• ÝzEdebiyat > Deneme > Din |
321
|
|
|
|
Ýnanan insanlarla inkarcýlar arasýndaki en önemli farklardan biri burada ortaya çýkar. Müminlerin aksine inkarcýlar içlerindeki bu kötülüðe teslim olur, nefislerini örter ve tutkularýnýn tutsaðý olurlar. Yaþamlarýný nefislerinin telkinlerine göre düzenleyen kiþiler, adeta içgüdüsel bir yaþam sürerler.
|
|
322
|
|
|
|
Toplumda inanan insanlar için deðerlendirme ölçüsü takva iken, din dýþý yaþayan kesimler için kýstas paradýr.
Kýstas çarpýk olunca kuþkusuz görüþler de çarpýk mantýða dayanýr. Örneðin kiþi, ahlak dýþý yaþama sahip olan basit biri de olsa "saygýn"dýr. |
|
323
|
|
|
|
Tüm kainatýn, içindeki canlýlarla birlikte yok olacaðý gün; o gün Kýyamet Günü. Kur’an’ýn kimi ayetlerinde kavuþma, kiminde mü’mini kafirden, haklýyý haksýzdan ayýrma günü, kimi ayetlerde de hasret günü olarak geçen o büyük gün. Tegabun Suresi o günün kimileri için ise bir aldanma günü olduðunu þöyle haber veriyor: |
|
324
|
|
|
|
Ramazan sadece nefsin deðil tüm organlarýn terbiye edildiði aydýr. Arýnma ayýdýr. Vererek bereketlenme ayýdýr. Gelirinin ‘ihtiyaçtan artakalaný’ ne kadarsa içinde bir burkuntu duymadan ihtiyaç sahiplerine veren mümin, bunu da Allah’a yakýnlaþmak için yapar. Vicdanýný kullanarak samimiyetle yapýlan infak, Rabb’imiz Katýnda gerçekten bir yakýnlaþma vesilesidir. |
|
325
|
|
|
|
O güzel atlar Münzevi için vardýr.... |
|
326
|
|
|
|
Ýftira atýlan Müslümanýn ise sabýr göstermesi, onun güçlü ve yüksek ahlakýnýn göstergesidir. Aleyhinde dedikodu olduðunda Müslümanýn makamý yükselir; iftira onu deðerli kýlar.
|
|
327
|
|
|
|
Kararlýlýk, amaca ulaþmak için engel ve zorluklarý aþmak, azimle çaba harcayýp, yapýlmasý gerekenleri tam olarak yerine getirmektir. Bu anlamda kararlýlýk, müminlerin yaþamlarý süresince ihtiyaç duyduklarý ve kendilerine Allah’ýn hoþnutluðunu kazandýracak olan üstün bir ahlak özelliðidir. |
|
328
|
|
|
|
Duygusal kiþinin ise aklý flulaþýr, doðru kararlar alamaz. Kýskançlýk, bencillik ya da büyüklenme gibi nefsani diðer duygular yaþayan insanlar, Allah’ýn dosdoðru yolunda yürümek yerine, þeytanýn tali yollarýna saparlar.
|
|
329
|
|
|
|
Kur’an’ýn bize bildirdiði din ile bugün toplumda yaþanan din karþýlaþtýrýldýðýnda aradaki büyük farký görmemek imkansýzdýr. Kur’an’ýn tarif ettiði Allah’ýn hak dini, toplumun yaþadýðý din ise þeytanî sistemin kendi ürettiði batýl dindir. Toplumdaki bu sapkýn dinin ölçülerini ve bu dini yaþayan insan karakterlerini inceleyelim: |
|
330
|
|
|
|
Allah’ý seven ve O’ndan korkan müminler, her koþulda kadere tam olarak teslim olurlar. Dünyada yaþadýklarý her zorluðun karþýlýðýný ahirette alacaklarýný umarak en güzel ahlaký göstermeye çalýþýrlar. Ve bunda kararlý davranarak asla isyan etmezler.
|
|
331
|
|
|
|
Ancak imtihandaki sýrlarý tam olarak kavrayamayan kiþilerin sýklýkla sorduklarý bir soru vardýr. “Allah neden kullarý için zorluklar yaratýr?.. Eðer Allah her þeye gücü yeten ise arzu ettiði takdirde bunu önleyebilmesi gerekir. |
|
332
|
|
|
|
Sabýr, sadece zorluklar karþýsýnda deðil, hayatýn her anýnda yaþanmasý gereken güzel bir ahlak özelliðidir.
Sabýr; ‘ Rabbin için sabret.’ (Müddessir Suresi,7) ayetinden de anlaþýlacaðý gibi yalnýzca Allah rýzasý içindir. |
|
333
|
|
|
|
Her konuda þükrümüzü yalnýzca Allah’a yöneltelim. Ýçtiðimiz su için bile þükür içinde olalým. Allah, yaþam kaynaðýmýz olan suyu, tadý ve içimi hoþ, kokusuz, herkesin damak tadýna uygun yaratmýþtýr. Her insan suyu severek içer; “suyu sevmem” diyen insana rastlayamayýz. |
|
334
|
|
|
|
Gerçek dost samimidir; içiyle dýþý birdir, kalbinde ne hissediyorsa dilindeki de aynýdýr. Dürüst, açýk ve nettir; düþüncelerini hiç saklamadan, kendisini olduðundan farklý göstermeye çalýþmadan gerçek karakterini açýkça ortaya koyar. Kuran ahlakýna göre insan samimiyeti derecesinde deðerlidir, samimi olduðu için o kiþiye güvenilir ve sevgi duyulur.
|
|
335
|
|
|
|
Dünyada yaþanan sýkýntýlarýn asýl kaynaðý Allah’tan ve Kur’an’dan uzaklaþýlmasýdýr. Oysa insanlar Kur’an’a göre yaþam sürdüklerinde mutlu olacaklardýr. Ve en önemlisi, Allah dünyanýn mutluluðunu hak kitaba uyulup uyulmamasý üzerine baðlamýþtýr.
|
|
336
|
|
|
|
Yaþamlarý boyunca baðlandýklarý, peþinden koþtuklarý ve asla kaybolmayacaðýný zannettikleri her þeyin birer birer yok olduðunu gördüklerinde yýkýma uðrarlar. Þimdi artýk dünyadaki azgýnlýk ve enaniyetlerinden eser yoktur; baþlar öne eðilmiþtir:
|
|
337
|
|
|
|
Allah her þeyi kusursuz yaratmaz; eksiklikler yaratmasýnda özel bir hikmet vardýr. Tevrat ve Ýncil’in tahrif edilmesi de Allah’ýn dilemesiyle geliþmiþ bir olaydýr. Bir hikmet üzere, özel bir imtihaný gereði bu durum yaratýlmýþtýr. |
|
338
|
|
|
|
Yüce Allah’ýn sonsuz kudretinin bilincinde, mallarýný sýrtlarýna yüklenmeyip binek olarak kullanan insanlar kurtuluþ yollarýna doðru yol alýrlar. Ve Allah’ýn dilemesiyle binekleri onlarý Rabb’lerinin hoþnutluðuna, rahmetine ve cennetine ulaþtýrýr…
|
|
339
|
|
|
|
Gül kokulu bir ay içinde herþeyimiz gül olmalý sünnetlere de daha bir fazla riayet etmeliyiz. |
|
340
|
|
|
|
‘Yarattýðý herþeyi en güzel yapan’ Allah, hissedip zevk alabilmemiz için yarattýðý tüm güzellikleri evrenin her santimetrekaresine yerleþtirmiþtir. Baktýðýmýz her yerde O’nun Cemil (güzel), Musavvir (tasvir eden, þekil ve suret veren), Sani (Sanatçý) ve Bedi (örneksiz yaratan) isimlerinin tecellilerini görebiliriz. Güneþ doðar ve batarken gökyüzünde oluþan görsel þölende, Allah’ýn Sani isminin tecellisini izleriz. |
|