• ÝzEdebiyat > Deneme > Gülmece (Mizah) |
161
|
|
|
|
Bazen kafanýz kaþýnýr o da ilginçtir, sol tarafý kaþýnýrsa baþka yorum yaparlar, sað tarafý kaþýnýrsa daha baþka... Oldu ya bir, poponuzun kanatlarý kaþýnýr, o zaman sakýn ’’Ýnadým inat, kýçým iki kanat.’’ diye bir cümle kurmayýn... Tecrübelerle sabittir geçmiyor kaþýnmanýz... |
|
162
|
|
|
|
„Kadýnlar ne ister?“ Son günlerin bu hayli moda olan sorusunun yüzlerde yarattýðý muzip gülümsemeyi , sorunun içeriðindeki hinliðe baðlarsak çok rahat bunun „erkek“ orjinli bir soru olduðu sonucuna varabiliriz elbette.
|
|
163
|
|
|
|
Bin sekiz yüzlü yýllarýn baþýnda ilk tren dünya üzerindeki faaliyetlerine baþlýyor Richard Trevithick adlý maden mühendisi bu iþi baþarýyor, daha sonra da ’’George Stephenson ileride ‘Demiryollarýnýn Babasý’ olarak anýlmasýný saðlayacak olan ilk buharlý lokomotif olan ‘Rocket’i tasarlamýþtýr. Rocket 1829 yýlýnda Liverpool-Manchester hattýnda 24km hýza ulaþabilmiþtir.’’ |
|
164
|
|
|
|
Güzel Türkçemizde böyle bir zarf var, bazý yerlere cuk oturuyor. Anlamýný yukarýda verdik. Benimde gözlemlediðim, ülkemizde zýrt pýrt yapýlan þeyler aklýma takýldý paylaþalým... |
|
165
|
|
|
|
Ankara Emniyet Müdürlüðü dört günlük sokaða çýkma yasaðýnýn son günü olan pazar günü, Mamak'da ki bir parkta uzun eþek oynayan delikanlýlarý yakalamýþ ve de toplam 31.500 Türk Lirasý para cezasý kesmiþ... Þimdi, bu uzun eþekler ki babalarýný tanýmýyoruz, eminim ki iyi adamlardýr babalarý, tabi ki bu para cezalarýný babalarýna ödetecekler ve bazýsý da eþek sudan gelinceye kadar sopa yiyecek... Yazýk, gerçekten çok yazýk... |
|
166
|
|
|
|
Konu önemli, ben aþý yaparken de mutlaka yanýmda Esra Enjektör adlý hemþirenin de bulunmasý þarttýr. O olmadan ben kesinlikle aþý yapamýyorum, aþýya ve kola konsantre olamýyorum... Sade o da deðil bir de Ýdris Ýðneucu adlý erkek hastabakýcýmýzýn da yanýmda olmasý lazým... Esra Enjektör ve Ýdris Ýðneucu'da en az benim kadar iyidirler... |
|
167
|
|
|
|
“Bilge nereye gittiðini görür, ama akýlsýz karanlýkta yürür. Ancak, ikisi de ayný yazgýyý paylaþýr. Akýlsýzýn baþýna gelen, benim baþýma da gelecek dedim. Öyleyse bilgelikten kazancým ne? Çünkü akýlsýz gibi, bilge de bir süre sonra anýmsanmaz, gelecekte ikisi de unutulur. Bu yüzden yüreðime dedim: Bu da tamamen anlamsýz. Nitekim bilge de akýlsýz gibi eninde sonunda ölmek zorunda. Bundan dolayý yaþamdan nefret ettim. Çünkü güneþ altýnda yapýlan bu iþ bana acý veriyordu. Boþlarýn boþu her þey boþ ve her þey rüzgarý yakalamaya kalkýþmakmýþ” ( Ecclesiasticus 2: 13-17)
|
|
168
|
|
|
|
Bu yazýmýn siyasi mizahla ilgili önemli bir çalýþma olduðuna inanýyorum...Tabi ki takdir konuyla ilgili uzmanlarýn ve sevgili okurlarýmýzýn... Bakalým hayýrlýsý |
|
169
|
|
|
|
Piyasa, gel bakalým hele yanýmýza uzat kolunu nabzýna bakacaðýz kýz... Hay Allah nabýz atmýyor mu ne? Sanki durmuþ gibi piyasalarýn nabzý... Azýcýk narkoz mu versek ya da kalp masajý mý yapsak? Oy oy oy oy oy! Vay benim dertli baþým, vaaaaay benim kaygusuz aþým! Ne oldu piyasalara böyle neler olduuuuu! Lelelelelelelelelelelelelelelelelel!
|
|
170
|
|
|
|
Bu sitemin adý ÖÖS... Dediðim gibi burada çok güzel bir eylem var, açýlýmý Öpücük ile Ödeme Sistemi, ÖÖS, yani bir çok esnafýn zamanýnda bizlere ve baþka dürüst esnaflara yaptýðý gibi, senedinizi, çekinizi ya da nakit borcunuzu ödemiyorsunuz, borçlusu olduðunuz kiþiyi gidip yanaðýndan öpüyorsunuz... Hatta öptükten sonra bazýlarý ’’Öpeyim de Geçsin.’’ diyorlarmýþ, aldýðýmýz duyumlara göre... |
|
171
|
|
|
|
Öpüþürken mutlaka karþýnýzdaki insanýn sað ya da soluna yanaþýrken onun da sizin yanaþtýðýnýz tarafa yanaþmasý çarpýþmalarý önleyecektir... Takýntý yapmayýn önce sað yanaðýndan ya da önce sol yanaðýndan öperim diye... |
|
172
|
|
|
|
Duyarlý Fatma Nine. (Mudurnu aðzýyla yazýlmýþtýr.) |
|
173
|
|
|
|
Duyarlý bir ninenin günlüðü.(Mudurnu aðzýyla yazýlmýþtýr.) |
|
174
|
|
|
|
Türkiye Hristiyan bir devlet olsaydý ve Türklerin %99u Hristiyan olsaydý acaba ne olurdu? Hiç düþündünüz mü? Bi düþünün bakalým... O zaman belki titremez ve kendimize dönmezdik... :) |
|
175
|
|
176
|
|
|
|
Ýnsanlýðý önemsemeyenler, insanlýktan da çýkýyorlar haliyle... Geriye kalan da o zaman kan, gözyaþý, zulüm, ezilen insanlar, öldürülen çocuklar, tecavüz edilen kadýnlar oluyor... Çocuklarý anneleri ile birlikte kurþuna dizenler mi bu dünyaya barýþ getirecek? Açlýðýn kol gezdiði Kara Kýta Afrika'da insanlar ölürken, onlarý sömürmek için viski yudumlayanlar mý barýþ getirecek kainata? Hiç sanmýyorum... |
|
177
|
|
|
|
Ýyi iyi, o zaman marjinal yaþýyorsunuz demek ki? ''Hem de ne marjinal abi, ne marjinal, bizim kadar marjinal i de yoktur billahi, buralarda.'' Marjinal yaþamayýp da ne yapsýnlar? Öyle her yerde, her ortamda da marjinal olunmuyor arkadaþlar deðil mi? Hayýr sen marjinal oldun oldun, baþkalarýna niye bulaþtýrýyorsun kardeþim marjinalliðini? |
|
178
|
|
|
|
'Tüm ülke nasýl da okuyor.' diye düþündü. Ne kadar mutluydu anlatamýyordu. Sonra her þey anlaþýlýnca hevesi kursaðýnda kalmýþtý. |
|
179
|
|
|
|
Çiftçilik, hayvancýlýk yapmadým ama, bilirim ki manda türünden hayvanlar ahýrda yaþar, ara sýrada otlamaya çayýra çimene çýkartýlýrlar çobanlar tarafýndan. Hayýr bir de söðüt dalýna da yavrusuyla çýkýyor, onu da sineðe kaptýrýyor. Sinek de þu meþhur Jurassic Park da ki sineklerden demek ki yavruyu kapýp gidiyor. Manda da arkasýnda melûl melûl baksýn dursun... |
|
180
|
|
|
|
Eðer bir tahtakurusunu tahta ýslaðý yapmak istiyorsanýz, bu iþlemi çok dikkatli yapmak zorundasýnýz. Tahtakurularýnýn hiç birisi tahta ýslaðý olmak istemez. Neden istemez? Çok basit herhangi bir tahtakurusu, insanlar tarafýndan ýslatýlýp da tahta ýslaðý olduðu zaman tahtakurusu familyasýndan hemen dýþlanýrlar, bu da onlarýn aðrýna gider... Hatta böyle durumlara düþüp intihar eden tahtakurularýnýn olduðu da bilinmektedir...
|
|