..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlýk, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayýda artmasýdýr -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Yazar Portresi - Aydýn Akdeniz
Aydýn Akdeniz - Hadrianapolis
Site Ýçi Arama:


Roman
  Ýþgüzar Tefecinin Marifetleri (1) (Aydýn akdeniz) 29 Temmuz 2007 Natüralist Roman 

Akýllý bir tefecinin insanlarýn güvenini kazanarak onlarý amaçlarý için kullanmak istemesi ironik bir anlatýmla ele alýnýyor.

  Ýþgüzar Tefecinin Marifetleri (2) (Aydýn akdeniz) 29 Temmuz 2007 Karakterler Üzerine 

Marifetli tefecinin hileleri

  Politik Ýllizyon ve Babil'in Ýskambil Kuleleri (Aydýn akdeniz) 6 Aðustos 2008 Tarihsel Roman 

Babil’in asma bahçeleri yanýyor, tutuþuyor. Gökyüzüne yükselen duman ve is kapkara bulutlar oluþturuyordu orada! Göz gözü görmüyordu bu karanlýkta. Zifiri karanlýk ise ürpertiyordu görenleri. Nabukadnezar umutsuzca çýðlýk atmaya çalýþýyor fakat nafile bir çaba oluyordu bu! Vücudunun tekrar deðiþtiðini görüyor… Ayaklarý kile, gövdesi demire, kollarý bronza dönüþüyor… Baþý ise altýna. Vücudu: altýn, bronz, demir ve kilden oluþan hareketsiz bir heykele dönüþmüþtü þimdi. Daðlardan gelen sel sularý kilden oluþan bu ayaklarý aldý götürdü beraberinde! Nabukadnezar, korku dolu þaþkýn bakýþlarla izledi ayaklarýnýn kopuþunu… Ardýndan ateþ ýrmaklarý ulaþtý bulunduðu yere. Önce mermer kaide yuvarlandý yere. Sonra bu ateþ ýrmaðý mermer kaideyi yutarak bulunduðu yere ulaþtý ve demirden gövdesini eritmeye baþladý. Nabukadnezar umutsuzluk içinde yalnýzca izliyordu olup biteni. Elinden baþka bir þey gelmiyordu! Hem sonra kaçýp uzaklaþmasý neyi deðiþtirirdi ki! Çaresizce ateþ ýrmaðýnýn vücudunun kalan son kýsmýný da yalayýp yutmasýný izlemiþti.

  Politik Ýllüzyon ve Babil"in Ýskambil Kuleleri (Aydýn akdeniz) 15 Aðustos 2008 Tarihsel Roman 

Yan odaya geçtiðinde henüz ayakta olan sadýk hizmetçisine seslenerek kendisi için bir madhu iksiri hazýrlamasýný istedi. Hizmetçi, efendisinden aldýðý direktif üzerine odadan koþarcasýna uzaklaþýrken yardýmcýlarýndan derhal baþrahibi uyandýrmalarýný istedi. Baþrahip gecenin þu vaktinde uyandýrýlmaya alýþkýndý. Koridorda koþuþturan ayak seslerini duyduðunda, acelenin kendisi için olduðunu anladý . Daha adamlar odaya ulaþmadan hazýrlanmýþ ve yanýna gelenleri kapýda karþýlamýþtý. Rahip, oradan ayrýlmadan önce madhu iksirinin yapýmý için gerekli olan malzemeleri aldý odadan. Sarayda ki tapýnaða acele ile koþtururken sabah önemli bir hareketliliðin yaþanacaðýný düþündü. Neydi acaba bu! Þu son günlerde Kral Nabukadnezar’ý bu kadar tedirgin eden ne olabilir di? Bir taraftan bunlarý düþünürken öte yandan usulca; “Asil bir soydan geliyorum nede olsa! Ülkemin geleceðini ilgilendiren konulara karþý kayýtsýz kalmak doðru olmaz.” Diye mýrýldandý. Gizli bir nefretle iyice kýstýðý bakýþlarýný tapýnaða uzanan koridorda dikkatlice gezdirip çevresinde kimsenin bulunmadýðýndan emin olunca bu kez daha yüksek bir sesle konuþmasýna kaldýðý yerden devam etti; “ Hem büyük babam bir zamanlar, bu hanedan tarafýndan tahtýndan alaþaðý edilmemiþ miydi…! Ben ki, damarlarýmda, büyük Kral Shamasshum-Ukin’in asil kanýný taþýyorum; O halde, bu hanedana günü gelince geçmiþin hesabýný sormak, atalarýmýn üzerimde bir hakký! Ey ateþ tanrýsý Athar, o güne dek içimdeki kini diri tut ve bana güç ver.” Baþrahip Esarhaddon son cümleyi bitirdiðinde tapýnaðýn kapýsýna ulaþmýþtý. Bakýþlarýný çevrede son bir kez sinsice dolaþtýrdýktan sonra içeri girdi.

  Küçük Dedektifler Tavþan Adasý'nda (Aydýn akdeniz) 24 Ocak 2009 Polisiye 

Þule duvardaki saate baktý. 13.30’u gösteriyordu. Usulca annesinin yanýna gelerek; —Anneciðim benden istediðin bir þey var mý? Biliyorsun bugün günlerden cuma ve az sonra arkadaþlarla evin bahçesindeki çardakta buluþacaðýz.” Dedi. O sýrada mutfakta olan Nermin Haným, öðle yemeði için gerekli hazýrlýklarý yapmakla meþguldü. Kýzýnýn nerede ise fýsýltý ile söylenen sözlerini duymadý bile. Salata için yýkadýðý marullarý doðramakta olan annesinin dalgýnlýðýný fark eden Þule, bu kez daha yüksek bir sesle; - “ Anne birazdan arkadaþlarým çardakta olacak ben çýkýyorum” dedi. Bunun üzerine kadýn; - “ Peki, ama sakýn geç kalma! Baban az sonra burada olur. Bir saate kadar evde olmalýsýn.” Diye karþýlýk verdi. Þule; - “ Kalmam, görüþürüz anneciðim” dedi ve oradan ayrýldý. Arkadaþlarýyla çardakta buluþacak olmasý minicik yüreðini sevinçle doldurmuþtu. Kapý giriþindeki taþ basamaklarý ikiþer üçer atlayarak soluðu bahçede aldý. Hýzlý adýmlarla yirmi metre kadar ötedeki bahçe kapýsýna ulaþtý. Bir çýrpýda burayý aþarak çardaða uzanan patika yola koyuldu. Yol, güzergâh boyunca bir incelip bir geniþliyor, kývrýmlar oluþturarak çardaðýn bulunduðu tepede gözden kayboluyordu. Dað yamaçlarýndan deniz tarafýna doðru esen meltem rüzgârlarý, henüz yeterince ýsýnmamýþ olan havanýn daha da serin hissedilmesine neden oluyordu. Þule paltosuna sýký, sýký sarýldý. Üþümemek için adýmlarýný hýzlandýrdý. Yol boyunca, baharý müjdelercesine öbek öbek açmýþ kýr çiçekleri arasýndan geçerek çardaðýn bulunduðu tepeye doðru týrmanmaya baþladý. Bir gün önce okul çýkýþýnda Þule ve Kübra, kendilerini kasabadan köye taþýyan okul servisine binecekleri sýrada sýnýf arkadaþlarý Ahmet yanlarýna gelmiþ ve - “ Arkadaþlar, yarýn çardakta buluþuyoruz öyle deðil mi? size anlatacaðým þeyler var! Demiþti. Þule ve Kübra, ikisi de bir aðýzdan yanýtlayarak; - “ Elbette Ahmet, her zaman ki gibi” dediler. Sonra ayný anda birlikte verdikleri bu cevap için birbirlerine bakarak gülüþtüler. Ahmet konuþmasýný sürdürerek; - “ Fakat bir þey daha var. Bu kez küçük kardeþim Neslihan’da gelmek istiyor benimle…” Þule; - “ Bizce sakýncasý yok. Neden olmasýn” dedi. Ahmet kýsa bir duraksamadan sonra; - “ Þeyy, çocuklar, sanýrým tavþan adasýndaki madene gitmemiz gerekecek! ” Kýzlar, duyduklarýna inanamamýþçasýna; - “ Nee! Tavþan adasýna mý gideceðiz yani? ” diyerek þaþkýnlýklarýný belirttiler. Ahmet; - “ Ne o, korktunuz mu yoksa? Sizin gibi kýzlar…” Ahmet daha sözlerini tamamlayamadan servis þoförü Harun’un tiz ve ince sesi duyuldu arabada; - “ Haydi, çocuklar, kesin artýk þu þamatayý! Yola çýkýyoruz.” Ortalýðý saran gürültülü motor sesi ve egzoz dumaný çocuklarýn konuþmasýný yarýda býrakmýþtý. Kapý kapanýrken Þule aracýn arka kýsmýna geçerek Kübra’nýn yanýndaki yerini almýþtý bile. Ýþte çardak þimdi tam karþýsýndaydý. Þule etrafýna bakýndý, her zamanki gibi buluþma noktasýna en erken gelen kendisi olmuþtu. Kendi kendine söylenerek; — “Ahmet’in derdi neydi acaba? ” Birden az öteden gelen Kübra’nýn tanýdýk sesiyle irkildi. Baþýný kaldýrýp arkadaþýna baktý ve - “ sen miydin kýz beni çok korkuttun” dedi. Kübra, - “ Neyin var senin böyle! Çok dalgýnsýn. Hanidir el sallýyorum sana, beni fark etmedin bile.” Þule; - “ Bir þeyim yok. Fakat Ahmet’in söyledikleri takýldý kafama. Tavþan adasý biliyorsun ki tehlikeli bir yer. Geçen sene orada olanlarý unutmuþ olamazsýn! Buna raðmen Ahmet, acaba niçin gitmek istedi oraya? ” Kübra merakla; - “ Eeee, sahi ben Ahmet’i bugün okulda hiç görmedim. Sakýn baþýna bir þey gelmiþ olmasýn!” Þule; - “ Sanmýyorum. Çünkü oraya birlikte gitmekten bahsetmiþti bize. Yalnýz baþýna hareket etmiþ olamaz.” Kübra, baþýný öne doðru sallayarak onayladý arkadaþýný ve ardýndan ekledi; - “ Galiba haklýsýn, dediðin gibi olmalý. Fakat biraz bekleyelim, eðer gecikecek olursa telefon eder ararýz kendisini.” Aralarýnda bir süre daha konuþan çocuklar soðuðun da etkisiyle bir an önce çardaða çýkýp ýsýnmaya karar verdiler. Kübra merdivenlere týrmanýrken Þule maþingayý yakmak için daha önce aðaç kovuðuna istiflediði kýþlýk odunlardan bir kucak dolusu aldý yanýna. Aðýrlýðýn etkisiyle rutubetli, ýslak basamaklardan kayýp düþmemek için boþta kalan eliyle sýký sýkýya tutuyordu basamaklarý. Yaklaþýk on beþ metre karelik bir kullaným alaný bulunan çardak, çocuklarýn burada hoþça vakit geçirmeleri için yetip artýyordu bile. Maþinga, denize bakan pencere kenarýndaki köþeye yakýn bir yere kurulmuþtu. Ýki metre yükseklikteki tavana kadar uzanan borular, aðaçtan yapýlmýþ çardaðýn duvarýndaki delikten olabildiðince öteye, dýþarý doðru iyice uzatýlmýþtý. Maþinga borularý, dýþtan bakýldýðýnda hoþ bir görüntü vermese de çýkan dumandan aðacýn zarar görmemesi için bu þekilde yapýlmýþtý. Çocuklar, maþingayý yaktýklarý zaman söndüðünden emin olmadýkça oradan ayrýlmayacaklarýna dair söz vermiþlerdi ailelerine. Okulda gördükleri derslerden aðaç ve ormanlarýn çevre için ne kadar önemli olduðunu öðrenmiþlerdi. Orman yangýnlarýnýn ülke ekonomilerine, çevreye ne büyük zararlar verdiðini, ekolojik dengenin bu durumdan nasýl etkilendiðini çok iyi biliyorlardý. Hatta bir ara okulda yapýlan “ Ormanlar ve çevremiz ” konulu etkinlikte, hazýrladýklarý duvar gazetesinden dolayý ödül dahi kazanmýþlardý. Ýþte bu nedenle ateþi yakarken etrafa kývýlcým sýçratmamaya son derece dikkat ediyorlardý.

  Küçük Dedektifler Tavþan Adasý`nda (Iý) (Aydýn Akdeniz) 17 Ekim 2009 Çocuk Romaný 

Þule, maþingada içinde ateþ yakmaya yarayan boþluðun kapaðýný açtý. Kesilip, maþinganýn alabileceði þekilde doðranmýþ meþe odunlarýndan birkaç tanesini buraya yerleþtirdi. Aralarýna býraktýðý çýralarý tutuþturdu ve sonra kapaðýný kapattý. Rafa uzanarak oradan aldýðý çaydanlýðý güzelce temizledikten sonra maþinganýn üzerine býraktý. Bu arada, oturduðu iskemleden þaþkýn bakýþlarla kendisini izlemeye koyulmuþ olan Kübra’ya seslenerek yanýndaki su testisini uzatmasýný istedi ondan. Az sonra odunlar gürül gürül yanmaya baþlamýþtý. Çýtýrdayarak gürültüler halinde yanan ateþ, küçücük odanýn hemen ýsýnmasýný saðladý. Bu arada Þule Kübra’ya dönerek;

 

 



Hayatýn kendisi mi sorgulanýr satýrlarda, geçip giden zaman mý? cevap mýdýr önemli olan yoksa yaþanan anlar mý?



 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aydýn Akdeniz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.

 

Bu dosyanýn son güncelleme tarihi: 29.03.2024 17:48:29