriliyor. Japonya da bu 7,5 dolar. Biz Avrupa’dan ithal et alýyoruz. Baþka ülkeden aldýðýmýz bir ürün o ülkenin çiftçisine bizim verdiðimiz bir destektir. Hadi buna bir diyeceðimiz yok. Onlar da çiftçi, ama onlar zaten kendi ülkeleri tarafýndan destekleniyor. Bir de biz niye desteklemek zorunda kalýyoruz. Bazý yetkililer rahatça söyleyiveriyor: "Gerekirse ithal doktor getiririm." ‘’ithal öðretmen getiririm’’ Hadi getir. Öðretmen getir, avukat getir, doktor getir, çiftçi getir, sanayici getir. Ne olacak bizim yetiþdirdiklerimiz, bunun için açtýðýmýz okullar, harcanan emekler? Deðerli öðretmenlerimden Recep BOZKURT hocamýn hayatýnýn bir bölümünde geçen olaylarý yazdýðý "Bir Yaþam Yolculuðu" isimli romanýný çýktýðý günlerde aldým. Bir çýrpýda okudum. Baþka kitaplar da yayýnladý. Uzmanlýk alaný yerel tarih olsa da güzel romanlarý var. Burada belirtmeden geçemeyeceðim. Diyeceðim böyle bir eðitimci nasýl yetiþiyor? Affedersiniz hoþgörünüze sýðýnarak yazýyorum. Ýthal etsek bu kadar deðerli biri yurt dýþýndan gelir mi? Doðrularý savunmak. Doðruluðu, dürüstlüðü bir yaþam þekli yapmak, ortaya çýkan zorluklarla olgunlaþmak ve inadýna o kadar lezzet kazanmak, ayný zeytin gibi, aþýmýz gibi. Doðrularý savunmanýn zorluðundan, yanlýþ ve kolayca kabul edilebilene yenilen, soruþturmadan, araþtýrmadan ve olgunlaþmadan hayatýný mantar gibi yaþayan o kadar insan var ki, hocam. Recep BOZKURT Hocamýzýn daha önce yazdýðý "Ulusal Kurtuluþ Savaþýnda Ýznik" isimli araþtýrma kitabý Ýznik vakfý tarafýndan çýkarýlmýþ olup burada geçen bir bölümü aktarmak istiyorum. ’’...Ýstanbul Maltepe’de bulunan Uçak Atýþ Okulu Subay ve öðrencilerinin uçaklarýyla birlikte Anadolu’ya kaçýrýlýþý da bir destan gibidir. Bu okulun bütün personeli Anadolu’ya geçmek istemektedir. Oysaki okulun mühimmatý, malzemeleri, batyaryalarý sýký bir gözetim altýndadýr. Buna raðmen poligonun bütün eþya ve malzemesi Ýznik üzerinden Anadolu’ya kaçýrýlmýþtýr .’ Evet deðerleri koþullar yaratýyor. Milli mücadele esnasýnda Anadolu ’muzun her bir köþesinde destanlar yaratýldý. Kahramanlar vardý halk vardý bütün amaç vataný savunmaktý. O zor koþullarda yaratýldý bu deðerler. Günümüzün rahata kavuþmuþ nesline bakýyorum da yedikleri bir lokma ekmeðin dahi bedellerinin tarihimizde ödendiðini bilemeden yaþadýklarýný görüyorum. Þu an elimizde olana sahip çýkmak çok mu zor? Birilerinin deðerlerimizi bu denli yok saymasý, satmasý karþýsýnda uyanmalý. Yakýn tarihimizi incelemek bunun için ne yapmamýz gerektiðini gösterecektir. Yazýmý Recep hocamýn Ulusal Kurtuluþ Savaþýnda Ýznik isimli kitabýnda geçen bir paragrafla noktalamak istiyorum. "Milli mücadele iþgale uðramýþ ya da sürekli iþgal tehdidi altýnda bulunan yörelerde, diðer yörelere nazaran çok daha meþakkatli, çok daha kanlý, çok daha zor geçmiþtir. Ýznik gibi yörelerde Korkaklar, kaçanlar, rahat yaþamayý onurlu yaþamaya tercih edenler, iþbirliði yapanlar ve hainler; yiðitler, kahramanlar iç içe yaþamýþlardýr."
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Taner SARGIN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |