• ÝzEdebiyat > Öykü > Aný |
661
|
|
|
|
Demek ki insan memnuniyetinin bu dünya da bir sýnýrý yok. Bütün yeniliklerin, bütün icatlarýn ve bütün israflarýn sebebi bu memnuniyetsizlik ve daha iyi olduðuna inanýlana duyulan özlem deðil mi? Ama bütün bu yeniliklerin deðeri insan hayatýndan çaldýklarýnýn deðeri ile ölçülebilir mi?
|
|
662
|
|
|
|
Her gün umut umut diye bir yudum özgürlük uðruna.... Mum ile aranan sonsuz barýþtýr... |
|
663
|
|
|
|
“Merdivenlerde çarpýþýp, kitaplarýný düþüren iki andavallýnýn yoluna devam etmesi gibidir aslýnda hayat.
O senin dediðin, anca filmlerde olur…” |
|
664
|
|
|
|
Yýllardýr bilmediðim bir þey beni sonsuzluða doðru sürüklüyordu.sonsuzluk ve bilinmeyen güç neydi sizce. |
|
665
|
|
|
|
Güneþ, masmavi gökyüzünde binlerce renge bürünmüþ; aydýnlatýyordu dünyayý. Uçsuz bucaksýz tarlalar, daðlarýn eteklerine uzanmýþ; sabah güneþinin, tadýný çýkarýyordu. Anayolda, arabalar yuvalarýna yem taþýyan karýncalar gibi sýrayla ve telaþla |
|
666
|
|
|
|
körfez ülkelernde yüzbinler gidip gelmekte çalýþmakta fakat ciddi bir paylaþým yok. her gidenin ilgi çekecek anýlarý var bize daha yakýn. |
|
667
|
|
|
|
Bir o vardý, eskiden. benim bir yerime bir þey olsa benden çok onun yüreði
sýzlardý. Birkaç gün görmesek birbirimizi özlemi duyardýk içimizde. Laf
olsun diye deðil bu sözüm hakikaten özlerdik, candan...
o vardý, eskiden. yediðimiz içtiðimiz ayrý g |
|
668
|
|
|
|
Nurhak-ElbÝstan yöresinde yaþanmýþ bir hikaye... |
|
669
|
|
|
|
Deneylerle sabittir ki, emek tarafýnýn kalabalýk grupla katýldýðý durumlarda görüþmelerde týkanmalar baþ gösteriyordu çoðu kez… Bunu biraz açmak gerekirse, , ilgili þube tarafýndan belirlenerek görüþmelere katýlan herhangi bir iþçi, iþ yerindeki yerel yöneticilerin aðzýndan bal damlayan tutumuyla, iþveren adýna görüþmelere katýlan üst düzey yöneticilerin kuruþ hesabý yaparak ortaya, ‘ toplam maliyet, çýkaran tutumuna sýnýfsal bakamadýðýndan duygusal tepkiler ortaya koyarak iþin çýkmaza girmesine yol açýyordu… |
|
670
|
|
|
|
Denize olan tutkumu hep ifade etmeye çalýþtým kelimelerle, ilk kez bu kadar keyiflisi çýktý ortaya, paylaþmalýyým dedim, hemen,ÞÝMDÝ! |
|
671
|
|
|
|
BU YAZI, ÖYKÜ YAZMAYI İSTEYEN AMATÖR BİR RUH TARAFINDAN YAZILMIŞTIR, TÜM ELEŞTİRİ VE ÖNERİLERE AÇIKTIR. |
|
672
|
|
|
|
Tuna sen miydin,sonra tuna sen gercek miydin?
Oturdum bir ucuna saatlerce onu ve onda ki beni
seyrettim,gercekle efsanenin birlestigi zemin.Ben
tuna oldum uzun bir süre,tuna ben.
|
|
673
|
|
|
|
-“Teyze sen daha önce mide kanamasý geçirdin mi?”
-“Hayýr, ama iki kez mide ameliyatý olmuþtum.”
Eyvah! Ya bu kez de benzer þey olursa! Ýnsan bilmediði bir konu üzerinde nasýlda kuþkulanýyordu. Peki, bizim bu kaygýlarýmýzý yok edecek kimlerdi? |
|
674
|
|
|
|
Mary jane... Gizem yüklü bir kadýn. Öylesine biri. Yaþam þekli, düþünce tarzý(düþünmemek de ki inadý), sonsuz bölü sonsuz belirsizlikleri anýmsatan bilinmezliði, daha çok
küçük sayýlabilecek olan yaþý ve dik kafalýlýðýyla öylesine diyebileceðim biri. Di |
|
675
|
|
|
|
"baþkasýnýn hayallerini kurmak ve gerçekleþtirmek için buradayým.."
|
|
676
|
|
|
|
Hikayelerinde adam öldürmeye benziyor bu,oysa
ben hic adam öldürmedim hikayelerimde.
Ama bugün
bir
adamim ölüyordu hikayelerimde |
|
677
|
|
|
|
Allah’ým, delireceðim! Millet de üstüme üstüme geliyordu. Topluca almýþ olduðum lunapark oyun biletlerini avucumda tutmakta zorlanýyordum. Tüm dikkatim iki çocuðumdaydý. Bir yandan da elimdeki toplu biletler düþmesin/kaybetmeyeyim diye endiþelenirken, diðer yandan ele avuca sýðmaz afacan oðlumun elini sýkýca tutmaktaydým. |
|
678
|
|
|
|
Büyük bir evin içinden çýkan zincirlerin ucunda sallanan kozalaklarý, kýrmýzý çatýsý ve kýrmýzý penceresi olan kahverengi o koskocaman güzel eve hayran, hayran bakýyorum. çok yüksekte. Ayak parmaklarýmýn ucunda yükseliyorum ve iþte, o hiç unutamayacaðým an; küçücük bir kuþ çýkýyor, "guguk,guguk" diye öterken, geri. geri gidiyorum þaþkýnlýkla, arkaya, bir boþluða düþer gibi oluyorum ve yaþam baþlýyor............... |
|
679
|
|
|
|
artýk mutsuzluktan farklý bir zevk duyacaksýnýz |
|
680
|
|
|
|
bir telaş uyandım bu sabah. parlak sarı acıtan İstanbul güneşinin tozlu camlarımdan günaydın dediği bir güne.... |
|