|
• ÝzEdebiyat > Öykü > Pastorel |
21
|
|
|
|
Ormanlar kralýnýn krallýðýný elinden aldýlar. Rengarenk kanatlý güzellerin hava alanýný bozdular. Uzun aðaçlarýn uzun kemiricilerinin boyu kýsaldý giderek. Çizgi filmlerde izlediðimiz, aðzýný açtýðýnda bir adam yutan göl sakinleri görülemedi bir daha. Yeþilin tonlarý giderek azaldý... |
|
22
|
|
|
|
Bazen herþey bunaltýrya insaný iþte tam o zamanda ne yapmalý bence. |
|
23
|
|
|
|
Herta Müller'den bir köy hikayesi. |
|
24
|
|
|
|
Aysa, hiçbir þey demeden aðaçtan inmiþ. Resal’a yüzünün ýþýðýný ve gülümsemesini býrakarak oradan uzaklaþmýþ. Resal, bu rüyadan çok sonra uyanmýþ. Gün akþam olmuþ. Yol belirsiz, iz kalmaz olmuþ. |
|
25
|
|
|
|
Bir Adam Sevdigi Kadýný aldatýr,fakat hangi ten kadýný kadar mis kokar. |
|
26
|
|
|
|
(Üniversiteli bir genç kýzýn anýlarýndan)
Kýsýk sesle konuþmalarýmýzýn arasýna, gülüþmelerimiz karýþýyor, sesimiz duyulmasýn diye, aðýzlarýmýzý aðýzlarýmýzla kapatýyorduk. Dudaklarýmla mühürlüyordum aþkýmýn dudaklarýný. Onun, nergisliðim dediði göðüslerimin üzerinde(...) |
|
27
|
|
|
|
Geldiðin þehir, geldiðin karmaþa, geldiðin yalnýzlýk arkanda kalýyor. Çok gerilerde bir yerde... Adýný bile anýmsayamadýðýn bir ülkede kalýyor anlamsýz iç savaþlarýn. |
|
28
|
|
|
|
Dünyanýn benden haberi var mý bakalým? En azýndan þu anda kimsenin benden haberi yok, bu kadarý kesin. |
|
29
|
|
|
|
Gece boyunca lapa lapa yaðan kar, ufuk çizgisine dek görebildiði her þeyi bembeyaz bir renge mahkûm etmiþti. Doðmakta olan güneþin, yoðun bulutlarýn arasýndan sýyrýlarak çehresini gösterebildiði günün þu ilk ýþýnlarý altýnda köy sakinleri bu canlýlýkla tezat oluþturmak istercesine derin bir sessizlik içerisinde geceden kalma uykusuna devam etmekteydi henüz. Bu sükûnet çalýlýklar arasýnda daldan dala sýçrayarak birbirine kur yapmaya hazýrlanan birkaç göðsü kýnalý çalý kuþunun neþeli ötüþleri ile bozuluyordu. Yeni günün bu erken saatlerinde köyün kenar mahallelerinden Ahmet’in bulunduðu yere kadar havlamalarý iþitilen köpekler vardý sokaklarda. Üþümemek için kabanýna iyice sarýldý Ahmet. Elindeki tek kýrma av tüfeðini sol omuzu üzerinden çaprazlama olacak þekilde sýrtýna astý. Sýrt çantasýný tekrar gözden geçirdi. Yolculuk boyunca ihtiyaç duyabileceði her þey, akþam hazýrladýðý þekilde tas tamam yerli yerindeydi. Günün sonunda büyük bir yabani dað keçisini avlamak göze aldýðý bunca yorgunluðun ardýndan kim bilir ne kadar eðlenceli olacaktý. Heyecanla yola koyuldu. Kaybedilecek zamaný yoktu çünkü. Aþýlacak ilk engel, köye uzaklýðý yaklaþýk beþ kilometre olan ve zirvesinde yaz, kýþ karýn hiç eksik olmadýðý þu heybetli sýradaðlarýn yamaçlarýydý. |
|
30
|
|
|
|
Ne kadar geniþ bir otlaktý burasý. Neredeyse diz kapaklarýna dek yükselen otlar arasýnda iki kardeþ, bir birlerine baka kaldýlar. Vakit bir hayli geç olmuþtu. Çiftlik evine dönmekle, önlerinde güneþin battýðý yöne doðru uzayýp giden çayýrlýðý keþfetmek arasýnda ikilemde kalmýþlardý. Gittikçe kuvvetlenen esinti, yemyeþil çimenleri bir oraya bir buraya savuruyor, yüzeyde dalgalanmalara neden oluyordu. Az önce buraya gelirken bir hat boyunca önünden geçtikleri orman, rüzgârýn etkisiyle uðulduyor, çocuklarýn endiþesini bir kat daha arttýrýyordu. Çocuklardan irice olaný, ürpermesine raðmen korkularýyla yüzleþmek ve sýnýrlarýný keþfetmek istiyordu. Bakýþlarýný uðultunun geldiði karanlýða çevirdi. Onun bu vahþi görüntüsü, sanki kendisine meydan okuyordu. Evet, evet her ne bahasýna olursa olsun dalacaktý bu ormana. |
|
|
|