• ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
221
|
|
|
|
Bir dostumun çocukluðuna ait anlattýðý anýsý. |
|
222
|
|
|
|
Böyle olmamalýydý... Peki nasýl olmalýydý?.. |
|
223
|
|
|
|
Konusamadigim zamanlarda yaziyorum ben. Edebi bir kaygi tasiyor muyum? Edebiyattan anladigim kadar, belki! Ne kadar mi anliyorum? Bilemem ki. |
|
224
|
|
|
|
Acayip bir yazý oldu bu, vaktin çoksa okumaný tavsiye ederim, vakti kýsýtlý biriysen zaman kaybýndan baþka bir þey olmaz çünkü yaptýðýn. Ýnanmazsýn ben hiç okumadan koydum buraya, boþ birþey cünkü. AMA benim!... |
|
225
|
|
|
|
Yol boyunca dalýp dalýp giderdi . Dizlerine, ayakkabýsýnýn tokasýndan vazgeçince pencere dýþýna . Kýzýyordum konuþmamasýna. Dikiz aynasýna öksürebiliyordum. Kýzýla mora bürünürken yüzüme, çizgilerine, egzoz dumanýnýn daðýlmasýna raðmen bir türlü göremediðim köyün boþluðuna doðru bakabiliyordum. |
|
226
|
|
|
|
Aklýma gelen ilk þey;
— Keþke bu öyküyü daha erken bitirseydim ya da hiç yazmasaydým, oldu. |
|
227
|
|
|
|
ANGUT nedir?
Herkesin (haksýz bir þekilde) kullandýðý bir ifadedir "Angut". Birisi bir salaklýk yapýnca, bir laftan anlamayýnca, böyle boþ boþ bakýnca hemen "Angut musun?" der günümüzün insaný Ülkemizde…
Angut’un aslýnda bir kuþ olduðunu biliyor muydunuz?
Angut kuþunun eþi öldüðü zaman (yanýna o anda baþka bir yýrtýcý hayvan veya bir insan gelse dahi) gözlerini bir dakika bile eþinin ölüsünün üstünden ayýrmadan o da ölene kadar onun baþucunda bekler...
Ýþte bu canlýnýn yaptýðý en büyük "Angut"luk budur. Ayrýca bu olay bütün Angut kuþlarý için geçerlidir. Arada bir görülen bir þey deðildir. Çok ürkek bir hayvan olmalarýna raðmen eþinin ölüsünün baþýnda bekleyen Angut kuþuna elinizi uzatsanýz dahi oradan kaçmaz.
|
|
228
|
|
|
|
...Avucunu suyla doldurdu ve yüzüne çarptý. Sudaki yansýmasýna baktý son bir kez daha. Hayallerindeki kýz onu yalnýz býraktý gene... |
|
229
|
|
|
|
Ýçimdeki acýyý silip tensel acýya hazýrlanmak zorundayým. Damarýma iyice bastýrýp býçaðý, nefretle etrafa fýþkýracak kaný görmek zorundayým. |
|
230
|
|
|
|
Akbaba geldi :
"Hadi!"
"Olur." |
|
231
|
|
|
|
bir yazarýn kendisi ile yüzleþmesi!.... |
|
232
|
|
|
|
Uzun parmaklarý salkým söðüt gibi dizlerinin üzerine koyduðu bileklerinden sarkýyordu. Elleri yýlgýn yýlgýn uzanýyordu boþlukta.Uzun uzun ellerini seyretti Delav
ve sessizliði bozan yine Segýra oldu.
|
|
233
|
|
|
|
zaten o zamanlar her þeyden utanýyordum. hiçbir eksiði olmayan üniformamdan, her sene yeni alýnan ayakkabýlarýmdan, pantolonumdan, bacaklarýmdan, babamýn býyýklarýndan, evimden, kendimden… |
|
234
|
|
|
|
Salondaki camýn önünde oturup geçen zamaný saydým düþen kar tanelerinde. Kar taneleri usul usul yaðýyordu. Bazýlarý camlarý aþýp saçlarýma tutunuyordu. Nasýl gelmiþtim buraya, ne zaman gelmiþtim?.. |
|
235
|
|
|
|
Çal Hanky, çal!.. Ne istiyorsan onu çal!.. Ne çalarsan çal, ama içinde yaþlýlýk olmasýn Hanky. Çünkü, o zaten benim içimde... Dýþýmda... Saðýmda... Solumda... Kahrolasý, her yanýmda!.. |
|
236
|
|
|
|
“Otuzunu geçtikten sonra en zor iþ yeni dostlar edinmek galiba.” diyor. Bir tek atýp aðzýný ýslatýyor… “Ama ondan daha zoru sahip olduðun dostluklarý koruyabilmek.” diye sözünü tamamlamam gerekiyormuþ gibi hýzla atlýyorum cüm |
|
237
|
|
|
|
bana verdiðin ilacý içiyorum uyuyorum yani, bak dönüp dolaþýp yine kapýnda hem þah hem köleyim |
|
238
|
|
|
|
Annem çocukken sahip olamadýðý bebekleri hep çok severdi… |
|
239
|
|
|
|
Bu, insanýn içinde yaþatýp zamanla sevdiði ve kendisine çok acý verse de, neredeyse bedenine bir organ gibi eklediði, hüzün doðuran tüm uzun soluklu duygularý yerle bir eden, kýsacýk bir hikayedir!
|
|
240
|
|