..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Paul'un Peter hakkýnda söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanýmamýzý saðlar -Spinoza
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Deneysel
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri

Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  

Ýbreti Alem
Zeliha Gökkan
Þiir > Aþk ve Romantizm

Ýbreti alem Sevda çölünde sürürdüm izini Buldum o kara gözlümü Aldým elime cümbüþü sazýmý Çaldým aþkýn özünü Çalkalanýr denizler vurur dalgalar Yýkanýr bütün kýyýlar Bundan ala duygu mu var Yok anam Yaþarým ölene kadar Bundan öte duygu mu var Yok iþte Yaþarým sonsuza kadar Bir ömür çekerim iþveli nazýný Alýrým bundan hazzýmý Bahara çevirdin kýþýmý ayazýmý Sildin kara yazýmý! Aþktan ölen var desinler ibreti alem b

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel
21 
 Eþek Hikayesi  (MUHAMMET ALÝ YÜKSEL)

Ýnsanlarý buraya çeken neydi?Irmaðýn üstündeki,tahtalarýn bir adým boyu aralýkla dizildiði bu köprüyü insanlar aþaðý bakmadan geçmek çabasýndaydý.Köprüden suya tepeden baktýklarýnda, insanlarýn baþý dönüyor,her an suya düþebilecekleri duygusunu uyandýrýyordu.Ýnsanlarý buraya çeken kaynadýðý söylenen günlerdir kurumadan aktýðý söylenen kandý.
22 
 Yaðmur, Kar, Deðermen Çöreði ve Orçun Abi  (seyfullah ÇALIÞKAN)

Ben yola çýkmadan önce tam yirmi üç gün aralýksýz yaðmur yaðmýþtý. Saçaklardan akan sularýn þýpýrtýsý ve bacanýn etrafýndaki tenekede oynaþan damlalarýn týnlayan sesi artýk sussun istiyordum. Neredeyse aklýmý kaçýracaktým. Oysa ben yaðmuru ölesiye seven, damlalar toprakla buluþtuðunda baðlasalar evde duramayacak biriydim.
23 
 Selver  (Seyfullah ÇALIÞKAN)

- Sen bana âþýktýn dimi lisedeyken, dedi. - Bilmem, çok zaman geçti, hatýrlamýyorum. - Bana mektup yazmýþtýn, Ýstanbul’a… - Yazmýþ mýyým? Niye yapmýþým ki öyle bir þey? - Âþýktýn iþte o yüzden. - Çocuktum ben o zamanlar. Aþtan ne anlarým? - Bu iþlerin yaþý baþý mý olur? Evet, sana âþýk olmuþtum demen seni küçültür mü?
24 
 Vay Sözüm Vay…  (Þevket Baþýbüyük)

Son numara kýzým henüz 6 yaþýnda, bana öykünerek “þair olacaðým” demiþ. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum; Feyza’nýn þair olduðunu ispatlayarak yazdýðý þiiri gösterdiler bana… Þiir; “Vay sözüm vay!” mýsrasý ile baþlýyordu…
25 
 Raký Þiþesinden Ejderha Olduk –ýý -  (Seyfullah ÇALIÞKAN)

-Aklýndan geçen ne? Telefon alýnca ne olacak? -O zaman yengeye ulaþabiliriz. -Yenge deme lan kadýna. Bir kere olsun yüzümü görmüþlüðü bile yoktur. -Telefon alýyon dimi. -Bakarýz, þimdi sýrasý deðil. -Niye paran mý yok.
26 
 Babamý Bulmak  (Hilal Fýrtýna)

Annem “Senin baban var ama nerde, bilmiyorum “ dedikten sonra bana duvarlar boyunca uzanan kitaplýðýný göstererek “Ama bak bir sürü kitabýn var” demiþti.
27 
 Deep 5. 10  (selim çok)

suskun bir kýþa gebeydi sevgili günlerim!
28 
 Bir Öykü  (Esin Yardýmlý)

Yeni bir öykü ha... Uzun zamandan sonra... Eh... Yazmaya baþlayayim bakalým... Ýþte bu kadar.
29 
 Ayþe Aþk Arýyor  (Þenol Durmuþ)

Günlerce o hýrsla çalýþtý.Topuklu ayakkabýlý, kýrmýzý etekli, zengin kýzý Mualla onu fark edene kadar. Bu fakir kýz bu güzellikle kendini heba etmiþti. “Sen de benim bindiðim arabaya biner misin?” diye sordu bir gün. Sevinçten göz yaþlarýný zor zaptetmiþti Ayþe. “Evet hanýmcýðým” demiþti. “Peki biz grup yapýyoruz, gayet zevkli oluyor, aramýza da girer misin?” diye tekrar sormuþtu.
30 
 Bir Beyoðlu Zamaný  ( ALÝ YÜKSEL)

Bedeni kendine yabancýlaþmaya baþlamýþtý,bir müþterisiyle sokakta karþýlaþmýs beraber yürümeye baþlamýþlardý,tuhaf bir þekilde evi bulamýyorlardý.sürekli dönüp ayný sokaða geliyorlardý.
31 
 Bir Beyoðlu Zamaný  ( ALÝ YÜKSEL)

Bedeni kendine yabancýlaþmaya baþlamýþtý,bir müþterisiyle sokakta karþýlaþmýs beraber yürümeye baþlamýþlardý,tuhaf bir þekilde evi bulamýyorlardý.sürekli dönüp ayný sokaða geliyorlardý.
32 
 Alcohol!  (selim çok)

Karanlýðý emiyor masum bir tutku.eski aþklar dansediyor kadehin içinde.
33 
 Daldýr Kaþýðý Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 1  (seyfullah ÇALIÞKAN)

DALDIR KAÞIÐI YAHNÝYE, SORMA ETÝNÝ BAHRÝ’YE -1 Gazetelerde hileli gýdalar ve insan saðlýðýna zararlý katký maddeleri ile ilgili haber okumadýðýmýz gün yoktur. Yapan da biz, satanda, tüketende… Yazýlanlara bakýlýrsa aldýðýmýz et ürünlerinde et dýþýnda her þey varmýþ. Üzerinde dana eti yazýlan sucuk ve salam ve sosis gibi ürünlerde sakatat, domuz, at, eþek eti kullanýlýyormuþ. Sakatat ve yaðlar bir tarafa dünyada birçok ülkede at ve domuz eti tüketiliyor. Saðlýk ve hijyen kurallarýna uygun kesilip hazýrlandýðý zaman kimse bu hayvanlarýn etini yediði için hastalýktan kýrýlmýyor. Biz inançlarýmýz gereði bu hayvanlarýn etini yemeyi býrakýn, yenilebileceði düþüncesine bile tiksinerek bakýyoruz. Keþke yediklerimizin içinde sadece at, eþek ve domuz eti olsa. Saðlýklý olsa, temiz olsa ve bilmeden dana eti niyetine tüketsek. Dünden razý olacaðýz… Yýllarca yurt dýþýnda yaþamýþ bir aðabeyimiz var. Sohbeti tatlý, keçisakallý, macera dolu birikimli biri iþte... Bu tiplerden mutlaka siz çevrenizde de bir iki tanýdýðýnýz vardýr. Mutlaka sürekli briç oynadýklarý bir ekipleri vardýr. Hepsi zamanýn mektepli, diplomalý, yabancý dil bilen okumuþ çocuklarý. Olgun abimizin briç yanýnda avcýlýk meraký da var. Neyse en iyisi olan biteni onun kendi aðzýndan anlatayým. Geçen sene Aralýk ayýnda bir hafta sonu Çakýroðlu’na býldýrcýna gittim. Býldýrcýný býrak çulluk bile rast gelmedi. Av hevesi sadece köpeðin iþine yaradý. Hayvan açýk havada kýra, bayýra vurdu kendini. Keyiften geberecek. Hayvancaðýz aniden önümden yüz, yüz elli metre ilerde zýnk diye durdu. Sarkýk kulaklarýný olabildiðince havaya dikti. Defneliðin kýyýsýna koþup havlayama baþladý. Ne olup bittiðini ben de anlamadým. Hayvan defneliðe doðru koþup havlayarak saldýrýyor, inleyerek geri kaçýyordu. Yaklaþýnca bir de baktým sýk defne kümesinin içinde bir domuz var. Beni görünce domuz çalýlarýn arasýndan çýkýp bayýrdan yukarý doðru koþmaya baþladý. Arka arkaya niþan alýp iki tane çaktým. Burnu üstü yere çakýlýp yuvarlanmaya baþladým. Önce niye vurdum ki bu hayvaný diye düþündüm. Tarlada ekinimiz yok, mýsýrýmýz yok. Þimdi Almanya’da olsam veya Ýsveç’te bu domuz dünyanýn parasý eder. Hem organik, hem yabani… Oysa þimdi ben burada býrakýp gideceðim leþi günlerce etrafý kokutacak. Domuzun orasýna, burasýna bakýp incelerken aklýma þeytanca bir fikir geldi. Yurt dýþýndayken arkadaþlar kuzu eti diye bana defalarca domuz yedirip sonra da alay etmiþlerdi. Üstelik yaðlý kýsýmlarý atýlýrsa etinin tadý kuzu etine de benziyordu. Býçaðýmý çýkarýp hayvanýn ön ve arka bacaklarýný kestim. Köydeki eve gittim. Kestiðim bacaklarýn derilerini yüzdüm. Etlerini kemiklerden ayýrdým. Yaðlý kýsýmlarýný kesip attým. Bir tencereye doldurup soðanlý, patatesli, havuçlu güzel bir yahni kaynattým. Hem de az buz deðil. Kocaman bir tencere… Yeme de yanýnda yat. Ardýndan Sinop’a bir telefon patlattým. “Uþaklar koþun gelin. Köyde ziyafet var. Sadece ekmek alýn. Baþka bir þey lazým deðil. Yok, içeriz, uçarýz diyorsanýz sizin bileceðiniz iþ. Mutfaðýmýzýn geçici bir ekonomik arýzadan dolayý içki servisini bir süreliðine durdurmuþtur,” dedim. Bir saate kalmadan çýkýp geldiler. Hem nevaleyi de oldukça çeþitlisinden düzmüþler. Icýðýný cýcýðýný sormasalar ben de yalan söylemek zorunda kalmayacaktým. Ekmek buldun mu yanaþ, dayak gördün mü sývýþ. Oðlan için adaðým vardý. Okulu bitirsin bir koç keseceðim demiþtim. Daha önümüzde üniversite var ama adak adaktýr. Kesmek lazým. Ýþte o koçu bu tün kestirdim. Birazýný fakir fukaraya daðýttým. Geri kalaný da size ayýrdým. Bir ikisi gak guk etti ama sesini kestim. Neymiþ efendim ben dindar deðilmiþim. Adak adamak kim ben kimmiþim? Oturduk sofraya hep beraber giriþtik yahniye. Kaþýklarýn biri batýp, öteki çýkýyor. Bir tabak, iki tabak derken tencerenin dibi göründü. Bir de iþin uzmanlarý var. Bu koç daha bir yaþýna yeni girmiþ. Yem ile deðil kýrda, bayýrda kekik ile beslenmiþ. Eti misler gibi kokuyormuþ. Sanki illa ukalalýk etmeliyiz. Her þeyden anlamalýyýz. Yahni kaþýklandý, þaraplar, biralar, rakýlar hafif hafif bünyede yol bulmaya baþladý. Sofra toplandý, tatlý bir sohbet baþladý. Zaten keyfimiz de yerinde. “Arkadaþlar, dedim. “Üzgünüm, yediðinizi ne kuzu ne de koçtu. Çakýroðlu’nda öðleye yakýn bir domuz vurdum. Ziyan olmasýna gönlüm elvermedi. Getirip eve piþirdim. Sonra da sizi çaðýrdým.” - Yalan valla yalan, bizimle kafa buluyor. - Doðrudur oðlum, ben anlamýþtým zaten. - Þaka dimi be Olgun abi. Hadi þaka de… - Yalan söylüyor. Bir bakýþta ne eti olduðunu þýp diye anlarým. - Yapar ulan bu gâvur, valla yapar… - Ne olursa olsun. Et güzeldi. Ellerine saðlýk. Ben takmam aga, - Domuz olsa ne yazar. Önemli olan niyet... Biz onu koç diye yedik. “Þaka þaka…” dedim. Hepsinin rengi geldi. Ama öte yandan içlerine de kurt düþtü bir kere. Artýk fayda çýkmaz. Kurcalayýp dururlar. Adým gibi biliyorum. Birisi atladý hemen; - Bunun kemikleri nerde? - Köpeklere verdim, nerede olacak köpeklerin karnýnda. - Derisi nerde? - Koçu kesen köylüye verdim. Derisini, ciðerlerini, kalbini ve böbreklerini o aldý. - Yalan dimi, ne olursun doðruyu söyle. Yediðimiz domuzun etiydi dimi? Bursa Nisan 2011 Seyfullah
34 
 Concerto Grossi No: 1 B Minor Opus: 37  (Faik Murat Müftüler)

Birinci keman, ikinci keman, viyola ve çellolar, flütler, obua, klavzen... Hepsi hazýr. Þef bagetiyle nota sehpasýna çift týkladý. Son bir iki öksürük. Sessizlik...Þþþþþt.
35 
 Gökçeada 3  (seyfullah ÇALIÞKAN)

Ya da “acýmadý kine, hiç acýmadý, duymadým bile,”derlerdi. Baharla birlikte dersleri kýranlarýn dýþýnda haftada birkaç kez eðitim þefinin odasýna çaðýrýlanlar vardý. Bunlar resmen o odaya ve dayaða aboneydi. Ya zamanýnda kalkmazlar, ya yataklarýný toplamazlar ya da etütlere geç kalýrlardý. Bizim sýnýfta da bu ekipten bir iki kiþi vardý. Eðitim þefi bunlarý cezalandýrmaktan býkýp usandý,
36 
 Çobanýn Büyüsü  (LOKMAN ZOR)

Bir varmýþ bir yokmuþ...
37 
 Ýnsanýn Serveti  (LOKMAN ZOR)

Bir varmýþ bir yokmuþ. Allah’ýn kulu çokmuþ ama çokmuþ demek yokmuþ. Münasebetsizin biri her þeye burnunu sokmuþ, onun yüzünden her iþ kokmuþ, düzen bozulmuþ. Büyüðünden küçüðüne herkes yokluk çekip sýkýntý yaþamýþ. Sonunda her þey düzelmiþ de iþler
38 
 Ýðde Sokaðý  (Hacer AKTAÞ)

Hece öykü dergisi, 81. Sayý
39 
 Sakarý Boyu Hikâyeleri Ýle Seyr - Ü Sefer - 3  (Taner SARGIN)

Arda kendisini iyi tanýmasý yanýnda çevresini iyi tahlil edebilen ve gözlemlerini aktarabilen biri olarak en faydalý olabileceði bir iþ olarak Belgeselciliði seçmiþti. Hiç umulmadýk yerlerde beklenmedik fikirlerle, beklenmedik insanlarla karþýlaþmak onu þaþýrtmýyordu. Farklý bakýþ açýlarýna saygý göstermesi yanýnda bu farklýlýklarýn birer zenginlik olduðunu düþünüyordu. Hayat düz deðildi, daðlar ve ovalar gibi iniþli ve çýkýþlý idi. Yaptýðý iþlerde abartýsýz ve gerçekçi olmasý yanýnda detaycý ve ince fikirli idi.
40 
 Küçük Bir Sohbet  (Ege Kaan Özel)

Bu yazý sürekli vakit geçirdiðiniz en yakýn dostunuz ve sizin aranýzda. Baþka kimseye yer yok bu yazýda. Sadece siz ve can yoldaþýnýz. Okursanýz anlayacaksýnýz insanýn yalnýzlýðýný ve biricik dostunuzu tanýmanýn önemini. Ne demiþler:" Bu dünyaya yalnýz geldik, yalnýz gideceðiz.".

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Yeni Gün
YILDIZ AKA
Öykü > Deneysel
Dirahþan
selim çok
Öykü > Deneysel
Efendisiz
selim çok
Öykü > Deneysel
Ýðde Sokaðý
Hacer AKTAÞ
Öykü > Deneysel
81. Çizgi
selim çok
Öykü > Deneysel
Yardým
MUHAMMET ALÝ YÜKSEL
Öykü > Deneysel
Selver
Seyfullah ÇALIÞKAN
Öykü > Deneysel

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © , 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.