• ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar |
241
|
|
|
|
Ah o karakýþlarda küçücük evlerin saçaklarýndan sarkan buzlarýn tadýný en pembe en parlak þekerler vermezdi o zamanlar. Artýk ne sarkan buzlar var nede küçücük evlerden eser sokaðýmýzda... |
|
242
|
|
|
|
Sayýn Esra Baykal'ýn yazýsýna ithafen... |
|
243
|
|
|
|
Sarýyer, þampiyon olamayacak kadar kötü, küme düþmeyecek kadar iyiydi; haftalar ve yýllar boyunca gördüðümüz þeyin bizi umutsuz bir þekilde hayal kýrýklýðýna ve yýlgýnlýða götüreceðini bildiðimiz halde maçlara gitmeye devam ettik. Aslýnda oraya ne harika bir futbol ne de çok iyi sonuçlar beklediðimiz için gitmiyorduk. Küçük bir bölümümüz haricinde hepimiz ayný sebepten oradaydýk; Sarýyer orada olduðu için biz de vardýk! Peki nasýl baþlamýþtý? |
|
244
|
|
|
|
Yeter Ki Sen Ýste Hayatýmýn Anlamý. Ben Senin Ýçin Kara Toprak Bile Olurum... |
|
245
|
|
|
|
Baban kahveden dönerken bize leblebi alýrdý. Her akþam korku dolu masallar, her akþam korkudan fal taþý gibi açýlmýþ gözler, her akþam leblebi, kuru üzüm ve badem. Boþ kozalaklar yanardý teneke sobada. Her akþam kötü kalpli cadý öldüðünde gece biterdi |
|
246
|
|
|
|
1.5 metrekarede yaratýlabilecek en büyük Ortadoðu gerginliði benimkiydi sanýrým. |
|
247
|
|
|
|
Bir yaz tatilinin son gününde, yurt dýþýndan ailesiyle beraber tatil için geldiði Türkiye'de býrakýlan bir çocuðun, o anki duygularý. |
|
248
|
|
|
|
Rüzgâr, bir reanimasyon hemþiresi edasýyla canýma can katýyordu. Ýçinde biriktirdiði havayý cömertçe dýþarýya veriyordu. Tertemiz havayý; insanýn teninde, saçýnda, içinde hissetmesinden güzel ne olabilirdi ki. Rüzgâr gelmiþ hoþ gelmiþ safalar getirmiþ diyordum ama biraz daha beklersem pencere ile camýn macuna kýydýrdýðý nikahtan tek celsede boþanacaðýný düþünerek ayaða kalkmýþ ve cereyan yapan pencereleri istemeyerek de olsa kapatmýþtým. |
|
249
|
|
|
|
Kadýn, uykuya doymamýþlýðýn aðýrlýðýyla kahvaltý gürültüsüne uyandý. Musluk baþýnda kuyruða girip elini yüzünü yýkadý, ayýlmaya çalýþtý. Ranzasýna dönerken, dostluk kurduðu yaþlý, mahpusane kýdemlisi bir mahkum teyze, yavaþça kenara çekti. “Duydun mu, akþam, dört infaz varmýþ, kimsenin haberi olmamýþ” dedi. |
|
250
|
|
|
|
Güneþ doðardý,
Güneþ batardý
Ýnsan yaþardý
Hayat acýydý, Hayat tatlýydý
Ýnsan alýþýrdý.
|
|
251
|
|
|
|
Aþk, kaç elif miktarý uzundu unuttum. Fecrin alnýnda ateþ vardý, hasret büyüyordu tenimde.
Yaðmurun uðramadýðý kentleri göz yaþlarýmla sulamayý baþardým. Ama çocukluðumun hayalleri hep yetim kaldý...
Unuttum nisyan ile malüldüm!
|
|
252
|
|
|
|
Özledim demiþtim:
Yaðmurlarý…
Aralýksýz yaðan karlarý…
Sýmsýcak tarhana çorbalarýný…
Kavrulmuþ un kokan bulamaçlarý..
Gerçekten özledim.
|
|
253
|
|
|
|
Hatýra veya aný. Objelerin, seslerin ve renklerin aklýmda uyandýrdýðý intiba. Diyalog gibi kendimle konuþmalarým ve hesaplaþmam. Zamana karþý ne yapmalýyým neden yapmalýyým? |
|
254
|
|
|
|
Ýlk kar düþtü topraða… Tabiat beyaz yorganýný örttü üstüne. Ne kadar çok zaman geçmiþ camda kar düþümünü izlemeyeli… Nefesimin ýsýsý camý buðularken farkýnda olmadan bir çöpten çocuk çizmiþim parmaðýmla cama; |
|
255
|
|
|
|
"Yaþanan bir an'dan geriye kalan
siyah beyaz bir fotoðraf" |
|
256
|
|
|
|
Savaþýn içinde olmak, televizyonlarda izlemeten çok ama çok farklý bir psikoloji yaratýyor insanda. Bir paranoya kazanýyorsunuz örneðin. O bölgeden çýkýp tamamýyla baþka, savaþýn ne olduðunun bile bilinmediði bir yere dahi gitseniz orada yürürken bile bir yerlerden biri çýkýp ateþ edecekmiþ gibi geliyor. Bu duyguyu görevim bittikten sonra uzun süre yaþayacaktým... |
|
257
|
|
|
|
Odanda yatacaðým bu sefer... |
|
258
|
|
259
|
|
|
|
O sendin bir tanem.Hani vardýr ya rüyalara giren ve sonra þekli dahi unutulan melekler.Ýþte o sendin bir tanem.Ýyi ki varsýn. |
|
260
|
|
|
|
Bir türkü tutturduk þimdi
Ayrýlýðýn çizgisinde
Bir adým ötede özgürlük
Geride çocukluðum
Anýlarý kazýyýp yüreklerimize
Gidiyoruz..
Üzülme
“Ayrýlýk özlemlerde buluþmak için
Çýkýlan yoldur.”
|
|