..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Eðer bir kelebeði sevebiliyorsak, týrtýllara da deðer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Yazar Portresi - osman tatlý
osman tatlý - kendini bulmak
Site Ýçi Arama:


Eleþtiri
  Suskun Sinema Yazýlarý (osman tatlý) 18 Þubat 2010 Sinema ve Televizyon 

Suskun Sinema Yazýlarý, sinema bireyin ve toplumun bir yansýmasýdýr anlayýþýyla hareket ederek son döneme Türk sinemasýnýn filmlerini sosyolojik ve psikolojik yönleriyle mercek altýna alýyor. Suskun Sinema Yazýlarý, Filmlerle Türk toplumun kimliðini sorgulayarak bulmaya amaçlamaktadýr.

  Türk Sinemasýnda Kürtler (osman tatlý) 3 Mayýs 2013 Sinema ve Televizyon 

“Türk Sinemasýnda Kürtler” ifadesi ne kadar itici ve üzücü bir kullaným deðil mi? Bu ülkenin vatandaþlarýný ötekileþtirmek ve zencileþtirmek Amerika’ya yakýþsa da Türkiye’ye yakýþmayacak bir yaklaþým biçimidir.

  Edebiyat Fakültesinde Dergi Çýkarmak (osman tatlý) 18 Þubat 2009 Toplum ve Birey 

Türk Dili ve Edebiyat’ý eðitimini deðerlendirmeye alýrken, öðrencilerin ilgisiz kaldýðý, hocalarýn görmezden geldiði koridorlarda tohumu atýlýp filizlenen; ama kökleþmeden yitip giden büyük emeklerin ve özverilerin ürünü olan edebiyat dergilerinin yaþam mücadelelerini anlatmamak haklýsýzlýk olurdu.

  The Ýmam"ýn Savaþý Kiminle (osman tatlý) 23 Mart 2009 Sinema ve Televizyon 

Gerek yazýnsal alanda gerekse görsel alanda en büyük eksiklik, psikolojik ve sosyolojik analizlerin yetersizliði ve toplumdan kopuk anlayýþlardýr. Kendilerini belli bir alanla sýnýrlayan yazarlarýn ve senaristlerin sosyoloji ve psikoloji eðitimlerinin eksik olmasý, topluma yönelik mesajlarý içeren ürünlerin sosyal sorunlarý kuþatamamasý gibi eksik yönleri, bu sorunlara ciddi çözüm önerileri de üretememektedir. Bu durumda sinema, sosyal vakalarý siyerciye iletememe sorunu yaþamaktadýr

  "Sýnav" Hedefi Olmayan Ok (osman tatlý) 8 Mart 2009 Sinema ve Televizyon 

Eðitim, bir düþünüþ biçimi; duygunun karanlýktaki rehberi; eylemin öncüsü. Eðitim insanlarýn hayatlarýný inþa ettikleri iskeletin projesidir. Eðitim dünyaya açýlan gözlerin ýþýltýsý, umududur. Eðitim insanýn kendi benliðinde bir bilinç oluþturma sürecidir…

  Ýliþkilerde Ýklim Yapaylýðý (osman tatlý) 8 Mart 2009 Sinema ve Televizyon 

Kadýn erkek iliþkileri beklentilerin üzerine kurulu olmanýn kurbaný olma yolunda gidiyor. Ýki farklý dünya, iki farklý yürek ve farklý coðrafyalardan gelip, yola çýkanlarýn aralarýndaki beklenti sýnýrlarýný kaldýrmalýdýrlar. Çünkü coðrafyalarda iklimler farklý yaþanýr.ve kendine özgü örtüsü vardýr. Bu örtü her zaman baþka örtüleri kuþatmayý amaçlar. Kendine benzetme, kendi istediði gibi olmaya zorlama, kendinden taviz vermeden kendini kabullendirme uðraþý verir. Kadýn sessizce, erkek doðrudan saltanat peþinden koþar. Tahtý ortak paylaþmak iki tarafýn akýlýna gelmez. Coðrafi iklimlerin uyumu da böyle sürekli bozulur.

  Hotel Rwanda (osman tatlý) 8 Mart 2009 Sinema ve Televizyon 

Güç, üstünlüðün ifadesi olmasýnýn yanýnda kültürel ve siyasi geliþmelere yön verilmesiyle kendini hissettirir. Gücü temsil edenlerin yaþattýklarý ya da yaþananlara karþý duruþlarý genelde olaylarýn yaþadýðý dönem içinde olaylarýn gündeme gelmemesi ve geliþmelere duyarsýz dururlar. Olaylar gündem olsa da geliþmelere yön vererek durumu lehlerine çevirirler. Kitlelerin ilgisizliði ve bilgisizliðinden yararlanýlarak ellerindeki araçlarla zihinleri kontrol altýna alýrlar. Kitlelerin olaylara nasýl yaklaþmasý, olaylar karþýsýnda neler hissetmesi gerektiðini sinema yoluyla empoze ederler. Bu durumun sadece zihinlerin kontrol edilmesi olmadýðýnýn kanýtý, seyircilerin yaþanan acýlara, katliamlara duyarsýz kalýþlarýdýr.

  Þiddetin Yükselen Yeni Adý: Testere (osman tatlý) 8 Mart 2009 Sinema ve Televizyon 

Korku deðil, acý sinemasýnýn üç yýldýr konuþulan, kült olma yolunda ilerleyen sinemada bir misafiri var: Testere 2004 yýlýnda Testere filmi sessiz sedasýz vizyona girdiðinde kimsenin bir beklentisi yoktu. Ancak film, farklý konusu ve iþkencesiyle seyirci buldu. Türkiye’de 81.434 kiþi tarafýndan izlendi. Dünyada ise 55,2 milyon dolar hasýlat getirdi. Ýlk filmin beklenenin üstünde ilgi görmesi ve Hollywood çapýnda 1 milyon dolar gibi komik bir para ile yapýlan ve sadece ABD’deki sinemalarda 50 milyon dolarýn üzerinde gelir elde etmesi filmin devamý çekildi. Peþ peþe Testere II, III çekildi.

  Duygusallýk Ama Nereye Kadar? (osman tatlý) 8 Mart 2009 Sinema ve Televizyon 

Duygusallýk kör bir kuyu. Suyunu karýþtýrdýkça bataklaþan bir özelliðe sahiptir. Duygular koþullarla renk ve þekil deðiþtirdikçe insana meçhul, gizemli yönlerinin artmasýna neden olmaktadýr. Dolaysýyla duygusallýk insaný aldatmaya, yanlýþ adreslere sürüklemeye devam etmektedir. Duygularýn insana ihaneti, insanlarýn kendileriyle yüzleþememekten kaynaklanmaktadýr. Duygular insanýn kendisinden kaçýþýyla güç ve irade kazanýr.

  Doldurmanýn Tadý Adýndan Deðil, Malzemesinden Anlaþýlýr (osman tatlý) 23 Mart 2009 Sinema ve Televizyon 

Beyaz perde için çekilen filmin kimliði önemlidir. Filmin neyi anlattýðý, mesajlarýn en güzel þekilde yerini bulmasý ve temsil ettiði kültürün en iyi þekilde yansýtýlmasý gerekir. Filmden toplumdan ve insanýndan kopuksa verilen mesaj üzerinde yoðunlaþamýyorsa, filme daðýnýklýk hakimse yönetmenin seyirciye ulaþmasý zordur. Karelerin vermek istediði mesaj heba olacaktýr. Öyleyse filmlerin hem teknik hem kültürel kimliðin netleþmesi gerekir. Filme kimlik kazandýrýlmadýðý zaman filmin varlýðý ve hissettirdikleri suyun üzerindeki köpük gibidir.

  Kraliçe: Kitlerin Aldatýlmasý mý? (osman tatlý) 23 Mart 2009 Sinema ve Televizyon 

Elitlerin ve burjuva sýnýflarýn yaþam tarzý her zaman halk kitleleri tarafýndan merak edilmiþtir. Zenginlerin yaþam koþullarýndaki pýrýltýlý giyim-kuþam, köþklerin, villalarýn, malikânelerin ihtiþamý, arabalarýn insaný kendine hayran býrakan güzellikleri; rahatlýk ve sözde özgürlük içeren sýnýr tanýmayan iliþkilerin uzantýlarýndaki entrikalar, aldatmalar, ihanetler, dedikodular kitleler için merak unsuru, günlük konuþmanýn malzemesi olmuþtur.

  Bir Playboyun Aþkýyla Kitlelerin Aldatýlmasý (osman tatlý) 25 Aðustos 2009 Sinema ve Televizyon 

Aþk kirlendi. Kirletenlerde oturmuþ hallerine aðlýyor. Saç baþ yoluyor. Sessizliklerine bürünmüþ, aþkýn tekrar kucaklarýna düþmesini bekliyor. Aþkýn nasýl kirlendiði her bireyin yaþadýðý hikâyelerde saklý. Ama ilginçtir, bütün aþk hikâyelerinde aþkýn renkleri farklý, kokularý ayný. Aþk hikâyesi olanlar, aþký yaþadýlar mý yoksa aþkla mý karþýlaþtýlar bilinmez

  Kitabýn Hayata Yansýmasý ve Yabancýlaþma (osman tatlý) 17 Ocak 2010 Yazarlar ve Yapýtlar 

Her insanýn arayýþý farklý olduðu gibi, arayýþta kullandýðý yöntem ve kaynaklarda farklýlýk göstermektedir. Yöntemler farklý da olsa herkesin arayýþýnda rehber olarak kabul ettiði, bilginin taþýyýcýsý kitabýn, insanýn var olma mücadelesindeki rolünü sorgulayarak, insana verebileceði zararlar üzerine dikkatleri çekmeye çalýþacaðýz.

  Köþe Sultanlarý (osman tatlý) 10 Ocak 2010 Yazarlar ve Yapýtlar 

Köþe yazarlarýn görünen amacý gündeme dair düþüncelerin sade, anlaþýlýr, bazen yüzeysel, bazen nükteli ve bazen de somut verilerle okuyucusuyla paylaþmaktýr.

  Niþantaþý"nda Kitap Okumak Kedi, Köpeklere Kaldý (osman tatlý) 10 Ocak 2010 Toplum ve Birey 

Tarih 13 Haziran Þiþli Belediyesi 30 Haziran’a kadar Maçka parkýnda I. Geleneksel Kitap Fuarý düzenliyor. Okullarýn tatile girdiði, ÖSS, SBS sýnavlarýn artýk bittiði, çalýþanlarýn tatile ayrýlmaya baþlandýðý bir dönem. Gençlerin, öðrencilerin ve kitapseverler için ideal bir dönemdir yaz aylarý. Böyle bir zamanda kitap fuarlarý okumak isteyenlere kaçýnýlmaz bir fýrsat diye düþünülebilir.

  Doðu Felsefesi ve Kiþisel Geliþim (osman tatlý) 17 Ocak 2010 Toplum ve Birey 

Kiþisel geliþim sektörü; iþ dünyasýný, aile yapýsýný, bireyin kendini tanýmasýný, iliþkileri tanýmlamayý, zamaný yaþamayý vs. hayatýn her alanýný kuþatan her þeyde baþarýlý olmanýn anahtarýný elimize uzatýrken besleneceði her kaynaðý kullanýyor

  Tarihi Aðlayan Çayýrla Yorumlamak (osman tatlý) 17 Ocak 2010 Sinema ve Televizyon 

Tarih, insanlarýn kaderinin sergilendiði bir sahnedir. Acýlarýn, savaþlarýn, ölümlerin, doðal afetlerin, aþklarýn, göçlerin, ayrýlýklarýn, kültür merkezi olan þehirlerin harabeye dönüþümü, ihanetlerin, ideolojik çatýþmalarýn, toplumsal-sýnýfsal ayrýlýklarýn bazen bir arada bazen de art arda sahneye konulan bir arenadýr tarih. Tarih unutulaný insanlýða tekrar hatýrlatmak ister. Bugünü okuyamayanlarýn en azýndan geçmiþte yaþananlara gözyaþlarýnýn yüreði yýkamasýný ister.

  Güney Afrikanýn Beyaz Çýðlýðý (osman tatlý) 17 Ocak 2010 Sinema ve Televizyon 

Özgürlük Çýðlýðý, insanca yaþamak isteyenlerin haklarýný talep etmesiyle maruz kaldýðý adaletsizliði konu ediniyor. Ýçinde yaþadýklarý zor yaþam koþullarýndan kurtulmak isteyenlerin, hayattan fazla beklentisi olmayanlarýn, sadece okumak, çalýþýp, kimseye muhtaç duruma düþmek istemeyenlerin sýrf renklerinden dolayý baskýya, zulme reva görülmesini anlatýyor.

  Beyaz Melek (osman tatlý) 22 Ocak 2010 Sinema ve Televizyon 

Büyük þehirli olmak, üniversiteli olmak, okumuþ olmak, batýlý gibi olmak insanlýðý öðretemez diyor Beyaz Melek. Ama bir köylü insanlýðý en güzel þekilde öðrenir diyor. Sizin bahsettiðiniz çocuk eðitimi kitaplarý, çocuklarýnýzý okuttuðunuz okullar, tutuðunuz hocalar, dershaneler, çocuklarýnýza aldýðýnýz oyuncaklar ve daha nice þey çocuklarýnýza sevgiyi, saygýyý, sahiplenmeyi öðretemiyor. Ama bizim okul görmemiþ, þehir görmemiþ çocuklarýmýz sevginin, saygýnýn alasýný taparcasýna büyüklerine gösteriyor demeye getiriyor Beyaz Melek.

  Kanalizasyon (osman tatlý) 15 Þubat 2010 Sinema ve Televizyon 

Gündüz kadýnlara yönelik hazýrlanan toplumsal güveni, deðerleri zedelemeye yönelik programlarýn önü alýnamýyor. Hiçbir amacý ve hedefi olmayan sýrf reyting kaygýsýyla yapýlan programlar ne kadar iyi ve güzel olan varsa yýpratmaya çalýþmaktadýr. Adeta kötülüðü ve çirkinliði akýllara ve kalplere kazýyarak insanlarý insanlara ve topluma karþý ürkek ve korkak hale getirmektedir. Kurgulanan programlar; ne kadar küfür, hakaret, alay, küçümse ve cinsellik konusu içerirse o kadar seyredilir düþüncesiyle çekiliyorlar. Hemen hemen bütün kanallarýn ayný tarz programlarý yapmasý izleyicilere alternatif programlarý gerekli kýlmaktadýr. Bu boþluðu az da olsa dini ve ideolojik kanallar yerine getirmeye çalýþmaktadýr. Ancak bunlarýnda izleyici kitlesi sýnýrlýdýr.

  Neþeli Hayat (osman tatlý) 21 Þubat 2010 Sinema ve Televizyon 

Skeçlerle tanýnan ve halkýn beðenisini kazanan oyuncularý farklý – baþarýsýz – rollerde görmek baþarýlarýný gölgeleyen bir durum olmuþtur. Erdoðan, zayýf oyuncularla baþarýlý bir film çýkmayacaðýný filmin gösterime girmesinden sonra anlamýþ olmalýdýr. Baþta dediðim gibi Erdoðan kendisine oynamak istemiþtir. Farklý bir film çekme derdine düþmüþtür. Filmin baþarýsýzlýðýný çok önemsediðini sanmýyorum. Erdoðan için önemli olan farklý bir þeyler denemek, gelecekte kendi tarzýný oluþturmak istemesidir.

  Cennettin Krallýðý ve Selahattin (osman tatlý) 25 Mart 2010 Sinema ve Televizyon 

Popüler kültür, tarihe dayanan filmlerle tarihi gerçeklere istediði yeni boyutlarý kazandýrma uðraþý içine girmektedir. Bunun içindir ki yakýn zamanda Cesur Yürek, Gladyatör, Truva, Kral Arthur, Hz. Ýsa’nýn Çilesi, Büyük Ýskender, Luther ve son olarak Cennetin Krallýðý tarihi filmlerinin içeriðini ve gerçekliðini sorgulayabilmek için bir tarihi birikime sahip olmanýn yanýn filmlerde gizlenen mesajlarý daha iyi görebilmek için günümüzdeki geliþmeleri de iyi bilmek gerekiyor. Aksi takdirde beyaz perdeye yansýyan tarih, tarihin kendisiymiþ gibi algýlanabilir.

  Batý Rüzgarý Doðu Rüzgarý (osman tatlý) 3 Nisan 2010 Yazarlar ve Yapýtlar 

Batý huzuru arama arayýþý içindeyken; Doðu elindekilerin deðerini bilememenin ve koruyamamanýn sýkýntýsýný yaþamaktadýr. Batý Rüzgarý Doðu Rüzgarý’nda olduðu gibi genç nesil kendi kültürüne yabancýdýr.

  120 / Film Eleþtirisi (osman tatlý) 27 Nisan 2010 Sinema ve Televizyon 

O gece hayatýmýn en kararsýz anlarýný yaþadým. Bir yandan çaresizce silah bekleyen binlerce asker, subay, Süleyman: Harbin tam ortasýnda cephesiz kalmýþ her evden bir Süleyman, her evin bir oðlu, bir babasý ve diðer yandan hem çocukluklarýna doyamamýþ, bahar yaþamamýþ fidanlarýmýz. Hiçbir þey yapamadan yüreðimin bir yarýsý, gitmeyin çocuklar, yapmayýn diye yalvardý, haykýrdý. Diðer yarýsý ise durmayýn, koþun hemen gidin, dedi"

  Tatil Kitabý (osman tatlý) 27 Nisan 2010 Sinema ve Televizyon 

Çocukluk gözüyle hayatý ve büyüklerin dünyasýný tanýmlamak ve anlamak yetersiz olsa da büyüklerin bakýþ açýsýna göre daha doðal ve objektif olabilmektedir. Çocukluk da kendi içinde öznel tutumlar içermektedir. Dolaysýyla çocukluk dönemi, tamamen masumiyet taþýmasa da büyüklerin dünyasýyla karþýlaþtýrýldýðýnda daha doðal durmaktadýr.

  Ýki Çizgi (osman tatlý) 3 Mayýs 2010 Sinema ve Televizyon 

Sosyal veya siyasi bir film çekmek için yönetmenin bir bakýþ açýsý olmalýdýr. Söylemesi gereken, ileri sürmesi gereken bir tezi ya da söylemi olmalýdýr. Bunun içinde filmin alt yapýsýnýn doldurulmasý gerekmektedir.

  Ulak / Film Eleþtirisi (osman tatlý) 11 Mayýs 2010 Sinema ve Televizyon 

Dilim olmasa ben ne eylerim" "Dudaklar sussa da kalbin yüz dili vardýr." "Ulak, bana kalbimin karanlýðýný gösterdi. Kalbimin karasý gözümü kör eyledi. Can almakta, vermekte yaratana mahsus ama ne eylersin kul kulu kötü eyledi. Yaþamak haramdýr benim gibisine…"

  Ýklimler / Film Eleþtirisi (osman tatlý) 11 Mayýs 2010 Sinema ve Televizyon 

Kadýn erkek iliþkileri beklentilerin kurbaný olma yolunda ilerliyor. Ýki farklý dünyadan, iki farklý yürekten ve farklý coðrafyalardan gelip, yola çýkanlarýn aralarýndaki, beklenti sýnýrlarýný kaldýramamalarý felaketleri oluyor. Çünkü coðrafyalarda iklimler farklý yaþanýr ve kendine özgü bir örtüsü vardýr.

  Üç Maymun / Film Eleþtirisi (osman tatlý) 14 Mayýs 2010 Sinema ve Televizyon 

Batýlýlaþma ya da AB yolculuðun adý saný, içeriði tartýþýla dursun sanat dünyasýndaki hareketliliðin, kimliðinin, misyonunun, vizyonunun adýný koymak önemlidir. Çünkü aydýnlanmýþlarýn(!) farklý farklý tünellerden ýþýða doðru yürüyüþleri ve insanlarý bulunduklarý yere çaðýrmalarý sanatýn eðilimlerini çözümleþtirmeyi zorlaþtýrýyor. Böylece sanat dünyasýnda kutuplaþmalar artmaktadýr.

  Meleðin Düþüþü (osman tatlý) 28 Mayýs 2010 Sinema ve Televizyon 

Loþluðun, karanlýðýn, aðýr hareketlerin filme hâkim olduðu Meleðin Düþüþü, bir aile dramýný sessizce haykýrmaktadýr.

  Yanlýþ Zaman Yolcularý (osman tatlý) 1 Haziran 2010 Sinema ve Televizyon 

Yazarlýk adý konulmamýþ bir iþçiliktir. Mesaisi olan, çalýþaný yoran, bunaltan, stresi olan, zevk veren, emek isteyen ve sorumluluklarý olan bir iþçiliktir. Her iþ gibi kurallarý ve þartlarý vardýr. Baþarýlý olmak içinde hassasiyet gerekir. Her iþ gibi yazarlýkta da baþarý ve baþarýsýzlýk vardýr. Ýþini en iyi yapan baþarýyý göðüsleyendir.

  New York'ta Beþ Minare ve Mahsun Kýrmýzýgül (osman tatlý) 26 Aralýk 2010 Sinema ve Televizyon 

Film temasal tartýþmalara kurban edilmeye çalýþýldý ve siyasi açýlýmýn gölgesinde kaldý Kýrmýzýgül’ün Türk sinemasýna katkýlarý göz ardý edilmeye çalýþýlýyor. Bir de geçmiþten bugüne gelen olumsuz imajý hedefin sapmasýný kolaylaþtýran nedenlerin baþýnda geliyor.

  Mahsun Kýrmýzýgül'den Açýlýma Destek Filmi (osman tatlý) 26 Aralýk 2010 Sinema ve Televizyon 

Kýrmýzýgül’ün kafasý karýþýk mý? Cevabýný dikkatli izleyen birçok seyirci görecektir ki Kýrmýzýgül Tanzimat dönemi sonrasý dönemlerde aydýnlarýn yaþadýðý duruma benzer bir noktada durmaktadýr. Doðu batý arasýnda gidip gelmek bu ülkenin kaderi maalesef. Aydýnýndan, sanatçýsýna, sinemacýsýna, yazarýna, politikacýsýna kadar birçok insan nerde durmasý gerektiðini bilmiyor. Bilemiyor. Kafa karýþýklýðýnýn topluma yansýmalarýný kutuplaþmalarda görmek mümkündür…

  Ip Man: Ben Sadece Bir Çinli Adamým (osman tatlý) 26 Aralýk 2010 Sinema ve Televizyon 

Fuoshan'da yaþayanlar, yeteneði olsun ya da olmasýn dövüþ sanatýna ilgi gösterdikleri gibi, dövüþ ustalarýna da anlaþýlmasý ve anlatýlmasý zor bir saygý duymaktadýrlar. Ustalar içinde en çok saygý duyulan, ilgi odaðý olmayý hak eden ise Ip Man ustadýr. Ip Man Usta, kiþiliði ve Kung Fu'suyla kendini kabul ettirmiþ biridir. Öyle ki diðer ustalar her hangi bir kýskançlýk, çekememezlik gibi bencil bir tutuma girmeden durumu kabullenmiþlerdir. Çünkü öðrendikleri ve öðrettikleri dövüþ sanatlarý, kendilerine alçak gönüllüðü öðrettiði gibi,

  Cehennem Meleklerin Anýmsattýklarý (osman tatlý) 26 Aralýk 2010 Sinema ve Televizyon 

Konu olmasa da paralý askerlerinde merhamet duygusuna sahip olduðunu, geride kalan kadýnýn kurtarýlmasý gerektiðiyle; Amerikalýlarýn Sýrplarý avladýðý gibi saçmalýklarý duymak ve izlemek zorunda kalmak, Hollywood’un algý yönlendirmesini her fýrsata izleyicinin kafasýna kafasýna vurduðunu görmek acý veriyor.

  The Crow (osman tatlý) 26 Aralýk 2010 Sinema ve Televizyon 

Sevgilinin Yitiriliþiyle Adaletsizliðe Baþkaldýrmak Sinemanýn terk edemediði, seyircinin de en çok etkilendiði filmlerin temalarýndan biri birbirini tutkuyla seven sevgililerin etraflarýnda olup biten haklýsýzlýklara, yýkýmlara, tecavüzlere, öldürmelere, gasplara, kundaklamalara, baskýlara akla gelebilecek bütün sosyal adaletsizliklere karþý olan duyarsýzlýklarýdýr. Sevgililer, kendi dünyalarýnda yaþar, kendileri dýþýnda gözleri kimseyi görmez, olup biten her þeyden uzak dururlar.

  Sinema Savaþlarý: Av Mevsimi, New York'ta Beþ Minare'ye Karþý (osman tatlý) 9 Ocak 2011 Sinema ve Televizyon 

Turgul, Kürt açýlýmýndan uzak bir film yaparken devletin en önemli bir kurumu olan polis teþkilatýnca çalýþan memurlarýn sorunlarýna eðildi. Polis dizilerinin arttýðý, ejder kapaný gibi filmlerin arttýðý bir dönemde cinayet masasý dedektiflerin ruh haline eðilme konusu þaþýrtýcý ve sürpriz olmasa gerek.

  Ezan Sesi ve Erdoðan (osman tatlý) 25 Mayýs 2012 Sinema ve Televizyon 

Sinema tarihi, dinin ve cinselliðinin sömürmesiyle doludur. Sinemacýlarýn en çok kullanýldýðý temalarýn baþýnda gelen din ve cinsellik, toplumun yapýsýna aykýrýlýðýyla iþlenmiþtir. Özellikle batýnýn etkisi ve medenileþme çabasý önünde dinin görülmesi nedeniyle din konusu ve dinin temsilcileri alaya alýnmýþtýr.

  Uzak Ýhtimal Müslümanlara Yakýþmadý (osman tatlý) 3 Temmuz 2012 Sinema ve Televizyon 

Müslümanlarýn, sinema üzerine hiç mi eðilimleri yok, demek haksýzlýk olur. Var olan Ama sinema üzerine çalýþan ya da sinema çekimi yapanlar hakkýnda ciddi araþtýrmalar yapmak gerekir. Biz burada sadece bir yönüne deðinmeye çalýþacaðýz.

  Beklenen Kitap: Sinema ve Felsefe (osman tatlý) 20 Ocak 2013 Sinema ve Televizyon 

kitabýn ismi belki okuyucunun gözünü korkutabilir. Ama elimizde felsefenin akademisi yok. Karþýmýzda felsefenin süzgecinden geçmiþ insana dair repliklerinin göz alýcý nesri var. Sade, anlaþýlýr bir dille sinemanýn varoluþa katkýsý anlatýlýyor.

  Dücane Cündioðlu ve Film Okumalarý (osman tatlý) 20 Ocak 2013 Sinema ve Televizyon 

Film çözümlenmelerinin kategorize edilmesine örnek vereceðimiz Dücane Cündioðlu'nun sinema ve felsefe kitabýdýr. Cündioðlu, izlediði filmleri felsefe gözüyle deðerlendirerek sinemanýn varoluþa katkýsýný kaleme almýþ. Ýzleyicilerin dikkat etmediði, dikkatlerinde kaçan önemli replikler ve sahneler üzerinden okuyucusuna hakikat ziyafeti çektirmiþ.

  Kürdistan Sinemasý ve Türkiye Sinemasý (osman tatlý) 21 Nisan 2013 Sinema ve Televizyon 

Türk sinemasý, dünya sinemasý içinde daha yer edinmemiþken ve kendi içinde daha sorunlarýný hal edememiþken; Kürt açýlýmý ve barýþ sürecinin olumlu ilerleyiþi sinema dünyasýna Kürt sinemasý var mýdýr yok mudur sorular etrafýnda bir tartýþma baþladý.

  Pepee ve Din (Siz Mi) ? (osman tatlý) 2 Temmuz 2013 Sinema ve Televizyon 

Deðerlerden ve dinden uzak bir pepee ateizm bir adým yaklaþmanýn diðer adýdýr. Velilerin biraz daha saðduyulu olmaya çaðýrýyoruz. Ve tepkinizi gösterin lütfen.

  Hollywood Sinemasýnýn Þifreleri I (osman tatlý) 6 Aðustos 2013 Sinema ve Televizyon 

Sinemada önemli olan kitleyi bir þekilde etkilemektir. Etkilemek için her kurguya, müziðe, duygusallýða ve düþünceye rahatlýkla yer verilir. Yeter ki seyircinin algýyla oynanabilinsin. Tabii bir filmle algý yönetilmez, ayný tarz filmlerin üst üste çekilmesinin algý yönetimi için süreklilik gerektiðidir

  Kurtlar Vadisi ve Propaganda (osman tatlý) 7 Ekim 2013 Sinema ve Televizyon 

Kurtlar Vadisi, büyüyen Türkiye’nin sesi olma yolunda ilerlemektedir. Dizi, kahramanlarýna bu paralellikte söylemlerle konuþturmaktadýr. Büyük Türkiye’yi isteyenler ve istemeyenleri bir potada ele alan dizi, iki tarafýnda gerekçesini dillendirerek, kararýný BÜYÜK TÜRKÝYE’yi isteyenlerden yana kullanmaktadýr.

  Dershaneler Ne Ýþ Yapar? (osman tatlý) 29 Kasým 2013 Günlük Olaylar 

Dershaneler, bu ülkenin sadece acýnan, kan kaybeden eðitimin sonucu deðildir; ayný zaman kan kaybeden, acýnacak hale dönüþen ve çözülen aile yapýsýnýn bir sonucudur da.

  Facebook Dindarlýðý (osman tatlý) 12 Ocak 2014 Ýnternet ve Gerçek Dünya 

Dinin, sömürüldüðü ve suiistimal edildiði Facebook paylaþýmlara dikkat etmeli ve bunun yarattýðý tehlikeyi göz ardý edilmemelidir. Buna dur demeli, hayat gerçekliði olmayan paylaþýmlarýn önüne geçilmeli ki deðerler, deðersizleþtirilmesin.

  Bestseller: Yazar Sanatçý Mýdýr? (osman tatlý) 2 Mart 2014 Sinema ve Televizyon 

Türkiye sinemasý ve seyircisi için üzücü olan Uzakdoðu sinemasýndan mahrum olmasýdýr. Daðýtým þirketlerin ve anlayýþýn Amerikan tekelinde olmasý bu mahrumiyetin baþlýca nedenleridir. Uzakdoðu sinemasýný takip eden Amerikalýlar, uzak doðunun birçok filmini taklit ederek önümüze sererken, filmleri kendine mal ederek, bizleri aldatýyor. Bu aldanmanýn kurbaný Türkiye seyircisi olmaktadýr.

  Sinema Yazma! (osman tatlý) 17 Mart 2014 Sinema ve Televizyon 

Önemli olanýn film izlemenin deðil, izlenen filmin okunmasý gerektiði düþüncesi zamanla kitleler anlayacaktýr. O zaman, politika deðil, sanat kazanacaktýr. Unutmamak gerekir ki, politika zihinlere kilit vurur; sinema zihinlere vurulan kilitleri açar.

  Sanal Sohbet (osman tatlý) 17 Mart 2014 Ýnternet ve Gerçek Dünya 

Sanal da seks arayýþlarýný çýkarýrsanýz, iki tarafýnda pek konuþacak konularý olmadýðý görülecektir.

  Ýsrail Sapýðý (osman tatlý) 17 Mart 2014 Sinema ve Televizyon 

Sapýklar ve seri cinayet katilleri neden kolay kolay yakalanamaz ya da hiç yakayý ele vermez? Küçük erkek ve kýz çocuklarýna canice tecavüz eden ve sonra da akýl almaz þekilde parçalayarak öldüren ve yaptýklarýndan haz ve zevk alan sapýk katillerin soðukkanlý ve zeki olmalarýný nasýl izah etmeli

  Pornoyu Sanatlaþtýrma Çabasý (osman tatlý) 19 Mart 2014 Sinema ve Televizyon 

Tehlike kapýda!

  Sinema ve Derin Devlet (osman tatlý) 19 Temmuz 2014 Sinema ve Televizyon 

Sanatta ve sinema da devletin parmak izleri aranmalýdýr. Ýhmal edilen, gözden kaçan bir konudur. Belki de bilinçli olarak deðinilmeyen bir konudur.

  Türkiye’de Neden Sinema Eleþtirmeni Olmaz? (osman tatlý) 9 Ekim 2014 Sinema ve Televizyon 

Özetlemek gerekirse, eleþtirmen kimliðine sahip biri, sinema sektöründekilerle çok sýký iliþkiler kurmamalý, mesafe ve sýnýrlarý koruyarak çalýþmalarýný sürdürmelidir. Ancak böyle tarafsýz olunur.

  Sinema ve Derin Devlet (osman tatlý) 9 Ekim 2014 Sinema ve Televizyon 

Sanatta ve sinema da devletin parmak izleri aranmalýdýr. Ýhmal edilen, gözden kaçan bir konudur. Belki de bilinçli olarak deðinilmeyen bir konudur.

  Omer: Algý Oyunu (osman tatlý) 15 Ekim 2014 Sinema ve Televizyon 

Sinema sinsi bir algý yönlendiricisidir. Bazen sizden yana gibi görünür. Öyle içten, samimi bir maske takar ki kendinizden biri sanýrsýnýz. Sanýldýðý gibi sinema her zaman doðrudan iyi kötü, düþman dost zýtlýðýyla karþýnýzda durmaz. Sinemanýn en önemli tarafý sizden görünün casus olmasýdýr. Sizi daha kolay etkilemek, sizin kalbinize girmeyi çabuklaþtýrmak adýna sürekli farklý bir rolle karþýnýza çýkar.

  Uyumsuz (osman tatlý) 25 Kasým 2014 Sinema ve Televizyon 

Bir devletin askeri gücü hiçbir neden yokken halkýna silah çevirmez. Devrimler için kaos gerekir. Yani nedenler gerekir. Nedenler olduktan sonra askeri güç olaylara müdahale eder. Ama ortadan nedenler yokken askerler halkýna silahý doðrultmaz. Bilgeler, bunu bildiklerinden askerlerin beyinlerini uyuþturan ve iradeyi devre dýþý býrakan bir ilaçla askerleri uyuþtururlar. Birer robot haline dönüþen askerler Fedakarlarýn bulunduðu bölgeyi iþgal eder ve teslim olmaya yanaþmayanlarý öldürmeye baþlarlar.

  Sinema Neden Önemsiz (osman tatlý) 26 Kasým 2014 Sinema ve Televizyon 

Her yerde film gösterimi yapýlýr, sinema salonlarý dolup taþar, sýra film üzerine konuþmaya gelince iþin rengi deðiþir. Bir kaçýþma baþlar. Beðendim, beðenmedim ile sýnýrlý kalan duygu ve düþüncelerin bu komik hali üzücü olsa da yapacak bir þey yoktur. Ýnsana kendi gerçekleriyle yüzleþtiren her þey insana itici gelir, rahatsýz edicidir. Kolaya kaçýþ, sinemanýn yaratýcýlarýn aradýðý ortamdýr. Sinema, uyanan kiþileri deðil, uyandýðýný sanan kiþilerin peþindedir. Sinema, kiþilere uyandýðý hissi vererek, uyutmaya devam ettiren bir misyona sahiptir. Sinemanýn baþarýsý da biraz buradan geliyor. Ýnsana aradýðýný bulduðunu hissi ve düþüncesi vererek, insanlarý istediði kalýba sokan ya da tuzaða çeken bu kadar baþarýlý bir proje olmasa gerek.

  100 Yaþýnda Ama Daha Ergen (osman tatlý) 1 Aralýk 2014 Sinema ve Televizyon 

Sinemamýzýn aileye karþý merhameti yok. Vicdan kapýlarýný kapatmýþ. Ýþ intikama dönüþmüþ. Ergen kararsýz ve sistemsiz davranýþlar sergilerken, sinemamýz aileye karþý kararlý ve sistemli bir davranýþ içindedir. Daha planlý hareket eden sinema, aþamalý ama sürekli ayný konularla insanlarýn zihinlerini ve duygularýný köreltmektedir. Seyircisini düþüncesini kendi deðerlerine yabancýlaþtýrma politikasýný baþarýlý bir þekilde uygulamaktadýr.

  Hey! Bar Aþký Sen Aþk Deðilsin (osman tatlý) 6 Ocak 2015 Sinema ve Televizyon 

Aþk özel bir serüvendir. Her aþkýn ne kendine has yaþanmýþlýklarý, duygularý ve izleri vardýr. Hiçbir aþk bir diðer aþka benzemez. Benzeyen: ayrýlýk, acýlar, kaybetme, kavuþamama gibi sonuç hallerin varlýðýdýr. Bu sonuçlarýn dillendirilmesi ortak bir sese dönüþür. Böylece hisler, arzular hazza dönüþür.

  Köstebekgiller: Çocuklara Algý Oyunu (osman tatlý) 27 Ocak 2015 Sinema ve Televizyon 

Her çizgi film, kendi merkezine bir mesaj alýr ve bunu çocuklarýn sofrasýna kor. Belki çocuklar hepsini yiyemez ama tadýný alýrlar. Çizgi filmlerin mantýðýnda bu yeterlidir. Çocuklar tadýný alsýnlar, gerisini nasýl olsa getirirler. Çocuklarýn ayný çizgi filmi izleme ýsrarýn altýnda bu tat alma yatar

  Türkiye Sinemasý ve Sinemada Algý (osman tatlý) 11 Ocak 2016 Sinema ve Televizyon 

Türkiye sinemasý da kendisine düþen propaganda ve algý operasyonlarýnda ciddi çalýþmalara imza attý, atýyor. Türkiye’de sinema, Türkiye’nin batýlýlaþmasý ve Kemalizm’in yaygýnlaþmasýný kolaylaþtýrma görevi üstlendi. Yýllarca ayný alt metinler ve kurgularla toplumu yönlendirmeye ve siyasi geliþmelerden uzak tutmaya çalýþtýlar.

 

 



Çeliþkilerle hayatý tüketiyoruz. Zamanýn pençesinde kývranýyor, önümüzdeki kapýlarý zorlama gereði duymuyoruz. Zamanýn bilinçsiz kullanýmý, yitirdiklerimizi çok sonralarý fark etmemize neden oluyor. Elimizdeki imkan ve fýrsatlarý kaybetme noktasýna gelince son çýrpýnýþlarýn bizi kurtaracaðýný sanýyoruz. Bir türlü bugün beyaz dediðimize yarýnda beyaz diyemiyoruz. Nesnelere bakýþýmýzdaki bu çeliþkili durum, arzu ve tutkularýn esiri olduðumuzun ve kendimizi aþamadýðýmýzýn en önemli göstergesidir . Arzu ve tutkularýn deðiþkenliði, bizim, hayatýmýzý üzerine bina ettiðimiz zemini kayganlaþtýrýyor ve bizi ha bire yer deðiþtirmek zorunda býrakýyor. Göçebeler gibi, düþünceler ve arayýþlar da sürekli yer deðiþtiriyor, bir türlü içimizdeki isimsizi doyuramýyoruz. Cazibelerin ve deðiþkenlerin peþine takýlýp gidiyoruz. Tutarlý bir tavýr sergileyemiyoruz. Bu tutarsýzlýklarla günü yaþayamadýðýmýz gibi yarýnlar için de yatýrým yapamýyoruz. Gündelik hayatýn girdabýna kendimizi býrakmýþýz, bu girdaptan kurtulmak yerine oturmuþ, eli kolu baðlý, hayattan ve insandan þikayetçi olma psikolojisi oluþturuyoruz. Hayatýna müdahale edemeyen, kendini oluþturamamýþ pasif konumdaki insan hayatý anlamsýz þekilde tüketmeye mahkumdur. Bir yerde þikayet etme hakký yoktur. Sütün içine düþen iki sinek belli bir süre çýrpýndýktan sonra, güçleri tükenme noktasýna gelir. Biri, artýk çýrpýnmanýn anlamasýz olduðunu, sonuçta öleceklerini, boþ yere çýrpýnmanýn faydasýz olduðunu söyler ve kendini süt kabýnýn derinliklerine býrakýr. Diðeri ise, ölünceye kadar uðraþmak gerektiðini düþünerek, çýrpýnmaya devam eder. Bu çýrpýnmalar sonucunda sütün yüzeyinde yað tabakasý oluþturur ve kurtulur...Ve hayat, mücadele etmezsek, emek vermezsek, gözyaþý dökmezsek, yorulmazsak, bize gülen tarafýný göstermeyecektir. Bunun aksi mutluluk deðil, hayattan býkmýþlýk ve monotonluktur, doyumsuzluktur...



 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © osman tatlý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.

 

Bu dosyanýn son güncelleme tarihi: 19.04.2024 17:00:10