• ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar |
401
|
|
|
|
Þimdilerde loþ ýþýklar altýnda ilerleyen bir ayyaþ oldu yüreðim. Ya ýþýklar güçlenecek ya da yolum karanlýða bürünecek. Ya umutlarým büyüyecek ya da yeni bir yola dönülecek. |
|
402
|
|
|
|
pembe krep elbisesinin bol büzgülü eteklerini iki yanýndan tutup hafif açmýþ, yelpaze gibi... Bence,
o katýksýz ve sonsuz çocuk neþesi, koþulsuz mutluluk yani, gözlerinden eteklerine dökülmüþ, oradan da aman yerlere saçýlmasýn diye tutuyor etek uçlarý |
|
403
|
|
|
|
Acýrým ömrüme geçen zamana
Seneler karýþtý toza dumana
Gelsin diye haber saldým her yana
Geri gelmez yýllar ben nasýl edem |
|
404
|
|
|
|
kelimeler bir bir dökülür mýsralara sen denizi görünce |
|
405
|
|
|
|
... hala çocukluðumun çizgi filmi 'Vikingler'in müziði bana o tanýdýk duyguyu ve seni hatýrlatýr.
|
|
406
|
|
407
|
|
|
|
Yinede insan; Kararý yargýçlar tarafýndan verilmese de, uzun yola çýkmaya hüküm giyiyor. Ýnsan iç denizindeki fýrtýnalý havalarda, ruh gemisine, kayalýklardan sýzan ýþýðýyla yol gösterecek deniz fenerine ihtiyaç duyuyor.Ya da modern zaman kahinlerine |
|
408
|
|
|
|
Korkularýmý, rüyalarýmý karanlýk çöllerde býrakýp
Umutlarýmý özlemlerimi sevinçlerimi
Avuçlarýma sýkýþtýrýp, insanlara elimi uzattým
hayaller gerçekler güller ve dikenler.. hepsi bu varolma savaþýnýn içindeydi sanki.
|
|
409
|
|
|
|
Dede, eski günlerine dönüp öðrenciliðini de anlatmaya baþlýyor; 2 yýl öðretmen okulunda okuduktan sonra Vefa Lisesi'ne geçmiþ oradan mezun olmuþ, orada da öðretmenlik yapmýþ. Sonra müdür yardýmcýlýðý yapmýþ. Orada bir “asaletim geldi, asil müdür yardýmcýsý oldum yani” gibi bir sohbet de geçiyor ama ben bu “asalet” kelimesine takýldýðýmdan sohbetin akýþýný takip edemiyorum. |
|
410
|
|
|
|
Belki bilmezsin elim yüreðime hiç gitmez benim böyle zamanlarda .Hep kalemime gider . Ýçimdeki hayvan ,keskin pençelerim ile nasýl da kavradý gene bak kalemi . Sen plaklarýný yýkarken baþlayacaðým yazmaya ,ne kadar duvar yýkacaðýmý ise henüz bilmiyorum . |
|
411
|
|
|
|
Yirmi kiloyu bulan kozmetik ürünleriyle, "marka"lý kozmetik ürünleriyle doldurmak zorunda kaldýðý çantasý elinde, iþ arýyor... |
|
412
|
|
|
|
Iþýktan birlikte nefret etmiþtik, Ay'ýn karanlýk yüzünü anlatmýþtýnýz bana, kaç kadeh þahit. |
|
413
|
|
|
|
Burada insanlar emir dinlemeyi, emretmeyi, nasýl iþ yapýlmasý gerektiðini, nasýl iþten kaçýldýðýný, toplu halde yaþamayý ve insanlarý sýnýflandýracak tavýr almayý çoktan seçmeli olarak öðreniyor. |
|
414
|
|
|
|
o küçük kýz çocuðunu gördünüzmü daha biraz önce buradaydý.annesinin dizleri dibinden ayrýlmayan kendi baþýna biþey yapamayan annesine babasýna hep ihtiyac duyan kýz çocuðu.olamaz korktuðum baþýma geliyor ben büyüyorum o kýz çocuðu her gecen gün kayboluyor.aman tanrým ben büyümek istemiyordum ki. |
|
415
|
|
416
|
|
|
|
Üçüncü hafta hava genelde boz bulanýk. Ne yapýlýr ki bu havada evde oturup uyku modundan baþka? Yine böyle bir günde pazara gidiyorum ama yok artýk kesmiyor “en iyisi yeni yerler keþfedeyim” diyerek baþlýyorum bilmediðim sokaklarý arþýnlamaya. Ben sokaklarda dolaþýrken sanýrým yaðmur beni kýskanýyor yada yalnýz olmama gönlü razý olmuyor oda eþlik ediyor bana. Yaðmur ve ben… Severiz birbirimizi, sýk sýk da gezeriz. Böylece sevgimizi Ýstanbul’a da göstermiþ oluyoruz. |
|
417
|
|
|
|
Su yüzlü bir çocukluk benimkisi../Henüz tamamlanmamýþ../Yaðmur bulutlarý geçiyor üzerimden../Islanýyorum gözlerinden.. /Yüzümün her köþesi aþk../..daha mevsimsiz.. |
|
418
|
|
|
|
Seni öyle çok seviyorum ki.... |
|
419
|
|
|
|
Gülümsemekle kaldým. Þuan salgýlanan endorfin ileride bileklerimin katili olabilir... |
|
420
|
|
|
|
Artýk gün yavaþça çekiliyordu.
Nezaketin, ahengin zenginliðini anýmsatarak sanki el sallýyordu, görüþmek üzere dercesine çekip gidiyordu. |
|